Engelli çocukların bakımını, yetersiz devlet desteği nedeniyle tek başlarına üstlenen anneler, emeklilik hakkı istiyor. Günün 24 saati bakım vererek çalışma hayatına katılamayan kadın sayısı 536 bin olarak tahmin ediliyor

GÖRSEL AÇIKLAMA:

En üstte  lacivert zemin üzerinde “Evde Engelli Çocuk Bakımını Üstlenen Anneler Sizi imza kampanyasına destek olmaya çağırıyor” yazıyor.

Altta beyaz yeşil, turuncu ve mavi şeritler üzerinde tekerlekli sandalyesinde oturan bir çocuk ve annesi illüstire edilmiş, çocuk el sallıyor, anne sandalyeyi sürüyor. Şeritlere  EMEKLİLİK HAKKI İSTİYORUZ yazısı yerleştirilmiş

Engelli bakımını üstlenen kadınlar, devletten emeklilik hakkı istiyor. Engellilerin maruz kaldığı hak ihlalleri ve zorlukları, bakım veren annelerin de benzer şekilde yaşadığını savunan Engelli Çocuk Anneleri ve Gönüllüleri Derneği (EÇAD) yöneticileri, change.org'ta başlattığı imza kampanyasının yanı sıra siyasi parti temsilcileriyle görüşüp bilgilendirme çalışmaları yapıyor. 50 Soruda Engelli Bakımı Yapan Kadınların Hakları Rehberi oluşturacak olan dernek, emeklilik hakkı ile ilgili bir yasa önerisi örneği hazırlayıp siyasi partilere iletmek için de çalışmalara başladı.

Engellilerin toplumsal yaşama katılmalarının önünde eğitim, sağlık, istihdam, erişilebilirlik, ekonomik olanaksızlıklar gibi çok fazla zorluk bulunduğuna dikkat çeken EÇAD Başkanı Şenay Keçeci, “Bu zorlukların her biri hak ihlalleri doğuruyor. Evde bakım üstlenen kadınlar, engellilerin maruz kaldığı hak ihlallerini, zorlukları onlarla beraber ve aynı şekilde yaşıyor fakat görünmüyor ve yok sayılıyorlar. Evde bakımı üstlenen erkekler de var ancak ülkemizde bakım verenlerin yüzde 91’ini kadınlar oluşturuyor” dedi. Hastalık, yaşlılık, engellilik gibi durumlardan dolayı başkalarının bakımına ihtiyaç duyulması durumunda sorumluluğun devlete ait olduğunu dile getiren Keçeci, ancak bu sorumluluğun ailelere büyük oranda da annelere bırakıldığını, bakım veren kadın sayısının 536 bin olarak tahmin edildiğini sözlerine ekledi.

Evde engelli bakımını üstlenen kadınların, çalışma hayatına katılamadığını, ekonomik gelire bağlı olarak temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını, bakımı yapılan engellinin ekonomik, sağlık, kişisel bakım gereksinimini karşılamak zorunda olduğunu, çocuğunu emanet edecek kimsesi yoksa hastaneye gidemediğini, sosyal yaşama katılamadığını vurgulayan Keçeci, “Anneler, günün 24 saatini ve hayatlarının tamamını bakımını yaptıkları engellilere bağlı ve bağımlı yaşıyorlar. Aslında, ikisi beraber tek kişi hayatı yaşıyor. Kadınların yaşam koşulları bu şekildeyken, bakımını yaptığı engellinin kendisinden sonra hayatını nasıl devam ettireceğini düşünerek psikolojik olarak da yıpranıyorlar. Bir anne olarak çocuğunun kendisinden önce ölmesini düşünmek zorunda kalıyorlar” diye konuştu.

GÖRSEL AÇIKLAMA:

Derneğin logosu, yeşil zemin üzerinde büyükten küçüğe üst üste resmedilmiş 3 mavi el var ve altında mavi olarak Engelli Çocuk Anneleri ve Gönüllüleri Derneği yazıyor.

