Hazırlayan/ Serdar ÇELENK

Toplantıya DRV Yönetimi ve çok önemli acenteciler katıldı. Yaklaşık 50 yıldır ülkemizde en kaliteli kültür ve yürüyüş turlarını yapan Studiosus’un ve Hirsch Reisen’in patronları hazır bulundu. Çanakkale’den gelen Tarihi Alan Başkanlığı ve Otelciler temsil edildi.

Bu toplantının mimarı duayen turizmci Hüseyin Baraner toplantının kolaylaştırıcısı görevini üstlendi. Ben de once almanca bir sunum yaptım ve daha sonra da konuşmalarda katılımcı oldum.

Kişilerin kısaca kendilerini tanıtmalarının ardından Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı görselliği ve içeriği çok beğenilen bir sunum yaptı. Söz konusu Çanakkale olunca tabii Çanakkale Savaşları sunumda yer aldı. Almanların “savaş” sözcüğünden uzak durduklarına değinerek, bu turizm çeşidinin “anma turizmi” olarak adlandırılmasının daha doğru olacağını söylediler.

Alman Turizmciler ağırlıklı olarak “Türk Turizmine nasıl kalite getirilir, daha doğrusu Türkiye’ye nasıl kaliteli turist getirilir üzerinde durdular. Herşey Dahil sisteminin ve alışveriş odaklı grupların kaliteli turizmin önünde ciddi engel olarak gördüklerini söylediler. Görüşleri şu ; “Para harcayacak turist hiçbir zaman “herşey dahil’I seçmez. Çünkü kültürünü tanımak istediği bir ülkede otel duvarları arasına hapis olmaz.”

Tüm Almanya’da 34 bin seyahat acentesini temsil eden DRV, 156 milyar euroluk bir pazar payı oluşturuyor. Bu da yaklaşık olarak Türkiye Cumhuriyeti bütçesinin % 20 sine karşılık geliyor. Yani düşüncelerini dikkate almak gerekiyor.

Dünya Turizm Örgütü 2. Başkanı Günther Illau, Türk Turizminin kişi sayılarından kurtularak, getiriye yani kaliteli turiste odaklanması gerektiğinden bahsetti. Her bölgenin değerlerini öne çıkartarak, kendi turizm dinamiklerini yaratması gerektiğini, bunun için de Türkiye’nin yeterli kültürel kaynaklara sahip olduğuna değindi.

İllau, Bu kadar derin kültüre sahip bir ülkenin, hala “Herşey Dahil” sistemi ve Deniz-Kum-Güneş ile uğraşmasına akıl erdiremediğini, bu ucuz turizmde rekabet etmek için sürekli fiyat düşürmenin Türk Turizmine faydası olmayacağını söyledi.

“Örneğin Çanakkale’yi ele alırsak, dünyada hemen herkesin bildiği Truva Efsanesi bile iyi işlenirse Turuva’yı uçurmaya yeter. Yürüyüş yolları, yerel mutfak, doğal güzellikler ile desteklendiğinde başka bir şeye ihtiyaç kalmaz.”

En az deneyimli olanı 40 yıldır turizm yapan ve bu sure içinde Türkiye’ye yüzbinlerce turisst gönderen Alman acenteciler, yaptıkları konuşmalarda Türk turizmine ne kadar hakim olduklarını gösterdiler. Ülkemize 55 yıldır kaliteli kültür turisti getiren Studiosus Seyahat acentesinin spatronu Ernst Koelnsperger’in görüşleri de şöyle ;

“Türkiye kültür zengini bir ülke. Her bölge birbirinden farklı özelliklere sahip. Bu nedenle de turistin temel beklentisi olan farklı kültürleri deneyimleme konusunda zaten çok avantajlısınız. Turist sadece izleyici olmasın. Onu da olayın içine dahil ederseniz, kendisi de işin içinde olduğu zaman, o geziyi unutmaz ve her yerde anlatır. Çünkü herkes kendinden söz etmeyi sever.”

“Küçük gruplar bir aileye konuk olsun, mutfağa girsin yemek yapsın. Bir kısmı bahçeden birşeyler toplasın, salata yapsın. Geleneksel dansları denesinler, Bu turist o zaman hem anlatır, hem de tekrar tekrar gelir. Aileler de bundan gelir sağlar.”

“Her rehber iyi bir öykü anlatıcı “Story Teller” olmalı. Hepimiz masallarla büyüdük. Bu nedenle herkes öykü dinlemeyi sever. Rehberler tiyatral olarak konuları anlatırsa, turistler daha ilgi ile dinler. Ülkenizin kültürü daha çok akıllarında kalır.”

Ernst Koelnsperger değerlerimizi anlatmak için çalışmamız gerektiğini söyledi : “Örneğin dünyanın hayran olduğu Truva Efsanesi bir tiyatro gösterisi olarak düzenli bir şekilde gelen turistlere neden sunulmaz? Roma’yı kuran Aneas savaş sonrası Truva’yı terk ederek, Antandros’tan yani Edremit’ten denize açıldı, yeni bir yer arayışı bugünkü Roma’nın kurulması ile sona erdi. Dünya tarihini değiştiren bu olayın kahramanları Anadolu’dan gitti. Neden buna sahip çıkmıyorsunuz ?”

Toplantının gerçekleşmesini sağlayan duayen Turizmci Hüseyin Baraner ise Antik Dünya Destinasyonları birliğinin kuruluşuna başladıklarını, bunun yönetiminde DRV nin de yer almasını istediklerini söyledi. Alman Acenteciler Birliği yönetimi de konunun içinde olmaktan büyük mutluluk duyacaklarını söyledi.

Son yıllarda Türk Turizminin daha bilinçli atılımlara imza attığını, turizmde başarının turist sayısı ile değil, turizm gelirleri ile ölçülmesi gerektiğini söyledi. Bu konuda tek çıkışın kültür turizmi ve katma değeri yüksek tematik turizm olduğunu

Sonuç olarak Alman Seyahat Acenteleri nin Türk Turizmi için önerdikleri ;

  • Türk Turizmi Herşey Dahil Sistemi yavaş yavaş terk etmeli

  • Bölgeler kaliteli turisi çekecek atraksiyonlar hazırlamalı

  • Bölgelere özel değerler ön plana çıkartılıp, yöreye özel turizm yapmalı

  • Tematik turizm ile benzersiz turlar planlanmalı

  • Turistin seyirci olması yerine, konunun içine çekilmeli

  • Turizm paydaşları seminerlerle sürekli eğitime tabi tutulmalı

  • Halkı turizme paydaş yapmaya çalışmalı

Davet edildiğimiz sonderece sıcak ve samimi geçen akşam yemeğinde de konuşmalar devam etti.

Ne diyelim ? Bizden söylemesi. Duymak, bilmek, öğrenmek isteyen turizmciler için çok ders var içinde. Gece gündüz yılmadan çalışmamız gereken dersler.