Anadolu'nun demir rayları 163 yıl önce "kara tren" olarak da bilinen buharlı trenle tanışırken, Cumhuriyetin ilk yıllarında yatırımlarla genişleyen Türk demir yolu ağında, 2003'ten sonra yolcu taşımacılığında Yüksek Hızlı Tren'lerle (YHT) hızlı ve konforlu hizmet sunulan yeni bir döneme girildi.

Osmanlı döneminde, Avrupa'da buhar gücünün demir yollarında kullanılmaya başlanmasından 26 yıl sonra 1856'da demir raylarla tanışıldı. Türk demir yolu serüveni, bir İngiliz şirketine verilen imtiyazla 163 yıl önce ilk demir yolu hattı olan 130 kilometrelik İzmir-Aydın hattının temelinin atılmasıyla başladı.

Osmanlı Dönemi’nde Osmanlı coğrafyasında toplam 8 bin 619 kilometre demir yolu yapılırken, bunun 4 bin 136 kilometrelik kısmı bugünkü sınırlar içinde kaldı. Bu hatlarda saatte yaklaşık 40 kilometre hıza çıkabilen buharlı trenler hizmet veriyordu. Daha sonra bunların yerini ortalama 60 kilometre hız yapabilen konvansiyonel trenler aldı.

Demir ağların ''altın çağı''

Cumhuriyetin ilk yıllarında demir yolu yatırımlarına verilen önem ''Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan'' dizeleriyle Onuncu Yıl Marşı'na da yansırken, bu dönem Türk demir yolları tarihinde ''altın çağ'' olarak nitelendirildi. 2. Dünya Savaşı'na kadar büyük bir hızla sürdürülen demir yolu yapımı, savaş nedeniyle 1940'lardan sonra yavaşladı.

1923-1950 yılları arasında 3 bin 764 kilometrelik demir yolu yapıldı. Türkiye'de 1950 sonrasında ise karayolu yatırımları hız kazandı. Bu politikanın sonucu olarak da 1951-2003 yılları arasında yılda sadece ortalama 18 kilometre demir yolu yapılabildi.

Türkiye hızlı tren ağlarıyla donatılıyor

Demir yollarında 2003 sonrası yeni bir döneme girildi. Ankara merkez olmak üzere İstanbul-Ankara-Sivas, Ankara-Afyonkarahisar-Uşak-Manisa-İzmir, Ankara-Konya koridorlarını kapsayan çekirdek yüksek hızlı demiryolu ağının oluşturulması öncelikli hedef olarak belirlendi.

Yüksek hızlı ve konvansiyonel yol yapımının yanı sıra, Cumhuriyet öncesi ve sonrasında yapılan demir yollarında ana hatların tamamı yenilendi.

Yollar yenilenirken çevre dostu elektrikli ve hat kapasitesini artıran sinyalli hatlara dönüştürülmesine de ağırlık verildi. 2003'te 2 bin 82 kilometre olan elektrikli hatlar yüzde 166 artışla 5 bin 530 kilometreye, 2 bin 505 kilometre olan sinyalli hatlar yüzde 132 artışla 5 bin 809 kilometreye ulaştı.

Türkiye, projelerin hayata geçirilmesiyle hızlı trenlerle bu dönemde tanıştı. İlk YHT, 2009'da Ankara-Eskişehir hattında hizmete alındı. Saatte 250 kilometrelik hızla işletilmeye başlanan hatta, seyahat süresi 1 saat 30 dakikaya düştü.

YHT'ler daha sonra Ankara-Konya, Ankara-İstanbul (Pendik) ve İstanbul-Konya arasında hizmet vermeye başladı.

Türkiye'nin dört bir yanı hızlı tren (HT) ve Yüksek Hızlı Tren (YHT) hatlarıyla birbirine bağlanırken, şu ana kadar bin 213 kilometre YHT hattının yapımı tamamlandı. 3 bin 675 kilometrelik YHT ve HT hattının inşası ise devam ediyor.

Bu çerçevede, Ankara-Sivas ve Ankara-İzmir arasında Yüksek Hızlı demir yolu yapımı da sürüyor.

Yüksek hızlı demir yollarına entegre olacak şekilde yük ve yolcu taşımacılığının birlikte yapılabileceği 200 km/saat hıza uygun hızlı tren demir yolu hatları da inşa ediliyor.

Bursa-Bilecik ile Konya’dan Adana'ya ve Adana’dan Mersin ve Gaziantep'e kadar hızlı tren demir yolu hatlarındaki çalışmalar devam ediyor.

Şehir İçi Raylı Sistem Projeleri

Ülkenin dört bir yanı demir ağlarla örülürken, TCDD'nin kent içi toplu taşımacılığında raylı sistemin geliştirilmesi için yerel yönetimlerle iş birliği yapmasıyla önemli projeler de hayata geçirildi.

İstanbul'un ulaşım sorunu açısından önemli projelerden olan Marmaray ile Asya-Avrupa kıtaları denizin altından modern demir yolu sistemi ile birbirine bağlandı.

Marmaray Boğaz Tüp Geçişi ve Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hatlarının ardından Gebze-Halkalı banliyö hatlarının da hizmete girmesiyle Pekin'den Londra'ya kadar kesintisiz demir yolu ulaşımı mümkün hale geldi.

İzmir'de İZBAN ve Ankara'da hayata geçen BAŞKENTRAY projeleriyle halka modern banliyö hizmeti sunulurken, Gaziantep'te de GAZİRAY’ın inşası devam ediyor.

Yerli ve milli üretimle Ar-Ge'ye büyük önem veriliyor

Söz konusu demir yolu projeleri hayata geçirilirken aynı zamanda yerli ve milli üretim ile Ar-Ge çalışmalarına da büyük önem veriliyor.

Yerlilik oranı lokomotiflerde yüzde 51'in üzerine, vagon üretiminde ve demir yolu yol yapımlarında da yüzde 90'ın üzerine çıktı.

2023'e kadar yüksek hızlı, hızlı ve konvansiyonel olmak üzere demir yolu ağının doğudan batıya, kuzeyden güneye ve tüm bölgelere yaygınlaştırılması hedefleniyor.

Kaynak: aa