EVDE BAKIM AYLIĞI

Bütün bu koşulların ötesinde evde engelli çocuğuna bakım veren kadınların yüzde 84’ünün sosyal güvenceye sahip olmadığı bilgisini veren Keçeci, mevcut sistemde verilen evde bakım aylığı hakkında şu bilgiyi verdi:

“Haftanın 7 günü, günün 24 saati engelli bakımının karşılığında, devlet tarafından hane içinde kişi başına düşen her türlü gelir toplamı asgari ücretin aylık net tutarının 2/3’ünden daha az olanlara 2022 yılı itibariyle 2 bin 706 TL “bakım aylığı” ödeniyor. Bu koşulları taşıyan hane sayısı, bakım verenlerin sayısını karşılamıyor. Bu nedenle, evde ağır engelli bakımını üstlenen kadınların sosyal güvenlik primlerinin devlet tarafından karşılanmasını ve bu durumda olan kadınlara emeklilik hakkı tanınmasını istiyoruz. Çünkü bakım aylığı adı altında ödenen miktarlar hem engellinin hem de engelli bakımını üstlenen kadınların temel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak. Biz bu haklı talebin gerçekleşeceğine inanıyoruz. Siyasi parti temsilcileriyle yaptığımız olumlu görüşmelerin takipçisi olacağız. Bunun içinde partilerin yasa yapıcılarını, barodan avukatları, STK’ları, hukukçuları bir araya getirip yasa taslağı haline getireceğiz ve mecliste ziyaretler yapacağız. Emeklilik hakkı kampanyamıza Sivil Düşün desteği ile başladık ve ayrıca bizi Fark Yaratan Kadınlar olarak 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nde sayfalarına taşıdılar. Change.org ile toplantı yaptık desteklerini esirgemediler. Bizim yanımızda olan Sivil Düşün’e, change.org ailesine, imzalayıp paylaşan herkese teşekkür ediyoruz.”

*****

Eğitimde ayrıştılan otizmliler

Denizli Otizm Derneği (DOD) tarafından hazırlanan Eğitimde Ayrıştırılan Otizmliler ve Çözüm Önerileri Raporu, otizmli çocukların yanı sıra öğretmenlerinin ve ailelerinin de ayrımcılığa uğradığını ortaya koydu

Denizli Otizm Derneği (DOD) tarafından, Etkiniz AB Programı desteğiyle hazırlanan Eğitimde Ayrıştırılan Otizmliler ve Çözüm Önerileri Raporu Denizli İzleme Araştırması Raporu kamuoyu ile paylaşıldı. Rapor, Denizli ilinde yaşayan ve otizmli çocuğu olan ailelerin, çocukların eğitimleri boyunca yaşadıkları ihlallerin ortaya çıkarılması amacıyla yapılan insan odaklı izleme araştırması verilerine dayanıyor.

GÖRSEL AÇIKLAMA:

Beyaz zemine açık su yeşili rengiyle dünya fiziki haritası resmedilmiş. Eğitimde Ayrıştırılan Otizmliler ve Çözüm Önerileri başlığı lacivertle, Denizli İzleme Araştırması alt başlığı siyah ile yazılmış. Başlık altına , kırmızı, sarı, yeşil ve lacivert el izleri illüstrasyonu kullanılmış. Kitap kapağının en altında Denizli Otizm Derneği’nin logosu yer alıyor

Eğitim hakkına ilişkin iç hukuktan kaynaklanan ulusal ve uluslararası standartlar, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi ve Otizm Eylem Planı göz önünde bulundurularak yapılan izleme verileri 2021 yılında rapor haline getirildi. 73 aileyle yüz yüze ve online anket gerçekleştirilirken, otizmli öğrencisi olan 9 öğretmen ve 9 ebeveynle odak grup görüşmesi yapıldı.

Rehberlik Araştırma Merkezleri, okul eğitimi, Özel Eğitim Rehabilitasyon Kurumları, Kovid-19 Pandemi gibi alan süreçlerinde yaşanan hak ihlallerini ve çözüm önerilerini raporda yayınladıklarını belirten DOD Yönetim Kurulu Başkanı Burcu Bilik, otizmli bireylerin en sık karşılaştığı ayrımcılığın okul kayıtlarının çeşitli gerekçelerle yapılmaması olduğunu söyledi. Bilik, “Bu ayrımcaılık, hem devlet hem de özel okullarda, eğitimin her düzeyinde ailelerin karşısına çıkıyor. Katılımcıların yüzde 52.6’sı en az bir kez çocuklarının okula kabul edilmemesini deneyimlediklerini belirtti. Okula kabul edilmeme sadece ilk kayıt aşamasında yaşanmıyor. Çocuğun kaydı yapıldıktan sonra çocuğunuz yapamıyor, uyumsuz, öğretmenlerimizin bu konuda eğitimi yok, özel eğitim öğretmenimiz yok, otizm sınıfımız yok, destek öğretmenimiz yok, çocuğunuz kendine uygun okulda daha çok gelişir, arkadaşları/veliler sınıfta istemiyor, Milli Eğitime şikayet etmişler gibi gerekçelerle çocuğun okuldan gönderilmesi şeklinde de yaşanıyor” dedi.

