Haber/ Didar DEMİRCİ

Asgari ücretle geçinmenin her geçen gün zorlaştığını söyleyen Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Türkiye’de asgari ücretle yaşama şansı tamamen bitti. Bu ülkede çalışanların yüzde 45-46’sı asgari ücretle çalışıyor. Yani ülkede ortalama ücret haline gelen asgari ücret ucuz emek sömürüsü haline geldi” dedi. Asgari ücretlinin borçlanarak geleceğini ipotek altına aldığını ifade eden Sarı, “Çalışırken borçlanmak dediğimiz şey asgari ücret gibi en düşük ücretle başlıyor. Yani bir insan çalışmadığı zaman borçlanmıyor. Çünkü neden; 'çalışmıyorum, param yok' diyor borçlanmıyor. Asgari ücretle çalışmaya başladığı zaman başta banka kartları olmak üzere insanlar daha işe başlar başlamaz 3-4 maaş içeri girerek geleceklerini ipotek altına alıyorlar. O nedenle insanca yaşayacak ücret talebimizi yaklaşık 45 gündür sokaklarda dile getiriyoruz” sözlerini kaydetti.

VERGİ ALINMASIN

Brüt asgari ücret üzerinden alınan vergilerin kaldırılması taleplerini hatırlatan Sarı, “Vergi dilimleri asgari ücret üzerinde uygulanmamalı. Ayrıca asgari ücretle geçinen herkesten ÖTV alınmamalı. Bunlar yapılmadığı sürece sadece asgari ücretten 187 liralık gelir vergisi almamak asgari ücretliye sadece 187 lira kazandırır ve bu işverenin sırtına büyük bir yük olarak biner. Bu ülkede emeğiyle geçinmeye çalışan insanlar, 187 liralık gelir vergisinden muaf tutulup asgari ücretin 3 bin 13 liraya çıkması çok büyük bir refah ya da rahatlama sağlamayacaktır. Her şeyden önce asgari ücretteki vergi dilimlerinin tamamen kaldırılması, 750 liranın asgari ücrete direk yansıtılması ve onun üzerinden de ülkede tüm harçlara yapılan oranda asgari ücrete zam yapılmalıdır” şeklinde konuştu. Öte yandan Sarı, asgari ücret altındaki emekli maaşlarını da hatırlatarak, “Asgari ücretten aşağı maaş alan emeklilerin maaşları da asgari ücret seviyesine çekilmelidir” dedi.

VATANDAŞIN NET REZERVİ DE EKSİDE

Asgari ücret 2 bin 825 lira iken evli ve 2 çocuğu bulanan bir çalışanın eline 3 bin 156 lira geçiyor. Bu aile günde 3 kez sadece simit ve peynir ile karnını doyursa bile beslenme harcaması ayda bin 800 lira tutuyor. İzmir gibi büyük şehirlerde ev kiralarının en az 850 lira olduğu göz önüne alındığında maaşın 2 bin 650 TL'si simit, peynir ve kiraya gidiyor. Çalışanın her gün işe gidip gelmek için kullandığı toplu taşımaya aylık 120 TL verdiği düşünülürse maaştan geriye 386 TL kalıyor. Kalan bu parayla aile bir ay boyunca kullanacağı elektrik, su, doğalgaz faturasını ödemek, çocuğunun ve kendisinin giysilerini almak, okula giden çocuğu varsa onların kitap, defter gibi masraflarını karşılamak zorunda. Hal böyle olunca vatandaş ya her ay tanıdıklarından borç alıyor ya da kredi kartını kullanarak sonraki aya borçlanıyor. Böylece vatandaşın da rezervi tıpkı Merkez Bankası'nın net rezervi gibi her ay eksi düzeyde hızla artıyor.