Haber/ Didar DEMİRCİ
 

Köy okulları 15 Şubat itibariyle yüz yüze eğitime başladı. Bunun devamında kademeli olarak diğer okullar ve sınıf grupları yüz yüze eğitime başlayacak. Bu kararın üzerine Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), bir açıklama yayımlayarak MEB’e uyarıda bulundu. Salgında eğitim politikası geliştirme ve yönetme konusunda MEB ve Sağlık Bakanlığı’nın şeffaf veriler ve somut kriterlere dayalı etkin bir strateji geliştirmediği vurgulanan açıklamada, “Kalabalık okullar, kalabalık sınıflar, ikili öğretim, birleştirilmiş sınıflar, aşırı merkeziyetçi bir yapı, okul içinde demokratik olmayan işleyiş nedeniyle olağanüstü koşullarda önlem alma kapasitesi sınırlı kalmış okul koşulları giderek otoriterleşen ve gerekli önlemleri alma konusunda isteksiz siyasal iktidarın iradesi ile birleşince okullar neredeyse bir yıl boyunca kapalı kalmıştır. Bu dönemde okulların kapalı olduğu, milyonlarca öğrencinin ise uzaktan eğitime erişemediği tuhaf zamanlar yaşadık. Sayıları giderek artan yoksul çocuklar, toplumsal cinsiyet rollerine uygun olarak ev içi işlere yönlendirilen kız çocukları, özel gereksinimli çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, mevsimlik işçi çocukları, göçmen çocuklar uzaktan eğitimi çok uzaktan izlediler. Çocuklar için eğitim hakkı yaşama geçirilmedi” denildi.

Sonuçları ağır olabilir

Öte yandan köy okullarına ulaşım, pandemi sürecindeki düzen ve telafi eğitimleri hakkında bir planlamanın ortaya koyulmadığına dikkat çeken Eğitim Sen yetkilileri, “Milli Eğitim Bakanlığı aşı konusunda bir planlama ortaya koymadığı gibi salgının başlamasının üzerinden neredeyse bir yıl geçmesine rağmen okullarda gerekli tedbirleri almamış, 2021 MEB bütçesi de Kovid-19 salgını görmezden gelinerek hazırlanmıştır. Kırsal bölgelerdeki okullarda risk yokmuş gibi gösterilerek gerekli önlemler alınmadan ve okulda önlem kapasitesini geliştirmeden yüz yüze eğitime başlanmasının sonuçları ağır olabilir” açıklamasında bulundu.