Yazı Dizisi / Misket DİKMEN

Şincan İlahiyat Fakültesi

Şincan İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Şincan İslamiyet Konfederasyonu Başkanı Prof. Dr. Abdulrekip Tumniaz yardımcıları ve öğretmenlerle karşılıyor.
Bir yandan anlatıyor bir yandan gezdiriyor. Binanın içi son derece sade, dini ifade eden bir nesne yok. Bazı sınıflardan arapça okumalar duyuyoruz. Tumniaz anlatıyor...

“Fakültemiz 32 yıllık . Amacı Şincan'da imam yetiştirmek. 2014 yılında yeni kampüs inşaatı başladı. Biz daha yeni yerleştik. 1 milyon metrekarelik bir alanı var. Büyük bir yatırım yapıldı. Hem lisans okulu hem de kurslar var. Eğitim 5 yıllık. Liseden gelen öğrencileri ihtiyaç için eğitiyoruz.
Dini bilgiler, Şincan İslamiyet etkinliği, Kuran öğretileri, düşünce ve siyaset dersleri, Çin anayasası, Çin kültürü, Sincan tarihi ve standart dili öğrenme eğitimi veriyoruz. Bölgede başka şehirlerde 8 şubesi daha var. Toplam öğrenci sayısı 688. Öğrencilere ayda 600 yuen yemek parası veriliyor. Yatılı olanların masrafları da devlet tarafından karşılanıyor.”

Fakülte'nin başkanından bu bilgileri aldıktan sonra ana binanın hemen yanındaki camiye yöneliyoruz.

Geniş bahçe içinde açık alanda çok sade ve bölgenin tarihi mimari özelliklerini yansıtan cami taş yapı. İçine girince sadelik daha da sarmalıyor. Tabanı tamamen yöresel desenlerle örülmüş kırmızı halı kaplı. Bunun dışında mavi ve beyaz hakim. Bazı kısımlarda abartıya kaçmadan mavi tonların baskın olduğu çiniler var. Mimari yapıya da çinilere de taş işçiliğine de hiç yabancı değiliz. O kadar bizden ki... Bu arada gazeteci arkadaşlarımızdan bazıları namaz kılıyor. Bir süre fotoğraf çekiyoruz. Sonra da Dekan Tumniaz anlatmaya devam ediyor.

“Bu güne kadar 2300 din adamı yetiştirdik. Şincan'daki camilerde görev yapan imamlar burada veya diğer şubelerimizde gönüllü olarak eğitim alıyorlar. Şu an Şincan'da 24 bin cami 27 bin din adamı var. Bunların kendi gelirleri, kendi meslekleri veya toprakları var. Ayrıca belediyeler destek maaş veriyor. Benim maaşımı devlet ödüyor. Cuma camiileri daha büyük. Eğitim Uygurca. Vaaz ve hitabetler Uygurca. Dualar Arapça.”

Bölgeye dair dünyada hakim düşünce olumsuz. Teror ve dini baskı konusu gündemden düşmüyor. Buna ilişkin sorumuzu şöyle yanıtlıyor.

“Ben burada bir din adamı olarak Çin hükümetine aracılık ediyorum. Bundan çok memnunum. Çin'in gelişmesini büyümesini Çin'in istikrarını etnik grupların bir arada yaşamasını istemiyenler var. Burada bir arada yaşıyoruz. Batı ülkeleri güçlerini kaybedeceklerinden endişeleniyorlar. Olumsuz haberler yapıyorlar . Etnik grupları inançlarıyla vurmak istiyorlar. Panislamik gruplar, etnik bayrağı ve dini kıyafetiyle radikal dinciliği kışkırtıyor, provakasyonlarla halkın mal ve can güvenliğine tehdit oluşturuyorlar.
Mesela kadının kapalı olmasını, cihat meselesinı, helaldir değildir söylemini dayatıyor ve halkla hükümeti karşı karşıya getirmeyi amaçlıyorlar. Dış güçler bu girişimleri destekliyor... Amaç bu bölgeyi bölmek, Çin'den ayırmak.
Yanlışla doğruyu ayırmaya calışıyor halka bunu anlatmaya çalışıyoruz. Halkı normal yaşama davet etmeye çalışıyoruz. İslamiyet Çin'e gireli 1300 sene oldu. Bir tane ilahiyat fakültesi vardı on tane oldu. Bu açıdan Çin hükümetinin verdiği destekleri görebiliriz.
Hükümet deprem bölgesinde insanların güvencesi icin sağlam evler yaptı. Radikal gruplar bu evlerde kalamazsınız diyor. Devletin verdiği kimlik ve diğer evrakı reddedip imha ediyorlar. Amaç istikrarı bozmak.

