Şimdi bir başka dönem yaşanıyor…

İslamın “Hoş görü” başlığına aykırı her şeyin yapıldığı bir zaman dilimi.

Başakşehir-Mönchengladbach maçı öncesi,

Taksimde dolaşan Alman taraftarların bayraklarına el konuluyor.

Gerekçe “Hristiyan sembolleri var”

Misafir teknik adam dahi konuya vakıf oluyor.

“21 yy’da olmayacak durumlar. UEFA’ya gideceğiz” diyor.

Biz nereye gidelim hocam…?

Hadi sen UEFA’ya gideceksin, sıyıracaksın…

Biz nerelere gidelim…

Böyle örümcekleşmiş kafalar ile yaşamak zorunda olan biziz nihayetinde…

…..

Bir başka ucube durum burnumuzun dibinde oldu…

Karaburun İlkokulu müdürü paylaşım yaptı.

Şöyle diyordu…

“Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer.

Perdesiz ev de ya satılıktır ya kiralık…”

Bunu paylayan bir ilkokul müdürü…

İğrenç, rezil, aşağılık bir bilinçaltı istifrası…

Üstelik İzmir gibi laikliğe, Atatürk ilke ve inkilaplarına aşık,

Aydın bir kentte…

Bunlar tazecik örnekler.

Fırından yeni çıktı misali…

Biraz arşiv karıştırsak, ya da hafızaları, daha neler var neler…

Ama bilelim ki bu durumlar dünden bugüne,

Şapkadan çıkmadı…

……

Biz bunlarla uğraşaduralım…

CHP lideri Kılıçdaroğlu garip bir öz eleştiride bulundu.

“Geçmişte başörtüsüyle uğraşmamız hataydı”…

Tamamen yüzeysel,

Tamamen alt yapısı eksik, boş bir özeleştiri…

Özleştiri de değil, halk deyimi ile “Kendi ayağına sıkma” operasyonu…

Dönemin koşullarını, siyasi atmosferini, derin devlet tartışmalarını,

Sisteme karşı gizli örgütlenmeleri yok sayan,

Bir bilinç zemininde yapılmış açıklama…

Yanlışın en büyüğü;

Eğer böyle bir hata varsa; hatayı tamamen CHP’nin üzerine almak…

Onlarca yüzlerce hoşgörülü CHP’liyi de suçlu kılmak…

Ben dahil CHP’li on binlerce insanın anasının başı bağlıdır.

On yıllardır böyledir…

Karşı çıkılan, siyasal İslam’ın simgesi haline gelmiş,

O dönem kimlik kartı gibi kullanılan “Türban” şekli idi…

“Şule baş” diye tabir edilen bir şekil oluşmuştu.

Bunun öncüsü de Şule Yüksel Şenler idi.

Kendisi bir terzinin yanında yetişmişti…

Önce yaptığı tasarımı kendi de beğenmemişti.

Sonradan bu türban şekli siyasi İslam savunucularının bayrağı gibi oldu.

Biraz altını kurcaladığınızda Said Nursi’nin müridi, abisi Özer Şenler,

Mehmet Eygi, Abdurrahman Dilipak, Mehmet Yalçıntaş gibi birçok isime ulaşabilirsiniz.

Şule Yüksel Şenler’in önce ret ettiği türban,

Sonra bir siyasal İslam sembolü haline geldi.

Kurduğu “İdealist hanımlar derneği”nde kimler ile tanıştığını,

Çok kolayca bulabilirsiniz…

Sonuçta o günlerde yükselmeye başlayan siyasal İslam odaklı akım,

Bugün, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşı parlamenter sistemi yok etmiştir.

Bir anlamda karşı devrim gerçekleşmiştir…

.,…

Bir daha söylüyorum…

CHP hiçbir zaman başörtüsü ile savaşmamıştır…

Sayın Kılıçdaroğlu o dönem örgütlenen siyasi İslam savunucularının oyununa düşmüştür.

Mağdur edebiyatı, demek en önce Kılıçdaroğlu’nu etkilemiştir…

Ben dahil, bir çoğumuzun annesi, ananesinin başörtüsü vardır…

Kimse de böyle bir kavgaya girmemiştir.

Bu ya eyyam, ya popülist bir şirin görünme anlayışı,

Ya da birilerinin gazıdır…

Tarihi bir hatadır…

CHP’liler başörtüsüne değil, İslam’ın siyasete karışmasına karşı olmuştur.

“Derin devlet “,”Mafya devlet tiyatrosu- Susurluk”

Bu arada şımaran Fetö örgütlerini atlamak,

Kendi tabanını bir dönemin “Başörtüsü düşmanı” ilan etmek,

En basitinden ayıptır… Tarihi bir hatadır…

***

Kim inanır? Kadir İnanır…

Vasatında altında, rahatsız edici bir şaka…

“Söyle bakalım kim inanır? Kadir İnanır…”

İnanır mısın?

Enflasyon rakamları tek haneye inince,

Nefret ettiğim şaka çıkı verdi ağzımdan…

Elektriğe %50 zam

Doğal gaza da öyle…

İçki ile sigara zaten şampiyon…

Gıdada ortalama yüzde 45…

Bildiğin fırtına…

Önlem beklerken Ekonomi Bakanı Damat Albayrak,

Enflasyonun %9.2 ye düştüğünü açıkladı…

Hadi bakalım kim inanır?

Kadir İnanır…

***

Bahçeli

Devlet Bahçeli sağlık sorunları sebebiyle hastanede.

Önce soğuk algınlığı dendi.

Sonra ortaya çıkan bilgilere göre,

Bilkent Hastanesi’nde yattığı,

Bulunduğu katın boşaltıldığı, kalp pili çalışmadığı için,

Akciğerlerinde emboli olduğu iddia ediliyor.

Kalbe bağlı bu sıkıntılar, organ yetmezliğini de yanında getiriyor.

Durumun kritik olduğu, kalksa da siyaset yapamayacağı iddialar arasında…

Kirli bilgi olabilir.

Her şeye rağmen, bir liderin hastalığını saklamak,

Soğuk algınlığı diye açıklamalar yapmak çok garip değil mi?

Çerçeve gerçekten buysa,

2020 sonlarına bir tarih belirleyin artık…

Seçim tokmakları, davulları hazırlansın…

***

Boyoz Festivali

Geleneksel boyoz festivali yapıldı.

Gündoğdu meydanı yine doldu.

Kentin bazı bölgelerinde yağmur olmasına rağmen,

Ailesini toplayan, Gündoğdu meydanındaydı.

Boyoz başka bir şey…

İzmirlinin sabah sevgilisi, sabah lezzeti.

Gerçekten festival…

Organizasyona ve destek veren Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkürler…

DELİ ZİYA; “Maaşın ne kadar çok olursa olsun, naaşına bir tutam pamuk yeter”