2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun'un 9. maddesi, “2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 11. maddesinde belirtilen sakıncaları taşımamak şartıyla, on sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı belediye başkanlığına, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeliğine seçilebilir” demektedir.

2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ise, onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşının seçimde aday olabileceğini belirtir. Aynı kanun, ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, askerlikle ilişiği olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç, toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile, basit ve nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma veya Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle mahkûm olanlar ve Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitabının, birinci babında yazılı suçlardan veya bu suçların işlenmesini aleni olarak tahrik etme suçundan mahkum olanların da (soykırım, insanlığa karşı suçlar ile örgüt kuran, yöneten ve üye olanları tanımlamaktadır) aday olamayacağını belirtmektedir.

***

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, partisinin il başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, CHP'nin İzmir'deki ilçelerinde belediye meclis üyelerinin bir bölümünün terör örgütü ile bir biçimde ilişkisi olduğunu açıkladı.

Her ne kadar isim vermese de, bu adayların CHP'nin terör örgütleri ile ilişkide olduğunun göstergesi olduğunu söyledi.

***

Bir genel başkan yardımcısının seçme ve seçilme ile ilgili kanunu bilmemesi düşünülebilir mi?

Elbette düşünülemez.

Hal böyle olunca insanın aklına bir sürü soru geliyor.

İsmini açıklamadığınız bu kadar kişinin, terör örgütleri ile bağlantılı olduklarına dair iddianız hangi delillere dayanmaktadır.

Bu konuda kesinleşmiş bir mahkeme kararı var mıdır?

Böyle bir karar yok ise, kişi hak ve özgürlükleri kapsamında, ismini açıklamadığınız onca isme karşı suç işlemiş olmuyor musunuz?

Eğer bu suçlamalarınızı mahkemelerin kanun gereği asli delil olarak kabul etmediği istihbarat raporları, Genel Bilgi Toplama kayıtlarına dayanarak yapıyorsanız tam kanunsuzluk yapmış olmuyor musunuz?

Kişilere kapalı olan bu tür bilgileri nasıl elde ettiniz?

Açıkladığınız bu bilgiler Yüksek Seçim Kurulu'nun elinde yok mu?

Yok ise adaylıkların kesinleşmesinden önce neden itiraz etmediniz?

***

Doğrusu, iktidarın yerel seçimlerde işlerin pek de iyi gitmediğini görünce, dört bir yandan rakiplerine karalama kampanyasına girmiş olmasını normal karşılamıyorum.

Siyaset seviyesinin bu kadar düşürülmesi hepimiz için tehlikeli.

Seçime az bir süre kala yapılan bu açıklamalara dayanarak birileri kendilerini “vazifeli” görerek siyasi rakiplerine karşı şiddet kullanırsa bunun sorumluluğunu kim taşıyacak?

***

Oysa Türkiye'nin başka gerçekleri var.

İşsizlik oranı yüzde 13.5 seviyesine yükselmiş.

Genç nüfusun (15-24 yaş) işsizlik oranı yüzde 24.5'e ulaşmış.

Sosyal güvenceden yoksun vatandaş sayısı 10.5 milyona yükselmiş.

18 yaş ve üstü toplam 56.3 milyon nüfusun 8.2 milyonunun geliri asgari ücretin 1/3’ünden az.

Ekonomi kötüye gidiyor, pahalılık artmış.

Var mı bunlara çözümünüz?

Yok...

Bu kampanya tutmaz, hele İzmir'de hiç...