Hükümet bu konuda kararlı. Öncelikle aşırı dinciliğin temizlenmesi, önlenmesi gerekiyor. Eğitim ile kafalardaki aşırı dinciliği temizlemek en önemli amacımız.. Bunu da eğitilmiş din adamlarıyla yapıyoruz. Toplumsal istikrarı eğitimle sağlamaya çalışıyoruz. Devlet aşırı dincilikten etkilenen insanları eğitime aldı. Bu çok doğru bir karar. Amaç insanların güvenliğini sağlayıp onları korumaktır. 18 yaş altında erişkin olmayan insanların ana görevi öğrenmektir. Çin'de din özgürlüğü var. Ama 18 yaşına kadar yok. Camiye ya da kiliseye veya başka bir dini ibadethaneye18 yaş altında olanlar giremez.

Hükümetin bu konudaki çabalarına ve yaptıklarına destek veriyoruz. İşbirliği ile dünyadaki terör olaylarından kurtulalım istiyoruz. Barış ancak böyle mümkün olabilir.”

Terörü temizlemek için kökten dinciliği gidermek önemli

Şincan Uygur Özerk Bölgesi'nin ikinci büyük kenti Kaşgar'a yola çıkmadan önce programımızda önemli bir ziyaret daha var.

Şincan Sosyal Bilimler Akademisi

Bölgenin felsefe ve bilim araştırma enstitüsü. 1981 yılında kurulmuş.

224 uzman çalışıyor. Bu uzmanlar Han, Uygur, Mancu, Kırgız, Tacik, Kazak, Sala etnik gruplarından. Akademinin 11 bölüm başkanı ile birlikteyiz. 'Araştırmalarımız Şincan'da barışı gerçekleştirmek için' diyorlar. Çalışmalarında Şincan’ın gelişiminin göz önüne alındığını söylüyorlar. Din, tarih, etnoloji, hukuk gibi 12 alanda çalışma yapıldığını, dış dünyayla ilişkileri geliştirmek için öncelikli bölümleri olduğunu belirtiyorlar. Akademide ekonomik ve toplumsal araştırmalar yapılıyor.

Burada Çin'in Uygur Politikaları ve Mesleki Eğitim Merkezleri'ne ilişkin ilk ayrıntılı bilgileri alıyoruz.

Enstitü Başkanı Ding Shouqing bilgilendiriyor önce. “Enstitü bu coğrafyaya ve ilgilendiği konulara sıkı sıkı bağlıdır. Orta Asya Enstitüsü Kuşak ve Yol İnisiyatifi güzergahında yer alan ülkeler ve ekonomik koşulları üzerine araştırmalar yapıyor. 2013 yilinda Başkan Xi Jingpin Kazakistan'da konuşurken Kuşak ve Yol İnisiytifini dillendirdi. Bu açıklama uluslararası arenada büyük ilgi gördü. Projenin çekirdek bölgesi olarak Şincan belirlendi. Bu coğrafyada yer alan ülkeler arasında araştırmalarımızı ve ilgimizi yoğunlastırdık.Sonuçlarımız çok kıymetli. Tarih Araştırma Enstitüsü Şincan tarihi ile ilgili önemli araştırmalar sürdürüyor.

Çin tek sistemli bir ülke. Bir çok idari sistem var. Etnik grupların etnik bölgeleri var. Şincan 1955 yılından bu yana bu özerk bölgelerden biri.”

Terör örgütleri

Gruptaki gazetecilerden biri soruyor. 'Terörist örgütler neler, kimler?'

