Haber/ Didar DEMİRCİ

Soma'da 301 madencinin ölümüyle ilgili davada tutuklu yargılanan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Müdür Yardımcısı İsmail Adalı ve İşletme Müdürü Akın Çelik tahliye edildi. Böylece Soma Davasından tutuklu sanık kalmazken, Bağımsız Maden İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu, kararın üzerinde siyasi etki bulunduğunu öne sürerek sert açıklamalarda bulundu.

Türkiye’deki yargının öteden beri özellikle iş cinayetleri ve iş hukuku alanında açık ve aleni bir şekilde işveren ve patronları koruduğunu savunan Aksu, “Yarıgıtay’ın ilk kararında bunun bilinçli kasıtla işlenmiş bir cinayet olduğu ve buradan yargılanması gerektiği ifade edilmişti. Bu sefer aynı daire Mahkeme Başkanının şerhine rağmen karar değiştirerek tekrardan yerel mahkemenin verdiği kararı onayladı. Aynı Yargıtay 2 ayda farklı karar verdi. AKP bağlantılı kişiler Yargıtay’da göreve başladı. Bu üyelerin göreve başlamasıyla da yeniden yargılama kararı aldılar. Bu Türkiye’de patronların yargılanamaz olduğunu gösteren en simgesel karardır. 301 insanı öldüreceksiniz bunun karşılığı da 4,5 yıl yatmak olacak! 301 arkadaşımız hayatını kaybetti. Bu göstermelik karar da 3-5 yıl sürer. Bu bir ödüllendirmedir. Çünkü, sermaye sınıfının direktifleri dışında patronların cezalandırıldığı bir sistem olsun istemiyorlar” şeklinde konuştu.

Her yıl 2 bin insan ölüyor!

İşyerinde yaşanan ölümlere de dikkat çeken Aksu, sadece bu yıl ocak ayında iş ölümlerinin 199’u bulduğunu belirterek, “Biz bunlara iş cinayetleri diyoruz. Dolayısıyla senede 2 binin üzerinde arkadaşımız hayatını kaybediyor. Burada hakkaniyetli bir cezalandırmanın Türkiye’deki sermayeyi temsil eden egemenlerin bu kuralsız vahşi çalışma özgürlüğünü elinden almasını istemiyorlar. İşveren ve egemen sınıf bunu bir hak olarak görüyor. Bu ezenlerin gelenekleridir. Şeklen yasalar ve yargılamalar var. İşçi lehine bu tarz yargılamaların simgesel olmasını da istemiyorlar” dedi.

Bakanlık denetimden kaçıyor

Çalışma Bakanlığı’nın 2018 yılından beri düzenli ve periyodik bir denetleme faaliyeti yürütmediğini de öne süren Aksu, “Zor durumda kalmamak için istisnai denetlemeler gerçekleştiriyor. İşverenlerin denetlenmesinin üretim pazarını olumsuz etkileyeceğine inanıyorlar. Böyle sermaye biriktiriliyor. Kandan, çıkan gözden, kopan koldan sermaye biriktiriliyor. İşçinin eşit yurttaşmış olduğu ideolojik bir iddiadır. Gerçekte öyle bir şey yok” dedi.