Haber / Didar DEMİRCİ

Pandemide en büyük darbeyi eğitimin aldığına dikkat çeken Eğitim İş İzmir 3 Nolu Şube Başkanı Sevda Ketenci, Milli Eğitim Bakanlığı’na eleştirilerini sıralayarak, “Biz eğitimcilerin defalarca söylediği hayati adımları atmayıp itirazlara kulağını kapatan yönetim tarzı, eğitimden koca bir dönemini çalmıştır” diye konuştu. Milli Eğitim Bakanlığı'nda değişen tek şeyin bakan olduğunu, özellikle pandemi sürecinde sorunların çözümü için dişe dokunur bir adım atılmadığının altını çizen Ketenci, “Yeni Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 6 Eylül'de eğitimin her kademede hafta içi her gün yüz yüze başlayacağını bildirse de tedbir ve hazırlık niteliğindeki adımlar atılmadığı için bu açıklama, bakımı yapılmayan bir arabayla yarışa katılacağının ilanıdır” ifadelerini kullandı.

Geleceğimizi heba etmeyin

Yeni dönemde eğitimin mutlaka yüz yüze devam etmesi gerektiğini dile getiren Ketenci, “Eğitim özveri, disiplin ve istikrar işidir. Hiçbir başarı nasıl tesadüf değilse, MEB'in şimdiye dek sergilediği başarısızlıklar da tesadüf ve sürpriz değildir. Yakın geçmişte yapılan hatalardan ders alınmalı, bir milletin geleceği olan eğitim daha fazla heba edilmemelidir” şeklinde konuştu. Okullardaki hazırlıkların da tamamlanmadığını, yapılması gereken çok iş olduğunu belirten Ketenci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sınıflar bölünmeli ve sosyal mesafe kurallarına göre şekillendirilmelidir. Bu nedenle artacak sınıf sayıları dikkate alınarak öğretmen sayıları artırılmalı yani öğretmen atamaları ihtiyaca göre belirlenmelidir. Okuldaki derslik kapasitesi yetmeyeceği için yaz boyu bitirilmesi gereken ama ihmal edilen derslik inşalarına hız verilmeli. Depreme dayanıksız olan okullar tespit edilerek bu binaların bir çoğundaki güçlendirme çalışmaları tamamlanmalıdır. Çözüm olarak okulların birleştirilmesiyle çocuklar üst üste eğitim almak zorunda kalacak. Vakit kaybetmemek için fiziki koşulları uygun olan okullarda okul bahçelerine ya da geniş spor salonlarına geçici portatif derslikler yapılabilir” dedi.

'Test zorunlu olmamalı'

Öğretmenlere haftada iki kez PCR testi yapılmasının zorunlu tutulmaması gerektiğini hatırlatan Ketenci, okullarda aşı ikna kampanyaları düzenlenmesi gerektiğini açıklayarak, “Okul girişlerinde ateş ölçme kontrolleri yapılmalı, her sınıf için temassız ateş ölçer cihazı sağlanmalıdır. Okullarda herkesin maske kullanması zorunlu kılınmalı ve periyodik olarak denetlenmelidir. Maske temini bizzat devlet tarafından sağlanmalıdır. Her okulda Kovid-19 semptomu gösterdiğinden şüphelenilen çocukların bekleyebileceği özel bir oda olmalıdır. Ayrıca her okulda bir hemşire odası oluşturulabilmesine ilişkin yakın gelecekte adımlar atılmalı, bu konuyu MEB ile Sağlık Bakanlığı akılcı biçimde masaya yatırmalıdır. Her okulda kadrolu ve salgın konusunda eğitim verilmiş bir temizlik personeli istihdam edilmelidir. Öğrenciler ve velilerin belli periyodlarla salgın hastalığın semptomları ve nasıl davranılması gerektiği konusunda bilgilendirilmesi sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.