Yeni haftanın ilk işlem gününde, Türk Lirası'nın döviz kurları karşısındaki hassas dengesi bir kez daha test ediliyor. Kurban Bayramı tatilinin ardından piyasaların açılmasıyla birlikte, dolar/TL kuru, cuma günkü kapanışa göre yukarı yönlü bir hareketle güne başladı. İstanbul Kapalıçarşı ve serbest piyasalarda, dolar 39,4420 liradan, euro ise 45,6490 liradan haftaya merhaba dedi. Bu rakamlar, liranın son dönemdeki kademeli değer kaybı eğiliminin devam ettiğini gösterirken, bu hareketin arkasında hem uluslararası arenada yaşanan gelişmeler hem de Türkiye'nin kendi ekonomik gerçekleri yatıyor. Ekonomi yönetimi tarafından kararlılıkla uygulanan dezenflasyon programına rağmen, küresel piyasalardaki en küçük bir dalgalanma veya jeopolitik bir risk, TL üzerindeki baskıyı anında artırıyor.

Küresel piyasaların odağında ortadoğu gerilimi var

Piyasalarda haftanın ilk işlem gününe damgasını vuran en önemli faktör, Ortadoğu'da tırmanan jeopolitik gerilim oldu. Geçtiğimiz hafta İsrail ve İran arasında başlayan ve karşılıklı saldırılarla yeni bir evreye giren çatışma ortamı, küresel risk algısını önemli ölçüde yükseltti. Yatırımcılar, bu tür belirsizlik dönemlerinde genellikle riskli varlıklardan çıkarak, dolar gibi daha güvenli liman olarak görülen para birimlerine ve varlıklara yöneliyor. Bu durum, "Dolar Endeksi"nin (DXY) yükselmesine ve doların, Türk Lirası gibi gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında değer kazanmasına neden oluyor.

Çatışmaların ne kadar süreceği ve bölgedeki diğer aktörleri de içine alıp almayacağına yönelik belirsizlikler, küresel piyasalarda temkinli bir seyrin öne çıkmasına yol açtı. Özellikle petrol fiyatları üzerindeki olası yukarı yönlü baskı ve bunun küresel enflasyona yansımaları, yatırımcıların en büyük endişe kaynaklarından biri. Bu küresel fırtına, Türkiye gibi enerji ithalatçısı ve dış finansmana ihtiyacı olan bir ekonomi için çifte bir risk oluşturuyor. Bu nedenle, Ortadoğu'dan gelecek her haber, önümüzdeki günlerde TL'nin seyrini doğrudan etkileyecek en önemli faktörlerden biri olmaya devam edecek.

Ekonominin ince ayarında liranın kırılganlığı

Küresel riskler bir yana, yurt içindeki ekonomik dinamikler de kur üzerindeki baskıyı canlı tutuyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğinde ve Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan yönetiminde uygulanan sıkı para politikası, enflasyonu kontrol altına almak için en önemli silah olarak kullanılıyor. Yüksek faiz oranları ve parasal sıkılaştırma adımları, teoride TL'yi daha cazip hale getirerek ve iç talebi soğutarak kuru dengeleme amacı taşıyor.

Ancak, enflasyonun hala yüksek seviyelerde seyretmesi, vatandaşın alım gücündeki erime ve ekonomik aktivitedeki potansiyel yavaşlama, bu programın ne kadar sürdürülebilir olduğuna dair soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Her ne kadar son aylarda Merkez Bankası'nın rezervlerinde bir toparlanma gözlense de, kur üzerindeki ani bir atak durumunda TCMB'nin ne kadar güçlü bir müdahale kapasitesine sahip olduğu piyasalar tarafından yakından izleniyor. Ekonomi yönetiminin, enflasyonla mücadeledeki kararlılığını ve programdan taviz verilmeyeceğine dair mesajlarını sürekli olarak yinelemesi, piyasalara bir güven vermeyi amaçlıyor. Ancak küresel konjonktürün bu denli kırılgan olduğu bir dönemde, bu ince dengenin korunması her zamankinden daha zor görünüyor.

Rakamlar ne anlatıyor? haftaya sınırlı bir yükselişle başlangıç

Piyasaların açılmasıyla birlikte haftanın ilk rakamlarına bakıldığında, TL'nin haftaya sınırlı bir değer kaybıyla başladığı görülüyor. Serbest piyasada 39,4400 liradan alınan dolar, 39,4420 liradan satılıyor. Bu rakam, Cuma günkü 39,4380 liralık kapanış fiyatına göre çok küçük bir artışı ifade etse de, kurdaki yukarı yönlü baskının devam ettiğinin bir göstergesi.

Benzer bir durum euro için de geçerli. 45,6470 liradan alınan euronun satış fiyatı ise 45,6490 lira olarak belirlendi. Cuma günü euronun satış fiyatı 45,5370 lira seviyesindeydi. Euro/TL paritesindeki artışın, dolar/TL'ye göre bir miktar daha belirgin olması, Euro'nun küresel piyasalarda dolara karşı hafif bir toparlanma göstermesiyle de ilişkili. Ancak genel trend, TL'nin her iki ana para birimi karşısında da zayıf bir başlangıç yaptığı yönünde. Piyasalar, özellikle Londra ve New York piyasalarının açılmasıyla birlikte kurdaki hareketliliğin artabileceğini öngörüyor.

İnşaat sektöründe çifte sinyal
İnşaat sektöründe çifte sinyal
İçeriği Görüntüle

Gözler merkez bankası'nın adımlarında ve gelecek verilerde

Önümüzdeki dönemde dolar/TL kurunun seyrini belirleyecek birkaç kritik faktör bulunuyor. Bunların başında, Merkez Bankası'nın atacağı adımlar geliyor. TCMB'nin, mevcut sıkı para politikası duruşunu ne kadar daha sürdüreceği, olası bir faiz indirim döngüsünün ne zaman başlayabileceğine dair vereceği sinyaller, piyasalar tarafından yakından takip edilecek. Herhangi bir erken gevşeme sinyali, TL üzerinde yeni bir satış baskısı yaratma potansiyeli taşıyor.

İkinci olarak, yurt içinde açıklanacak olan enflasyon ve diğer makroekonomik veriler kritik önemde. Enflasyondaki düşüş trendinin beklentiler doğrultusunda devam edip etmeyeceği, ekonomi programının başarısı ve TL'nin istikrarı için belirleyici olacak.

Üçüncü olarak ise, küresel gelişmeler ve özellikle ABD Merkez Bankası'nın (Fed) para politikası kararları yakından izlenecek. Fed'in faiz indirimlerini ertelemesi, küresel olarak doların güçlü kalmasına neden olarak, TL gibi para birimleri üzerindeki baskıyı artırıyor. Tüm bu faktörlerin birleşimi, Türk Lirası'nın önümüzdeki günlerde de zorlu bir sınav vermeye devam edeceğini gösteriyor. Ekonomi yönetimi, bu fırtınalı denizde gemiyi yüzdürmek için hem içeride hem de dışarıda zorlu bir mücadele veriyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