Açıklama 'Şincan’da insanlar terör örgütlerinin eylemlerinden zarar gördüler. Yurt dışı bağlantıları bildiğimiz kadarıyla Doğu Türkistan İslami Terör Örgütü. Urumçi’deki bir çok terör olayından sorumlular. Şincan'daki teröristler Suriye'de İŞİD operasyonlarına da katıldılar' şeklinde.

Çin anayasasında inanç özgürlüğü var

Müslüman nüfus ve sosyal durumları konusunda da Etnik Kültür Enstitüsü Başkanı Ali Wufuer 'Etnik grupların hepsi de inançlı değil' diyerek başlıyor söze. 'Uygurlarin hepsi de müslüman değil. Şincan'da 24 milyon nüfus 13 milyon müslüman var. Örneğin ben, Uygurum. Ama dine inanmıyorum. Çin'in etnik meselesi üzerine araştırmalar, uygulamalar var. Etnik nüfus dağılımı farklı olsa da uygulamalarda eşitler. Toplu halde yaşanan bölgeler var. Şincan ekonomik olarak geride kalıyor. Bu konuda eşitlik sağlamak için bir çok program hazırlandı. Çin'in batısında yer alan 12 eyaletin gelişmesine, halkların koşullarının iyileştirilmesine hız verildi. Gelişme konusundaki uçurumun hızla kapatılması amaçlandı. Etnik gruplar arası iletişim, yardımlaşma, temas ve işbirliğini sağlamak konusunda çalışıldı. Birbirleriyle evlenme yaygın bir durum. Bir arada yaşam koşullarının iyileştirilmesi teşvik ediliyor. Bir kaynaşma modeli oluşturuldu. Çin anayasasında herkes din ve inanç özgürlüğüne sahip. Çin vatandaşlarının din özgürlüğü garanti altındadır. Ama yasadışı uygulamalara asla izin verilmez. Çin'in din konusundaki temel ilke ve felsefesi budur. Aşırı dincilik ve bölücülük yasası bu konudaki girişimlere karşı durur.” deyip sözü dışa açılma politikalarına getiriyor.

“Çin'in reform ve dışa açılma politikası kararlı bir politika. Dışa açılma politikası 40. yılında. Bu politika olmasaydı Çin bügünkü Çin olamayacaktı. Çin, halk odaklı gelişme yolunu izlemektedir. Her şey halk için. Amacımız halkların refahını geliştirmektir ve halk için gerkeni yapmaktır. İstikrarı sağlamak istihdamı korumak önemli hedeflerimizdir. Şincan'da bu tarihi çalışmalarda yeni istihdam sayısı 450 bin civarında. Biz geleceğe dair ümit besliyoruz. Çünkü giderek büyüyoruz. Tüketim hızımız artıyor. Halklar ekonomisinin sürdürülebileceğine inanıyoruz.”

Anlatılanlara dair bölgenin dış dünyaya daha açık olması gerektiği eğer varsa gerçek olmadığını düşündükleri haberlere karşı kapıları açmalarının önemli olduğuna ilişkin görüş belirtip soruyorum.

“Radikalizm ve cehalet önyargıyı sever. Önyargı binlere, milyonlara ulaşınca bazılarının köşelerinde ellerini oğuşturmasına yarar.

Etnisite ve inanç, önyargı ve kargaşanın en önemli besinidir. Medya da bunun en önemli dağıtım aracı. Dezenformasyon ve algı yaratmak çok kolay. Önemli olan gerçekler. Önyargılara firsat vermemek için bağımsız medya kuruluşları, insan hakları ile ilgili kuruluşlar ve uluslararası bilimsel akademik işbirlikleri de önemli. Bugün burada bunun bir örneğini yaşıyoruz. Sizin bilimsel calışmalarınızın somut sonuçları var mı? Bağımsız kişi ve kuruluşlara açık mısınız?” soruma yine Ali Wufuer cevap veriyor.

