“Türkiye bağırsaklarını temizliyor” diye 12 yıl önce başlamıştı.

Sözün sahibi o dönemde iktidarın önemli bir şahsiyeti Bülent Arınç'tı.

Ayrı Arınç şimdilerde Yüksek İstişare Konseyi Üyesi.

Gündemde bu kez “edepsizler” deyimi ile yer alıyor.

***

Ergenekon denen safsata, 12 Haziran 2007'de Ümraniye'de bir gecekonduda bulunduğu söylenen 27 el bombasıyla başladı. Emekli Astsubay Oktay Yıldırım'ın bu bombaların sahibi olduğu iddia edildi. Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu onlarca kişi gözaltına alındı.

O zaman da yandaş medya vardı.

Salyalar akıtarak günlerce yayınlar yaptılar.

***

Yirmi civarında dosya birleştirildi.

235 kişi sanık sandalyesinde “suçsuz” olduklarını kanıtlamak için çabaladı.

Kimi muhalif gördüler ise attılar aynı torbaya.

Ergenekon süreci, Türkiye'de yeni bir sistemin kurulması için maymuncuk olarak kullanıldı.

***

Sözcü Gazetesi'ne göre dava süresinde;

100 binden fazla telefon izlendi.

60 bin telefon dinlendi.

3 bin kişi hakkında takip yapıldı.

Bin 360 kişi ifade verdi.

588 kişi tutuklandı.

7 sanık ifadesini veremeden öldü.

7 sanık kansere yakalandı.

Davada 44 gizli tanık vardı.

Toplam sayfa sayısı 17 bini aşan 19 iddianame hazırlandı.

***

Ardından ne olsa dava açıldı.

Öyle iddianameler vardı ki, suçlandığı gün ve saatte denizin dibinde görevli subayı bile soluksuz cezaevine gönderdiler.

Mesele Türk Silahlı Kuvvetleri'nin pırıl pırıl kurmay subaylarının önünü kesmekti.

Başardılar...

İktidarın taleplerini ete soğan doğramayan generallerle birlikte kurgulaya kurgulaya 15 Temmuz darbe girişimine kadar getirdiler.

Sonrası malum.

Tek vatan, tek bayrak, tek devlete ek yaptılar.

Tek adam...

***

Cumhuriyetin kurumlarını satabilmek, emperyalizmin emdiği kanı daha saf hale getirebilmek için engel gördükleri hangi kurum, hangi ünvan varsa tek tek sıraya dizdiler.

Bakmayın siz Yargıtay'ın bozma kararına, mahkemenin yeniden yargılayıp beraat kararı vermesine.

Baştan bu yana beraat etmişti onca insan.

***

Ergenekon davasına “savcısı” olarak sahip çıkanla, “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” diyen halen iktidarda.

“Ergenekoncu” diye yargılananlar ise dün bile mahkeme salonunda.

Adalet sistemimiz Ergenekon ve benzeri davalar sonucu öyle bir noktaya geldi ki, “hakimlik güvencesi” bile tartışılar hale geldi.

Amerikan başkanı bile “Türkiye'den rica ettim, pastör ertesi gün Beyaz Saray'daydı” deme cesaretini gösterdi.

Bağırsakları temizlenmiş Türkiye'de beraat edenler sevinemedi bile.

Suçsuz olduklarını haykıra haykıra çoktan halkın nezdinde beraat etmişlerdi.

Sadece hukuki bir zorunluluk tamamlandı.

Şimdi ise asıl soruya yanıt bulma zamanı.

Asıl suçlu kimdi?