Emtia piyasalarında geçtiğimiz hafta, jeopolitik gerilimlerin yerini makroekonomik beklentilerin aldığı, yön arayışının hakim olduğu bir dönem olarak kayıtlara geçti. Haftanın en belirleyici gelişmesi, İsrail ile İran arasında sağlanan ve Ortadoğu'daki tansiyonu düşüren ateşkes oldu. Bu gelişme, özellikle arz güvenliği endişelerini ortadan kaldırarak petrol fiyatlarında sert bir geri çekilmeye neden olurken, yatırımcıların dikkatini yeniden dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ve Çin'den gelecek sinyallere yöneltti. Artık piyasanın yeni rotasını, Fed'in para politikası adımları ve Çin ekonomisinin sağlığı belirleyecek.

Bu yeni dönemin en önemli aktörü ise, hiç şüphesiz ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell oldu. Powell, geçen hafta ABD Kongresi’nde gerçekleştirdiği iki sunumda, para politikasının geleceğine dair piyasaların uzun süredir beklediği sinyalleri verdi. Enflasyonun bekledikleri kadar güçlü gelmediğini belirten Powell, bu durumun sürmesi halinde faiz indiriminin daha erken gündeme gelebileceğini söyledi. İş gücü piyasasında gözlemlenecek bir zayıflamanın da faiz indirimi için bir başka tetikleyici olabileceğini vurgulayan Powell, piyasalara adeta bir "güvercin" mesajı gönderdi. Bu açıklamaların ardından, para piyasalarında Fed’in ilk faiz indirimine Eylül ayında gideceği yönündeki fiyatlamalar güçlenirken, Temmuz ayında 25 baz puanlık bir indirim yapılabileceği beklentileri dahi konuşulmaya başlandı.

ABD-Çin hattında kırılgan bahar havası

Haftanın bir diğer önemli gelişmesi ise, ABD ile Çin arasında Londra'da yürütülen ekonomi ve ticaret görüşmelerinde bir mutabakat çerçevesinin sonuçlandırıldığının açıklanması oldu. Anlaşmaya göre Çin, kontrol altındaki ürünlerin ihracatına yönelik başvuruları gözden geçirerek onaylamayı, ABD ise Çin'e yönelik bazı kısıtlamaları kaldırmayı taahhüt etti. Bu haber akışı, küresel ticaretteki gerilimi azaltacağı beklentisiyle varlık fiyatlarındaki risk iştahını bir miktar destekledi.

Ancak, bu olumlu diplomatik adıma rağmen, Çin'den gelen ekonomik veriler endişe yaratmaya devam etti. ABD ile karşılıklı tarife artışlarıyla tırmanan ticaret geriliminin yarattığı belirsizliğin etkisiyle, Çin'de sanayi şirketlerinin karları Mayıs ayında sert bir düşüş kaydetti. Yıllık cirosu 20 milyon yuanın üzerindeki sanayi işletmelerinin toplam karı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 9,1 azaldı. Bu durum, dünyanın en büyük emtia tüketicisi olan Çin'deki potansiyel bir resesyon riskine yönelik endişeleri canlı tutarak, özellikle sanayi metalleri üzerindeki talep beklentilerini olumsuz etkiliyor.

Değerli metallerde ayrışma: platin rekora, altın geri çekilmeye

Jeopolitik gerilimin azalması, en çok "güvenli liman" olarak görülen değerli metallerin seyrini etkiledi. Bu dönemde, değerli metaller arasında belirgin bir ayrışma yaşandı. Altın fiyatları, güvenli liman talebinde yaşanan düşüş sonucu değer kaybederken, platin fiyatları ise rekor seviyelerde seyretmeye devam etti.

Platinin ons fiyatı, hafta içinde 1435 dolara ulaşarak Ağustos 2014'ten bu yana en yüksek seviyelerini gördü. Bu yükselişin arkasında ise birden fazla neden yatıyor. Özellikle Çin kaynaklı sanayi talebinin güçlü seyrini sürdürmesi, piyasalardaki arz-talep dengesini sıkılaştırıyor. Ayrıca, altın fiyatlarının yüksek seviyelerde seyretmesi, mücevher talebinin de giderek platine yönelmesine neden oluyor. Analistler, sanayi sektöründen gelen talebin yanı sıra spekülatif alımların da platine olan talebi artırdığını belirtiyor. Bu gelişmelerle, ons bazında fiyatlar, platinde yüzde 5,7, paladyumda yüzde 8,1 değer kazanırken, altında yüzde 3,3 ve gümüşte yüzde 0,1 düştü.

HES Kablo yarın satışa çıkıyor
HES Kablo yarın satışa çıkıyor
İçeriği Görüntüle

Petrol 5 ayın zirvesinden sert düştü

Haftanın en dramatik fiyat hareketlerinden biri petrol piyasasında yaşandı. ABD'nin, İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıların ardından 77,81 dolara kadar yükselerek yaklaşık beş ayın zirvesini test eden Brent petrolün varil fiyatı, İran ile İsrail arasında yapılan ateşkes haberleriyle birlikte adeta çakıldı. Hürmüz Boğazı'nın kapanmayacağı ve arz endişelerinin ortadan kalktığı beklentisiyle Brent petrolü, haftayı yüzde 12,6'lık rekor bir düşüşle 66,33 dolardan tamamladı.

Öte yandan, ABD'de ham petrol stoklarında beklentilerin üzerinde yaşanan düşüş, piyasalardaki değer kaybını sınırlamakta yetersiz kaldı. ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), ülkedeki ticari ham petrol stoklarının geçen hafta 5,8 milyon varil azaldığını bildirdi. Piyasa beklentisi, stokların sadece 1,2 milyon varil azalacağı yönündeydi. Stoklardaki bu güçlü düşüş, ABD'de talebin canlı olduğuna işaret etse de, jeopolitik risk priminin ortadan kalkması, satış baskısının çok daha ağır basmasına neden oldu.

Baz metaller yükselişte, tarım emtiası düşüşte

Geçen hafta baz metaller, azalan jeopolitik endişeler ve ABD ile Çin arasındaki tarife anlaşmasının ardından artan risk iştahıyla birlikte pozitif bir seyir izledi. Özellikle bakır fiyatları, arz darlığı endişeleriyle yükselişini sürdürdü. Analistler, spot piyasa ile üç ay vadeli işlemler arasındaki fiyat farkının yeniden artarak ton başına 100 dolara ulaştığına dikkat çekti. Bu durum, fiziki arzın daraldığının en önemli göstergesi olarak kabul ediliyor. Bu gelişmelerle, tezgah üstü piyasada bu hafta libre bazında bakır yüzde 2,1, alüminyum yüzde 1,7 ve çinko yüzde 5,4 değer kazandı.

Tarım emtiasında ise, küresel üretim tahminlerindeki artış, zayıf talep ve ihracat verilerinin etkisiyle genellikle düşüş yönlü bir seyir izlendi. Özellikle buğday, mısır ve pirinç fiyatları, küresel arzın yeterli olacağı beklentisiyle geriledi. Chicago Ticaret Borsası'nda kile başına fiyatlar soya fasulyesinde yüzde 3,4, mısırda yüzde 6,8 ve buğdayda yüzde 7,2 azaldı. Kahve fiyatları da, Brezilya ve Vietnam gibi büyük üreticilerdeki yüksek rekolte beklentileriyle düşüşe geçti. Ancak kakao, haftayı yüzde 9,5'lik bir artışla tamamlayarak bu genel eğilimden ayrıştı.

Kaynak: HABER MERKEZİ