İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı iştiraklerde çalışan yaklaşık 23 bin işçinin sürdürdüğü grev, kenti hem görünür hem görünmez tehlikelerle baş başa bırakıyor. Çöplerin toplanmamasıyla birlikte sokaklar kötü kokulara, çöp yığınlarına teslim olurken, uzmanlar asıl tehdidin gözle görünmeyen mikroplar olduğuna dikkat çekti. Özellikle turistlerin uğrak noktası olan Konak Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve kordon boyunda çöp yığınları dikkati çekiyor. Havaların ısınmasıyla birlikte bu yığınların halk sağlığına etkisi tartışma konusu haline geldi.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, açıkta çürüyen çöplerin ciddi bir enfeksiyon kaynağına dönüşebileceğini belirtti.
“Açık alanda biriken çöplerin, özellikle sıcaklık artışıyla birlikte daha hızlı çürüdüğünü biliyoruz. Bu noktada en önemli sorun, insan sağlığına zararlı bakteri, virüs ve parazit gibi gözle görülmeyen mikroorganizmaları taşıyan karasinek, sivrisinek ve hamam böceği benzeri canlıların bu alanlarda üremesi ve bu etkenleri insanlara bulaştırmasıdır.
Bu taşınım sırasında ortaya çıkan hastalıklar, oldukça ciddi klinik tablolara hatta ölüme kadar gidebilen ağır sonuçlara neden olabilir. Tüm bunlara ek olarak, İzmir’in turistik bir şehir olduğunu ve turizm sezonuna giriş yaptığımızı unutmamak gerekir. Salgın hastalık riski, ki bu ortamda mutlaka oluşacaktır, turizmi de olumsuz etkileyerek kent ekonomisini tehdit eder.”
‘Zehirlenme riskiyle karşı karşıya’
Şener yaz aylarında görülen hastalıklara karşı uyararak şöyle konuştu:
“Ayrıca İzmirli yurttaşların büyük önem verdiği sokak hayvanları da, ortalıkta kalan çürümüş gıda atıkları nedeniyle zehirlenme riskiyle karşı karşıya kalacaktır. Bağırsak enfeksiyonları ve ishal etkenleri arasında yer alan Salmonella, Shigella, amipli dizanteri gibi bakteriyel hastalıklar; çocuklar için özellikle yaz aylarında görülen rota, adeno, norwalk gibi viral enfeksiyonlar; herkes için sıtma, tifo gibi ciddi bulaşıcı hastalıklar bu ortamda yayılabilir.
Bir diğer önemli nokta da kemirgen nüfusunun artış göstermesidir. Bu durum, zoonotik hastalıkların yayılımı açısından ayrı bir tehdittir. Kaybolmuş hastalıkların bile tekrar görülme ihtimali var — örneğin veba gibi. Ne olacağını öngörmek gerçekten çok zor”
