Türkiye'de, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde yaşayan milyonlarca sürücü için otomatik vites, artık bir konfor unsuru olmaktan çıkıp, dur-kalk trafiğin yarattığı stresi ve yorgunluğu azaltan bir zorunluluk haline geldi. Ancak, bu konfora erişmenin bedeli, son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar, yüksek vergiler ve artan maliyetler nedeniyle adeta bir lükse dönüştü. Sıfır otomobil piyasasında en "erişilebilir" seçenekleri arayan vatandaşlar, karşılaştıkları fiyat etiketleri karşısında hayal kırıklığına uğruyor. İşte bu zorlu ekonomik iklimde, Türkiye'deki en ucuz otomatik vitesli otomobiller listesi, hem piyasanın mevcut durumunu gözler önüne seriyor hem de bir otomobil sahibi olmanın ne kadar büyük bir finansal yük getirdiğini acı bir şekilde ortaya koyuyor.

Listenin zirvesi kore'den: Hyundai i10, en 'erişilebilir' seçenek

Güncel fiyatlarla oluşturulan en ucuz otomatik vitesli otomobiller listesinin zirvesinde, Güney Koreli üretici Hyundai'nin A segmentindeki başarılı temsilcisi i10 yer alıyor. 1.137.000 TL'lik başlangıç fiyatıyla, i10, Türkiye'de otomatik vites konforuna sahip olunabilecek en uygun fiyatlı sıfır otomobil unvanını taşıyor. Kompakt boyutları, düşük yakıt tüketimi ve şehir içi kullanımındaki pratikliğiyle öne çıkan i10, özellikle yeni sürücüler, küçük aileler veya büyük şehirde ikinci bir araca ihtiyaç duyanlar için rasyonel bir çözüm sunuyor. Ancak "en ucuz" seçeneğin bile psikolojik sınır olan 1 milyon TL'yi rahatlıkla aşması, otomobil piyasasındaki genel fiyat seviyesinin ne kadar yükseldiğinin en net kanıtı.

Podyumda sürpriz yok: Picanto ve elektrikli e-C3 takipte

Listenin ikinci sırasında, Hyundai i10 ile aynı platformu paylaşan ve onun en büyük rakibi olan Kia Picanto bulunuyor. 1.200.000 TL'lik fiyat etiketine sahip olan Picanto, teknik özellikler açısından i10 ile büyük benzerlikler gösterirken, daha sportif ve dinamik tasarımıyla farklılaşarak kendine bir alıcı kitlesi yaratıyor.

Podyumun üçüncü basamağında ise, listedeki ilk önemli sürpriz ve otomotivdeki yeni trendin bir yansıması olarak Fransız üretici Citroen'in tamamen elektrikli modeli e-C3 yer alıyor. 1.300.000 TL'lik fiyatıyla en ucuzlar listesine girmeyi başaran e-C3, Türkiye'de elektrikli otomobillerin artık sadece üst segmentte değil, "erişilebilir" segmentte de bir alternatif haline geldiğini gösteriyor. Yakıt maliyetinin olmaması ve daha düşük bakım giderleri gibi avantajlar sunan elektrikli modeller, şarj altyapısı ve menzil endişelerine rağmen, özellikle şehir içi kullanım için giderek daha fazla tercih edilmeye başlandı. e-C3'ün bu listede yer alması, gelecekte bu tür listelerde daha fazla elektrikli model göreceğimizin habercisi niteliğinde.

B segmenti hakimiyeti: Sandero'nun suv esintisi, i20 ve Clio'nun krallığı

Listenin devamında, Türkiye'de en çok tercih edilen sınıf olan B segmentinin popüler modelleri sahneye çıkıyor. 1.310.000 TL'lik fiyatıyla dördüncü sırada yer alan Dacia Sandero Stepway, SUV benzeri tasarımı, yerden yüksek yapısı ve geniş iç hacmiyle, bütçesini zorlamak istemeyen ancak bir crossover sahibi olmak isteyenler için en cazip seçeneklerden biri.

Hemen ardından gelen Hyundai i20 (1.319.900 TL) ve Renault Clio (1.447.000 TL) ise, yıllardır Türkiye'nin en çok satan modelleri arasında yer alan iki ezeli rakip. Sundukları teknoloji, konfor ve ikinci eldeki güçlü değerleriyle bilinen bu iki model, otomatik vites konforu isteyen ancak A segmentinden daha geniş bir otomobil arayanların ilk tercihleri arasında yer alıyor. Ancak bu segmentte fiyatların hızla 1.5 milyon TL sınırına dayanması, konfor ve boyut arttıkça faturanın ne kadar kabardığını da gösteriyor.

1.5 milyon tl barajı ve yeni oyuncular

Listenin alt sıralarına doğru inildikçe, psikolojik sınır olan 1.5 milyon TL barajının da aşıldığı görülüyor. Bu segmentte, hibrit teknolojisiyle öne çıkan Suzuki Swift (1.470.000 TL), yakıt ekonomisine önem verenler için farklı bir alternatif sunuyor. Hyundai'nin B-SUV segmentindeki bir diğer temsilcisi olan Bayon (1.502.000 TL) ve Alman mühendisliğinin popüler temsilcisi Opel Corsa (1.517.000 TL) da bu fiyat seviyesinde yer alan diğer önemli modeller.

Listenin onuncu ve son sırasında ise yine bir yenilik dikkat çekiyor: Hyundai'nin yeni elektrikli mini SUV'u INSTER. 1.545.000 TL'lik fiyatıyla listeye giren INSTER, tıpkı e-C3 gibi, elektrikli araçların artık "ucuzlar" listesinin de bir parçası haline geldiğini teyit ediyor. Bu, fosil yakıtlı otomobillerin hakimiyetinin yavaş yavaş kırılmaya başladığının ve elektrikli dönüşümün kaçınılmaz olduğunun bir başka kanıtı.

Acı gerçek: 'En ucuz' bile hayal oldu

Bu liste, Türkiye'de otomatik vitesli bir otomobile sahip olmanın maliyet haritasını sunarken, bir yandan da acı bir ekonomik gerçeği yüzümüze vuruyor. "En ucuz" olarak nitelendirilen Hyundai i10'un fiyatı bile, mevcut asgari ücretin veya ortalama bir memur maaşının çok üzerinde. Bu durum, Türkiye'de sıfır otomobil sahibi olmanın artık sadece bir ulaşım aracı edinmek değil, aynı zamanda büyük bir finansal yatırım ve uzun vadeli bir borçlanma anlamına geldiğini gösteriyor.

Elektrikli araç şarj soketleri temmuzda yüzde 4 arttı
Elektrikli araç şarj soketleri temmuzda yüzde 4 arttı
İçeriği Görüntüle

Yüksek ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) ve KDV dilimleri, kurdaki dalgalanmalar ve üretici maliyetleri, otomobil fiyatlarının erişilemez seviyelere ulaşmasındaki en büyük etkenler. Bu liste, kağıt üzerinde "en ucuz" seçenekleri sunsa da, bu seçeneklerin bile milyonlarca vatandaş için bir hayalden öteye geçemediği gerçeğini değiştirmiyor. Otomotiv sektörünün ve ekonomi yönetiminin, vatandaşın bu en temel ulaşım ihtiyacını karşılayabilmesi için vergi politikalarından kredi imkanlarına kadar geniş bir yelpazede kalıcı çözümler üretmesi, artık bir tercih değil, toplumsal bir zorunluluk olarak öne çıkıyor. Aksi takdirde, bu listeler, sadece ulaşılması zor hayallerin birer vitrini olmaya devam edecek.

Kaynak: HABER MERKEZİ