Haber/ Didar DEMİRCİ

Her ay enflasyon rakamlarını açıklayan TÜİK, güven kaybetmeye devam ediyor. Eylül ayı enflasyonunun yüzde 11.75 olduğunu açıklayan TÜİK verilerini değerlendiren DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Açlık sınırının 3 bin liraya, yoksulluk sınırının 10 bin liraya dayandığı pandemi koşullarında TÜİK tarafından açıklanan rakamlar doğruyu yansıtmamaktadır. Doğal olarak kısmen işten atmaların yasaklandığı ancak ücretsiz izinle bin 168 liraya mahkûm edilen işçiler, esnaflar geçim derdi zorunluluğundan kredi çekerek kendilerinin ve çocuklarının geleceklerini ipotek altına alıyorlar” dedi.

'Geleceğe kaygıyla bakıyoruz'

Sosyal devlet anlayışını benimseyen hükümetlerin kendi halkına su, doğalgaz, elektrik gibi temel ihtiyaçları karşılamakla zorunlu olduğunu hatırlatan Sarı, “Hükümet, vatandaşına destek olması gerekirken, IBAN vererek çalışanların koşullarını daha da zorlaştırmış ve işçiler geleceğe daha kaygılı bakmakla yükümlü kılınmıştır. Pandeminin getirmiş olduğu var olan işsizliğe yeni iş arayanlar da dahil olmak üzere işten atılanları ücretsiz izine çıkarılanları da eklediğimizde yaklaşık 12 milyon işsizin resmen ülkemizde sokaklarda kahvelerde bomboş dolaştığını ifade edebiliriz.

İcra dosyaları artacak

Vergiler ve zamlarla birlikte daha da fazla yoksulluğun yaşanacağını söyleyen Sarı, “Özelleştirilen tüm fabrikaların tekrar kamusallaştırılarak üretim ilişkilerine katılması gerekir. Ancak üreten ülkeler yoksullukla mücadele eder yoksa önümüzdeki süreçte icra dosyalarının sayısının daha da artacağı kesindir” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sözlerine de değinen Sarı, “O, kura bakmıyorum, ilgilenmiyorum diyebilir ama biz işçilerin, çalışanların, doğalgaz faturalarına, elektrik faturalarına, pazarın, sebzenin fiyatına bakmıyorum deme şansımız yok. Ya da kredi çektiğimiz bankaların ekstresine bakmıyoruz deme şansımız da yok! Asgari ücretin yüzde 60 eridiği bir dönemde bin 168 lirayla yaşama mecbur bırakılan işçiler; eğitimden sağlığa özelleştirilmiş bir ülkede açlığa ve yoksulluğa mahkum, aslında bir sosyal cinayete kurban ediliyorlar” diye konuştu.