Haber/ Gökçe ADAR
Gaziantep'te sözleşmeli Türkçe öğretmeni 25 yaşındaki Saadet Harmancı, sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarla öğrencilerine veda edip 6 katlı bir binanın en üst katından aşağıya atlayarak intihar etmişti. Harmancı'nın intihar etmesi sonrası, sözleşmeli öğretmenlerin yaşadığı sıkıntılar yeniden gündeme geldi. Eğitim-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Necip Vardar, Saadet Harmancı'nın sosyal medya paylaşımlarına bakıldığı zaman, intihar sebebinin yaşadığı sıkıntılardan dolayı olduğunu ifade ederek, “Saadet öğretmenin gerisinde bıraktığı notlara bakıldığında; yaşamına son vermesinin sebebi sözleşmeli öğretmen olduğu için yaşadığı sıkıntılardan kaynaklanıyor. Yazdığı cümleler, sözleşmeli meslektaşlarımızın sorunlarını yansıtan şeyler. Öte yandan sözleşmeli öğretmenlerimizin taleplerini barındıran da bir cümle. Sözleşmeli öğretmen sorunu, çözüldü gibi yansıtılsa da hala bizim kanayan yaramız” dedi.

Vardar: Sorun çözülmüş değil

Bakanlığın, konuyla ilgili düzenlemeler yaptığına dair söylemlerine de yanıt veren Vardar, şu ifadeleri kullandı: “Bakanlık bu konuda düzenlemelerin yapıldığını açıklıyor. Örneğin çalışma sürelerinin 4+2'den, 3+1'e düşürüldüğü ifade ediliyor. Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmış gibi gösterilse de, sorun hala çözülmüş değil. Sorunların kaldırılması için tüm sözleşmeli eğitimcilerin kadroya geçmesi gerekiyor. Bu tür acı olaylar yaşanmadan bu sorunlara çözüm üretilmesi gerekiyor. Kadrolu öğretmenler ve sözleşmeli çalışanlar, aynı işi yapmasına rağmen ayrı sonuçlar yaşıyorlar. Atanma biçiminden tutun da gördükleri muamelelere kadar. Uzun ders saatlerine rağmen düşük ücretler alıyorlar. Emek sömürüsüne mağruz kalıyorlar.”

Ankara'dan seslenecekler

Eğitim-Sen olarak, talepleri hakkında Ankara'da bir miting düzenleyeceklerini belirten Vardar, “Tüm sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmeli ve sözleşmeli öğretmen alımı bir an önce durdurulmalıdır. Bu taleplerimizi dile getirmek için 23 Kasım'da Ankara'da kitlesel bir miting gerçekleştireceğiz. Tüm şube çalışanları, eğitimciler Ankara'dan sesleneceğiz. Akabinde, Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşeceğiz. Taleplerimizi yetkililere ileteceğiz. Biz, emeğimizin karşılığını, haklarımızın iyileştirilmesini isteyen eğitim ve bilim emekçileriyiz. İşte bu nedenle; her bir öğretmenimizin acısı içimizde büyüyor. Bu nedenle, sağırlaşan kulaklara inat sözümüzü söylemekten geri durmayacağız” diye konuştu. Vardar, şöyle devam etti: “Bir daha böylesi bir acının yaşanmaması için herkesi sorumluluğa ve göreve davet ediyoruz. Bu kapsamda MEB’in derhal harekete geçerek yaşanan bu vahim olayda sorumlulukları olanların tespit edilmesi ve haklarında gerekli işlemlerin yapılması için soruşturma başlatmasını istiyoruz. Ayrıca MEB’in, güvencesiz çalışmanın eğitim çalışanları üzerindeki ve eğitim süreçlerindeki olumsuz sonuçlarını araştıracak bağımsız ve bilimsel bir çalışma başlatmasını, araştırmanın sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmasını da talep ediyoruz”