Basının gücü doğruyu aktarmaktan doğar

'Sizin fikirlerinizi takdirle değerlendiriyorum. Basının gücü doğruyu aktarmaktan doğar. Buraya geldiniz, incelediniz. Bu bizim için de çok yararlı olacak. Kendi duygularınızla, edindiğiniz bilgilerle kendi doğrularınızı bulacaksınız. Çalışmalarımızı, analizlerimizi, araştırmalarımızı paylaşıyoruz. Şincan Çin'in ayrılmaz bir parçası. Arkeolojik araştırmalara göre tarihi gelişme rotası belirlendi ve bu rota ile sonuçlarımızı derledik. Şincan'ın kaynak durumunu ve dışa açılma koşullarını ekonomiyi geliştirmeye ilişkin verilerimizi ve sonuçları paylaştık. Sizlerle ve çeşitli çevrelerle paylaşıyoruz. Araştırmalarımızla medya arasında bağlantı kurulması kritik bir konu. Aşırı dincilik yayılmaya başlamadan önce hiç bir terör olayı yaşanmadı. Terörü temizlemek için dini aşırıcılığı gidermek önemli. Din etkisi altında bulunan insanlar cennete gideceğim düşüncesiyle terör olaylarına katılıyor. Yasa bilinci zayıf insanlar bunlar. Eğer terör olaylarını çözersek, dini radikalizmi önlersek dünyaya örnek olacağız. Bunun için batı basınındaki haberleri anlayamıyorum. Batı medyasının da Şincan'da gerçekleri yerinde görmesini isteriz. Şincan gerçeğini en iyi bilenlerden biriyiz. Uzun ve acılı bir araştırmanın sonucunda bir çözüm bulduk; Eğitim. Bu amaçla egitim merkezleri kurduk. Gidip gezeceksiniz. Kendiniz hissedeceksiniz. Değişikliği göreceksiniz. Gerçek en kuvvetli şeydir. Buradaki eğitim çalışmaları terör mücadelesine verilen büyük bir katkı ve örnek olacak.”

Etnik köken ayrımı yok

Birbiri ardına sorular geliyor. Batının Toplama Kampları, Çin'in Mesleki Eğitim Merkezi diye adlandırdığı yerler nasıl, eğitim aldıkları söylenen kişiler neye göre seçiliyor, hangi konularda eğitim alıyorlar?

Bunlara Enstitü Başkanı Shouqing cevap veriyor. 'Mesleki Eğitim Merkezi. Ben gittim gördüm. Yaşam koşullari iyi eğitim koşulları da. Genel derslerin, standart dil eğitiminin dışında mesleki eğitimi sürdürüyorlar. Güney Şincan'da 90'lı yıllarda aşırı dincilik etkili oldu. Bu özellikle kadınları etkiledi. Kadınlar erkeklerle eşit durumda değildi. Eğitimsizlerdi. Eğitim alıp mezun olduktan sonra bağımsız yaşama olanağına kavuştular. Belediye veya kasaba idari yönetimi Şincan'da tabandaki bütün halklar için önemli bir iş yapıyor. Bu etnik köken ayrımı yapılmaksızın herkesi kapsıyor. Eğitim, sağlık ve sivil yaşam konusunda karşılaştıkları sorunlara yardımcı oluyor. Hedef; herkesin yoksulluktan kurtarılması.

Dini aşırıcılığın aslı dine karşı çıkmaktır. İslam ülkeleri Çin'deki durumu yanlış algıladı. Bütün dinlerin aşırıcılık yönü vardır. Önemli olan dinin doğru ruhunu, doğru ünvanını korumaktır” diyerek dini aşırıcılıkla dinin ayrılması konusunun Çin Kültür Koruma ve Sürdürme kitabı Beyaz Kitap'ta açıkça ifade edildiğini söylüyor.

Akademideki bu görüşme yolculuğumuzun bundan sonraki kısmının önsözü olacaktı. Özellikle kapalı kutu Mesleki Eğitim Merkezi için.

Diğer Yazılar

Çin'in başdöndüren yükselişi 1

Dünya ailemizdir 2

Şincan Şincan meyli (güzel) Şincan 3

Urumçi'de 2. Gün 4 

Hedef: Halkın yoksulluktan kurtulması 5

Merhaba Kaşgar 6

Kaşgar Eğitim Merkezi 7