Yazan/ Hava AKCAN / SES İzmir Şube Yöneticisi (Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi İşyeri Temsilcisi)

Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Pandemi” ilan edilen yeni tip Coronavirüs (COVİD 19) salgınında sağlık personeli şimdiye kadar verdikleri hizmeti daha da yoğunlaştırarak doktor, hemşire, sağlık teknisyeni, biyolog, biyokimyacı, laborant, teknik personel, bilgi-işlem personeli, temizlik personeli vd. olarak ekip halinde gece-gündüz en ağır risk altında mücadele vermektedir. Halkımız sağlık personelinin bu özverili çalışmasını takdirle karşılamakta ve yüksek risk altındaki sağlık emekçilerinin koruyucu ekipman eksikliğinin bir an önce giderilmesi, yaygın ve ücretsiz test uygulanması, hastalarla teması en yoğun olan sağlık personelinin hastaneden evlere hastalığı yaymasının önlenmesi ve kendi sağlıklarının da korunabilmesi için sağlık emekçilerine hastanelerin yakınında konaklama olanakları sağlanması vb. taleplerle sağlık emekçileri ile dayanışma içinde olduklarını çeşitli kanallardan ifade etmektedir. Sağlık Bakanının, Pazartesi günü akşam saatlerinde yaptığı basın açıklamasında; yüksek risk altındaki sağlık emekçilerinin koruyucu ekipman vb. ihtiyaçlarının acilen karşılanmasına dair herhangi bir açıklama yapmamış olması, ancak sağlık personelinin ek ödemelerinin önümüzdeki 3 ay boyunca tavandan ödeneceğini söylemesi biz sağlık emekçilerini son derece üzmüştür. Bu açıklama ile sağlık emekçilerine adeta “bir kısmınıza biraz daha fazla para verelim, yetinin” denmektedir. Tavan ek ödemesi sağlık emekçilerinin yüksek risklerini yok etmeyeceği gibi sağlık emekçileri arasında eşitsizliğe neden olacak, sağlık emekçilerinin öneminin ve emeklerinin değerinin toplumun her kesimi tarafından görülmeye başlandığı bir süreçte, bizler için ödül değil, mesleki açıdan itibar kaybı ve yanlış algılara sebep olabilecek bir durumdur. Unutulmamalıdır ki sağlık hizmeti bir “ekip işi” dir. Ekip olarak çalışan, çoğu eşinden, çocuğundan ayrı ve onlarla ilgili kaygılar taşıyarak büyük bir özveri ile en yüksek risk altında hizmet veren tüm personele performansa bakılmaksızın en yüksek orandan ek ödeme verilmesi gerekirken, sanki olağan koşullardaymışız gibi personel arasında ayrımcılığa ve eşitsizliğe sebep olacak şekilde ek ödeme uygulanacak olması bir ödül gibi sunulmamalıdır. Biz sahada olan tüm sağlık emekçileri olarak ayrım yapmamanızı ve karşı karşıya olduğumuz riski asgariye indirecek koruyucu ekipman, konaklama, gerektikçe tekrarlanmak üzere risk altındaki sağlık emekçilerine test uygulanması, hizmeti daha iyi sunabilmek için çalışırken dinlenmeyi sağlayabilecek koşulların yaratılmasını, vücut direncimizi ve bağışıklık sistemini güçlendirecek beslenme olanaklarının sağlanmasını istiyoruz. Sağlık emekçilerinin içinde bulunduğu ekonomik güçlüklerin ve çalışmaları sırasında karşılaşılan sorunların aşılmasının da ek ödemenin geçici bir süre tavandan ödenmesi ile değil; uzun süredir her alandamücadelesini verdiğimiz, ek ödemenin sağlık alanında çalışanlar arasında ayırt edilmeksizin ödenmesi, 3600 ek gösterge, fiili hizmet zammı, yıpranma payı, sağlıkta şiddet yasasının bir an önce düzenlenmesi, aldığımız ücretlerin emekliliğe yansıması haklarımızın verilmesi ile giderilebileceğini bir kez daha hatırlatmak isteriz. Unutulmaması gerekir ki; Sağlık Hizmeti ekip işidir. Ekip bir bütündür ve her üyesi kıymetlidir. Sağlık emekçilerinin hedefi sağlıklı bir birey ve toplumdur. Bizim talebimiz de bu süreç ve sonrasında insanca yaşayabileceğimiz ücret ve haklardır.