Türkiye siyasetinin kalbinin attığı İstanbul'da, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) cephesinde başlayan ve yankıları tüm ülkeye yayılan bir siyasi kriz yaşanıyor. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi'nde delegelerin oylarıyla seçilen İl Başkanı Özgür Çelik ve yönetimini görevden uzaklaştırma kararı, parti içinde ve kamuoyunda bir şok dalgası yarattı. Bu kararın ardından gözlerin çevrildiği CHP Genel Başkanı Özgür Özel, soluğu partisinin İstanbul İl Başkanlığı'nda aldı. Burada kameraların karşısına geçen Özel, sadece hukuki bir değerlendirme yapmakla kalmadı, aynı zamanda kararı bir darbe girişimi ve "Saray planı" olarak nitelendirerek son yılların en sert siyasi çıkışlarından birine imza attı. Özel'in "Bu kararı tanımıyoruz" resti, parti tabanında beklenmedik bir kenetlenmeyi de beraberinde getirdi.
Bu kararı tanımamız sandığın ve hukukun inkarı olur
CHP lideri Özgür Özel, açıklamasının merkezine, mahkeme kararının hukuki ve siyasi meşruiyetinin olmadığını koydu. Kararı "yok hükmünde" olarak tanımlayan Özel, bunun açık bir yetki gaspı olduğunu ve kabul edilmesinin mümkün olmadığını vurguladı. "Siyaseten bir siyasi partinin genel başkanını o ilde kimin temsil edeceğine o partinin üyeleri ve onların seçtiği delegeler karar verirler," diyen Özel, bu iradenin iki yıl önce yapılan il kongresinde tecelli ettiğini hatırlattı. Özel'e göre bu hamle, sadece CHP'nin iç işlerine bir müdahale değil, aynı zamanda Türkiye'deki tüm seçim sonuçlarını tartışmaya açabilecek son derece tehlikeli bir kapı aralamaktadır. "Bugün elinde mazbatası olan kimse güvencede kalmaz," diyen Özel, "Bir başka asliye hukuk mahkemesi döner, herhangi bir siyasi partinin genel başkanını ya da belediye başkanlarına, milletvekillerine verilmiş mazbataları, dahası Cumhurbaşkanlığı seçimini askıya alabilir, yerine kayyım heyeti atayabilir," sözleriyle kararın yaratabileceği anayasal krize dikkat çekti.
Rakip delegeler bile Özgür Çelik için noterde sırada
Özgür Özel'in konuşmasındaki en çarpıcı ve parti içi dinamikler açısından en önemli bölüm, mahkeme kararının ardından yaşanan kenetlenmeyi anlattığı kısımdı. Kararın duyulmasının hemen ardından, sabahın erken saatlerinden itibaren İstanbul'un dört bir yanındaki noterlerde olağanüstü bir hareketlilik yaşandığını belirten Özel, partinin seçilmiş il delegelerinin "irademizin arkasındayız" diyerek olağanüstü kongre toplanması için imza vermeye başladığını duyurdu. Ancak bu imza sürecini tarihi kılan asıl detay, imza verenler arasında sadece Özgür Çelik'i destekleyenlerin değil, aynı zamanda bir önceki kongrede ona oy vermemiş, hatta karşı listede yer almış delegelerin de bulunmasıydı. Özel, bu durumu büyük bir gururla paylaşarak, "Sayın Özgür Çelik’e destek vermeyen, o gün oy vermeyen arkadaşlar dahi bu hukuksuzlukun karşısında, partinin arkasında, Özgür Çelik’in arkasında noterde sıradadır," dedi. Bu durumun, 'CHP'de ikilik var, bunlar birbirine düşecek' beklentisi içinde olan "kötücül akla" verilmiş en güzel cevap olduğunu belirten Özel, partinin dış müdahalelere karşı nasıl tek bir yumruk haline geldiğini vurguladı.
Burası Atatürk'ün baba ocağı, sahibi tek
Konuşmasında sık sık partisinin tarihi misyonuna ve kurucu değerlerine atıfta bulunan Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanlığı binasını "baba ocağı" olarak nitelendirdi. Bu baba ocağının tapusunun tek bir kişiye, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ait olduğunu söyleyen Özel, CHP Genel Başkanı olarak 81 ildeki il başkanlıklarının kendi makam odası olduğunu ifade etti. "Benim vekilim, adaşım, yoldaşınız Özgür Çelik’tir. Özgür Çelik İstanbul il başkanı olarak görevinin başındadır," diyerek, atandığı iddia edilen kişileri değil, delegenin seçtiği ismi vekil olarak tanıdığını net bir dille ifade etti. Bu sembolik dil, meselenin sadece bir koltuk kavgası olmadığını, partinin kurucu iradesine ve Atatürk'ün mirasına sahip çıkma mücadelesi olduğunu anlatmayı amaçlıyordu. Özel, bu duruşun, partinin kendi kendini yönetme hakkına ve dışarıdan gelen müdahalelere karşı onurlu bir direniş olduğunu belirtti.
Saray planları ve darbeci aparatlarına karşı duruş
Özgür Özel, konuşmasında hedefi net bir şekilde belirleyerek, bu kararın bağımsız bir yargı kararı olmadığını, siyasi bir mühendislik ve "Saray planı" olduğunu iddia etti. "Buraya atanmış, bir darbe sürecini yöneten bir başsavcının kontrolünde bir hamle yapılmaktadır," diyen Özel, bu operasyonun arkasındaki siyasi iradeyi işaret etti. Bu hamlenin, hafta sonu tamamlanacak olan mahalle delege seçimleri öncesine denk getirilmesinin bir tesadüf olmadığını, amacın İstanbul'da bir tartışma yaratarak parti içi kongre sürecini sabote etmek olduğunu öne sürdü. Yaşananları, 19 Mart'tan bu yana süren darbe sürecinin bir devamı olarak niteleyen Özel, "Buna tenezzül edenler, tarihin sayfalarında bugün yaptıklarıyla, bundan medet ummalarıyla yer alacaklar. Sizler, bizler de darbeyi direnenler olarak, demokrasinin safında yer almış olarak tarihte yerimizi alacağız," diyerek mücadele kararlılığını vurguladı.
Zeytinburnu'na çağrı: 'Millet iradesine sahip çıkıyor'
Sadece bir savunma ve tepki konuşması yapmakla kalmayan Özgür Özel, partisini ve tüm demokrasi güçlerini aktif bir eyleme çağırdı. Konuşmasının sonunda, bu hukuksuzluğa karşı durmak ve seçilmişlerin iradesine sahip çıkmak için tüm demokratları Zeytinburnu'nda düzenlenecek büyük mitinge davet etti. "Akşam seçilmişlere saygı duyan, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e, onun getirdiği en önemli kazanım olan sandığa sahip çıkan, demokrasiye sahip çıkan bütün demokratları 20.30’da yapacağımız ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitingi için Zeytinburnu’na davet ediyorum," diyen Özel, bu krizi parti içi bir mesele olmaktan çıkarıp, tüm ülkeyi ilgilendiren bir milli irade savunmasına dönüştürme niyetini açıkça ortaya koydu. "Toplanın arkadaşlar, buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz," sözleriyle hem parti örgütüne hem de kamuoyuna kararlılık mesajı verdi. Bu miting çağrısı, CHP'nin bu yargı kararına karşı mücadelesini sokaklara ve meydanlara taşıyacağının ilk işareti oldu.
