Haber/ Didar DEMİRCİ

Pandemiyle birlikte çalışma koşullarının düzenlenmesi talebiyle ve artan iş yükünün hafifletilmesi için sendika olarak defalarca Sinbo fabrikasının yönetimiyle konuştuklarını, bu süreçte ilk olarak fabrikadaki 600 işçisinden yalnızca 6 kişinin ücretsiz izne çıkartıldığını aktaran Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) İstanbul Temsilcisi Onur Eyidoğan, sendika üyesi işçiler ile fabrika yönetimi arasında anlaşmazlık yaşandığını ifade etti. Eyidoğan, “Sinbo’da ücretsiz izin saldırısıyla karşılaştık. 600 işçinin çalıştığı fabrikada sadece 6 üyemiz ücretsiz izne çıkartıldı. Ücretsiz izin saldırısını 1 aylık direnişimizle püskürttük. O kazanımın ardından iş başı yapan üyelerimize mobbing uygulandı. İşe geri aldıkları işçilere 1 ay zor dayandılar. Son olarak da İş Kanunu'nun 25/2 maddesinden Dilbent Türker’i işten çıkardılar. Madde 25/2, çok geniş. İçinde ahlaksızlık, hırsızlık vesaire var. Patronlar işçiyi bu maddeyle işçiyi çok rahat bir işten çıkartabiliyor ve SGK da patrondan bunu ispatlamasını beklemiyor. İşçinin kendini savunup dava açması ve bunu kanıtlaması gerekiyor. Yani bu yasa da patronu koruyor” şeklinde konuştu. Öte yandan Eyidoğan, madde 25/2’nin (Kod 29) kaldırılması için kampanya başlattıklarını dile getirerek, “Bu yasa patronlara karşı kullanılamıyor. Kod 29 yani İş Kanunu madde 25/2 kaldırılsın istiyoruz. Bu madde özellikle sendikalaşan işçilere karşı kullanılıyor. Patron için işten atmak çok basit. İşten çıkarmak yasak değil o bir aldatmaca. Türkiye’de işten çıkarmak yasaklanmadı. Sadece vergiye bağlandı. İşçi başına bir patron devlete 3 bin 900 lira ceza ödediğinde işten çıkarabiliyor” dedi.

Gözdağı verdiler

Kod 29 ile işten çıkartılan tek kişinin Dilbent Türker olduğunu dile getiren Eyidoğan, “Bugün Simbo direnişinin 25’inci günündeyiz. Her akşam fabrika çıkışında işçilere sesleniyoruz. Yönetim sendika düşmanı. Kendilerince şüphelendikleri işçileri baskı ve mobbingle işten çıkarıyorlar. Dilbent’i işten çıkarmalarının nedeni işçilere göz dağı vermek. İşçi sınıfının üzerinde muazzam bir sömürü var” diye konuştu.

“Oyuna geldim”

Ücretsiz izin sonrasında yeniden iş başı yaptıkları süreçte çalıştıkları fabrikanın 100 işçi daha aldığını söyleyen Dilbent Türker, yaşadıklarını şöyle paylaştı: “Ücretsiz izinden gelenleri işçilerden uzak tuttular. Sendikalı olduğumuz için işçilerle konuşmamızı engellemeye çalıştılar. İzole bir bölümde 3 kadın işçi kaldık. Bizim bölüm sorumlumuz ben bölümümde sendikalı çalıştırmam diyerek beni ve arkadaşlarımı bölümlerine almadılar. İş Kanunun 25/ 2 maddesini kullanmamaları için çaba sarf ediyorduk. Sinbo yönetimine yakınlığıyla bilinen ve TOMİS üyelerinin isimlerini yönetime veren bir kadın işçi arkadaş benimle uğraşmaya başladı. Ben yönetime şikayet ettim ancak benim şikayet dilekçemi yok ettiler. Hiç vermemişim gibi yapıp sanki ben saldırmışım gibi beni Kod 29’dan işten çıkardılar. Ben kanıt ve şahit de sundum. Karşı tarafın şahitleri ısrarla yalancı şahitliğe zorlandılar. Kanıt sunmama rağmen bakmadılar. Kamera kayıtlarına bakmadılar, bize de vermediler. İşçileri ücretsiz izin ve Kod 29’la tehdit ediyorlar” diye konuştu. Ayrıca hiçbir gelirinin olmadığını ve Kod 29’la işten çıkartıldığı için devletten ödenek de alamadığını söyleyen Türker, “Biz şimdi çadırda Kod 29’un kaldırılmasını istiyoruz. Bu madde patronun işçilere kullandığı bir tehdit unsuru, bir silahı” dedi.