Haber / Murat ERVİN

Afrika'nın çok verimli toprakları olmasına karşın, yetiştirilen ürünlerin yurtdışına ihraç edilmesi nedeniyle kendi halkının bile karnını doyuramadığını söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Hakan Çakıcı, tarımda holdingleşme ile benzer süreçlerin Türkiye'ye de getirilmek istendiğini belirtti.

BOLLUK İÇİNDE YOKLUK

Dünya tarım sektöründe başat rol oynayabilecek durumda olan Afrika kıtasının ciddi ve düşündürücü bir ikilemin içinde bulunduğunu vurgulayan Çakıcı, “Kıta ülkeleri bir yandan verimli topraklara ve zengin ürün çeşitliliğine sahipken diğer yandan kıtlık ve açlık gibi sorunlarla mücadele ediyor. Afrika’da bulunan devasa araziler ise kıta dışındaki ülkelerin ilgisini buraya çekiyor” dedi.

YAŞ ORTALAMASI 53

İzmir'in bir tarım cenneti olmasına karşın gübre, mazot, ilaç gibi girdilerin aşırı zamlandığını dile getiren Çakıcı, borcu artan çiftçinin tarlasını, hayvanını satıp kente göçtüğünü aktardı. Maliyet artışlarının çiftçiyi üretimden uzaklaştırdığını kaydeden Çakıcı, “Zaten tarımda yaş ortalaması 53 oldu. Gençler ise artık bu işi yapmak istemiyor çünkü para kazanamayacağını biliyor. Kente taşınıp asgari ücretli maaşlı bir işte çalışıyor. Ne yazık ki kırsalın bir cazibesi kalmadı” diye konuştu.

‘TARIM HOLDİNGLEŞMEMELİ’

Sanayicilerin de artık tarıma yöneldiğini söyleyen Başkan Hakan Çakıcı şunları söyledi: “Fakat biz bunu desteklemiyoruz. Tarımın holdingleşmesine karşıyız. Üretimi çiftçi yapar. Afrika'nın verimli topraklarında üretilen mahsuller, yurt dışına ihraç edildiğinden oranın halkı kendisi için yemeğe ürün bulamıyor. Benzer tehlike ülkemiz için de geçerli. Sanayileşen tarımla birlikte, topraklarda üretim yapılacak ama o ürün kendi halkımız için değil yurtdışına gönderilmek üzere ihracatta kullanılacak. Çiftçi başkası için üretecek ama kendi yiyemeyecek.”

ÇİFTÇİYİ İŞÇİ YAPMA PROJESİ

İzmir'de kurulan Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri'nin de benzer bir yapılanma içinde olmaması gerektiğini vurgulayan Çakıcı, “Böyle bir anlayış kırsaldaki çiftçiyi, tarım işçisi haline dönüştürmek demektir. Market zincirlerinin de bu tür işlere dahil olması, gıda sorununu gündeme getirebilir. Bizim üretici pazarlarını teşvik etmemiz lazım ki çiftçi aracılara muhtaç olmadan ürününü değerinden satsın ve para kazansın” ifadelerini kullandı.

‘CAZİBESİ NE OLACAK?’

Tarım 4.0 diye lanse edilen drone ile ilaçlama gibi konular bile ayrı birer problem olduğunu dile getiren Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Hakan Çakıcı, “Çiftçi için bu durumun cazibesi ne olacak? Ürününü yine aracıya verdikten sonra nasıl para kazanacak? Tarımda çalışmayı sürdürebilecek mi, ne kadarlık bir gelir elde edecek? Ürünlerin fiyatını kim belirleyecek? İşte bunları iyice incelemek lazım. Bu işi ticaretleştirince neler olacağının netleştirilmesi gerek” dedi.

‘FİYATLAR DÜŞMEZ’

Çiftçinin, gelen zamlar sonrası gübresiz üretim yapmak zorunda kaldığını söyleyen Çakıcı, “Gübre kullanımı yarı yarıya düştü hatta hiç gübre kullanmayan üreticilerimiz var. Ekim ve kasım ayında ekilen buğdayların gübresiz tarım nedeniyle veriminin ne kadar düşeceğini de Haziran'da göreceğiz. Gübredeki indirim, ekim yapıldıktan sonra olduğundan bu yılki ürüne etkisi olmaz. Ancak önümüzdeki yıl yapılacak ekimlere faydası olur. Fakat gübresiz tarım nedeniyle verim çok düşük kalacağı için fiyatlar yine yükselecek. Sonuç olarak yurt dışından buğday ithal edeceğiz” diye konuştu. 

TARIM EMPERYALİZMİ

Afrika’daki tarım emperyalizmi, geniş tarım alanlarına ve verimli arazilere sahip Afrikalı halkların kıtlık ve açlık gibi sorunlar ile karşı karşıya kalmasına neden olmakta. Afrika’ya Avrupa’dan gelip yerleşenler tarım tekniği değiştirip sulamalı tarım yapılan büyük ticari çiftlikleri faaliyete geçirdi. Kurdukları devasa büyüklükteki plantasyon çiftliklerinde Afrikalıları çalıştırıp, elde edilen ürünleri ihraç ederken yerli halk ise açlık ile savaş vermekte.