Haber/ Didar DEMİRCİ
 

Pandemi önlemleri kapsamında restoranların uzun süre kapalı kalması ve tam kapanma döneminde de semt pazarlarının sadece hafta içi kurulması, sebze ve meyve üreticilerini büyük bir krize sürükledi. Ürettikleri karpuzları kırıp çöpe atan çiftçi görüntülerini yorumlayan TARIM ORKAM-SEN İzmir Şube Başkanı Çağdaş Topal, “Çiftçinin krizi derinleşiyor” dedi. Çiftçinin yüksek üretim maliyetleri ile mücadele ederken bir de pandemi önlemlerinin olumsuz etkileri ile karşı karşıya olduğunu ifade eden Topal, “Yüksek girdi maliyetleriyle boğuşan çiftçilerimiz, artan döviz kurları, pandemi sürecinin yarattığı kaos, pazarda yaratılan spekülasyonlarla her geçen gün daha da fakirleşmeye ve emek sömürüsüne mahkum edildi. Geçici çözümlere dayalı tarım politikalarıyla sürecin daha fazla devam ettirilemeyeceği gün gibi ortadadır” diye konuştu.

Yarım karpuza muhtaç

Tarım ve Orman Bakanı'nın kredi borçları yüzünden Ankara’ya yürüyen, tarlasında bin bir emekle ürettiği ürününü kasa kasa çöpe atan çiftçilerin isyanını duymak yerine manipülatif açıklamalar yaptığını savunan Topal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Bakanın tarımda dünyada 7’inci, Avrupa’da ise birinci olduğumuzla övünmesi; yönetim anlayışının gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu bir kez daha gösterdi. Tarımda övünülen büyüme, maalesef çiftçilerimize ulaşmadığı gibi bununla birlikte tüketicinin de ocağına incir ağacı dikti. Tarladan 50 kuruşa çıkan karpuz markette 5 liraya ulaştı. Vatandaşımız karpuzu bile yarım yarım almaya mecbur bırakıldı. Pandemiyle artan gıda tüketiminden maalesef sadece büyük market zincirleri nasibini aldı. Emeğini ortaya koyan çiftçilerimiz ise her geçen gün fakirleşti. Önümüzdeki günlerde artan kuraklık ve yüksek maliyetlerle çiftçimizi daha zor günlerin beklediği ortadadır. Çiftçimizin daha fazla mağdur edilmemesi için mazot, gübre, tohum gibi büyük girdi masraflarının düşürülmesi, yerli üretimin teşvik edilmesi, çiftçilerimizin borçlarına ödeme kolaylığı sağlanması gerekiyor. Kooperatifleşme gibi doğrudan üretim ve pazarlamayı bir araya getiren sistemler teşvik edilmeli ve çiftçilerimiz piyasada söz sahibi şirketlere esir edilmemelidir.”