GÖRSEL AÇIKLAMA:

Denizli Otizm Derneği Başkanı Burcu Bilik’in üzerinde dernek logosunun bulunduğu mavi tişörtüyle gülümseyen bir fotoğrafı. Burcu hanımın saçları kısa kesimli ve kıvırcık.

YAPISAL SORUNLAR

Eğitim hakkına erişimde yaşanan ihlallerin Denizli’ye özgü bir sorun olmadığını, aksine rapordaki bulguların eğitim sistemine ilişkin yapısal sorunu yansıttığını vurgulayan Bilik, şunları söyledi:

“Otizmlilerin eğitim hakkına erişimde yaşadıkları eşitsizlik ve hak ihlalleri, geçmişe ilişkin veya geçmişte kalan bir insan hakları problem değil, aksine güncel ve boyutlanarak devam eden bir sorun. Engellilik alanında ayrıntılı verilerin toplanması, eğitim hizmetlerinin planlanması ve en uygun yöntemlerle yapılması için zorunluluktur. Hiç kimseyi dışarda bırakmayan, ayrımcı olmayan kapsayıcı bir eğitim sistemi yaratmalıyız. Müfredat bütün engelli gruplar için uyarlanmalı, ihtiyaç duyulan uyarlamalar tüm öğrenciler için yapılmalı. Otizmliler homojen bir grup olarak değerlendirilmemeli ve eğitimin her aşamasında bireysel farklılıklarına saygı gösterilmelidir.”

Rapora tamamına https://denizliotizm.org/tr/egitimde-ayristirilan-otizmliler-ve-cozum-onerileri adresinden ulaşılabilir.

*****

SOSYAL MEDYADAN

Bu sayfada Sağlamcılık Testi köşesinde, sizlerle 5’er tane sağlamcı cümle paylaşıyorum. Bugün sadece bu tweete yer vereceğim, çünkü çok çarpıcı, yaygın bir örnek.

Hatırlayalım, sağlamcılık neydi:

Sağlamcılık, engellilere yönelik toplumsal önyargıyla büyüyen sistemsel bir ayrımcılık çeşididir. Sağlamcı düşünce yapısı, engellilerin ihtiyaçlarını diğer insanlara kıyasla ikinci plana koyan, engelli insanların haklarına erişmede aşılması gereken en büyük problemdir. Sağlamcı kelimeler, cümleler ise her yerde. Sağlam kafa, sağlam vücut, yüceltilirken insanların sık sık engelliliğe dair tanım kelimeleri herhangi birine hakaret ve aşağılama cümlesi olarak kullandığını görüyoruz. 

Bu tweet, tüm bu sağlamcı anlayışın engellilere yansımasının günlük hayattaki en yaygın örneklerinden. İbretle  ve ders çıkararak okumanızı dilerim. Bu tip sözlerle ben de süreç içinde karşılaştım, gerek bunları söyleyen tanışların yüzlerine gerekse herhangi bir yayında ya da sosyal medyada gördüğüm yazarlara yazı ile gerekli yanıtları verdim. 

Umarım bu dilimizden ve bu sağlamcı bakış açışımızdan bir gün, bilinçlenerek ve aydınlanarak vazgeçeceğiz…

GÖRSEL AÇIKLAMA:

@cagangcr isimli Twitter hesabının 16 Mayıs 2022’de yayınladığı tweetin ekran resmi. Twiti, https://twitter.com/cagangcr/status/1526255007628140546?s=20&t=rheIpqV_KDPVACnz1MS7xQ linkinden okuyabilirsiniz.