İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay başkanlığındaki Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin 44. Olağan Meclis Toplantısı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Swiss Otel’de gerçekleştirildi.
Birliğe üye büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanlarının katıldığı toplantının açılışında konuşan Tugay, dünyayı tehdit eden iklim krizi ve karbon emisyonu artışına dikkat çekti.
Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin, Dünya Sağlık Örgütü’nün “sağlıklı şehirler” yaklaşımı doğrultusunda Türkiye’de Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde kurulduğunu hatırlatan Tugay, birliğin bugün iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir görev üstlendiğini vurguladı.
İklim krizinin artık teorik bir tartışma değil, ülkenin her köşesinde hissedilen bir gerçek haline geldiğini ifade eden Başkan Tugay, son yıllarda yaşanan su sıkıntısına dikkat çekti:
“Bu sene Türkiye'nin yarısından fazlasında ciddi kuraklık, su problemleri yaşandı. Sonbahara girdik, yağışların devam etmesini umuyoruz. Bu seneyi yeni bir susuzluk krizi yaşamadan atlatmayı umuyoruz.”
Tugay, yerel yönetimlerin bu konuda belirleyici olabileceğini belirterek, “Dünyada iklim konusunda en güçlü çalışmaları yerel yönetimler yapabilir” dedi ve ekledi:
“'Ne yapabiliriz?' sorusuna hepimizin daha güçlü bir şekilde, hazırladığımız plan doğrultusunda cevap verebiliyor olması lazım. Bu planın yapılabileceği, konuşulabileceği meclis tam olarak bu meclis, bu ortam.”
“Durdurmazsak daha da kötüsünü yaşayacağız”
Tugay, iklim krizine bağlı olarak artan sıcaklıklar, kuraklık ve orman yangınlarının her yıl daha da şiddetlendiğini belirterek, karbon emisyonu azaltımı konusunda net politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı:
“Kısa vadede baş etmek için bir şeyler yapılabileceği gerçek ama ana problem, krize neden olan konu karbon emisyonu fazlalığı. Bunu durdurmak için çok net, katı kararların alınması gerektiğini de hatırlamamız lazım. Bunu yapmazsak eğer bu süreç asla durmayacak ve kötünün daha da kötüsünü yaşayacağız.”
“İmkansız değil”
Türkiye’deki toprakların yüzde 88’inin çölleşme riskiyle karşı karşıya olduğunu hatırlatan Tugay, tarımın sürdürülebilirliğinin tehdit altında olduğunu söyledi.
“Herhangi birisi içinde bulunduğumuz olumsuz iklim koşullarının ülkemize getirdiği mali yükü hesaplasa, bütçemizin en az yarısı buraya gidiyor. Ülkemiz neden fakirleşsin, neden milli servetimizden kaybedelim? Bunların durması lazım, böylesine basit bir gerçek var ortada. İklim krizini durdurmak, karbon emisyonunu durdurmak, nötr hale getirmek, karbonu bir şekilde yok edebildiğimiz kadar üretebilmek. Bu imkansız değil. Önce bilinç sonra ne yapılması gerektiğine dair bir planla bu işe bakmamız lazım.”
Tugay, iklim krizine karşı dayanışmanın önemine dikkat çekerek, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin bu süreçte ortak aklın adresi olduğunu vurguladı. Konuşmasının sonunda yerel yöneticilere dayanışma çağrısı yapan Tugay, şu ifadeleri kullandı:
“Birliğe düşen ne varsa yapmaya hazırız. Yeter ki istekli olalım, kararlı olalım, etkili bir şeyler yapmaktan vazgeçmeyelim. Günü kurtarmayı amaçlayan değil, sorunu kökünden çözen işler yapalım.”