Egehan ERKÜN
 

Aydın’ın Nazilli ilçesinde yaşayan 71 yaşındaki Ahmet Sert, 45 yıldır ‘Efes Plak’ adını yaşatıyor. Sert, ilçenin önde gelen esnaflarından biri olmasının yanında, Türkiye’nin ve dünyanın birçok noktasında da mesleğin erbabı olarak tanınıyor. Türkiye’deki tek aktif müzik market işletmecisinin kendisi olduğunu söyleyen Sert, son yıllarda plak ve kasete olan ilgide patlama yaşandığının altını çiziyor. Yarım asra dayanan deneyimiyle hâlâ sektördeki varlığını sürdüren Ahmet Sert ile plak kültürünü, yıllara göre sektörde yaşanan dalgalanmayı ve meslek hayatı boyunca biriktirdiği anılarını konuştuk.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1950 yılında Aydın’da dünyaya geldim. 1972 yılından 1977 yılına kadar gemilerde ağır makine operatörü olarak çalıştım. Sonrasında Aydın’a döndüm. Eşimin erkek kardeşi beni Nazilli’de plakçı dükkânı almaya ikna etti. 15 dakikada pazarlığı bitirdik, 17 Şubat 1977’de plakçılığa başladım. 45 yıldır bu işi yapıyorum, 26 senedir emekliyim. Bir daha dünyaya gelme şansım olsa yine aynı mesleği yapardım. Şu anda aktif müzik market olarak Türkiye’de bir tek ben varım. Bunu binlerce kişi internetten yapıyor ama ben aktif müzik market olarak bu işi yapıyorum.

İlgi tavan yaptı

Plak kültüründen biraz bahsedebilir misiniz, mesleğinize olan ilgi yıllara göre nasıl değişti?

Mesleğe başladığım zamanlarda yalnızca plak satışı vardı. Sonrasında kaset çıktı. Yanılmıyorsam Türkiye’de ilk yasal kaset 1983-1984 yıllarında çıktı. Ondan sonra herkes yasal kasete döndü. O dönemlerin furyasıydı. O zamanlar televizyondaki tek kanal TRT’ydi. İnsanların müzik dinlemek için pek alternatifi yoktu. Arife günleri, bayramlar ve yılbaşlarında günde 2 bine yakın kaset sattığımız oluyordu. Kaset furyası 2000 yılına kadar devam etti. 2005’te ise son kaset basıldı. CD’ler çıkınca, birçok insan CD satın almaya başladı. İnternetin yaygınlaşması, flaş bellek, CD ve SD kartların kullanılmasıyla birlikte sektör çöktü. Nazilli’de 65-70 plakçı vardı, hepsi dükkanlarını kapattı. Ben uzun bir süre direndim. 2010 yılında mesleği bırakacağım için elimdeki 8 bin plağı toptan verdim. Fakat 2017 yılında TRT ve İhlas Haber Ajansı bizi ziyaret etti. Benimle röportaj yaptılar. Sonrasında işlerde bir patlama oldu. Türkiye’den değil dünyanın birçok noktasından beni aramaya başladılar. Birçok gurbetçi müşterim, dostum oldu. Aynı zamanda son 3 yılda plağa ilgi arttı ancak son 1 senede tavan yaptı diyebilirim. Herkes plağa döndü. Şu anda satışlarda plak birinci sırada. İkinci sırada kaset, üçüncü sırada taş plak, dördüncü sırada ise CD var.

Gençlerin plak ve kaset kültürüne yaklaşımı nasıl?

Son zamanlarda sık sık dile getiririm. Benim en çok sevdiğim nesil Z kuşağı. Gençler, plak ve kasete döndü. İkisi de at başı gidiyor şu an. Bir kısmı kaset koleksiyoncusu, bir kısmı ise plak koleksiyoncusu. Müşterilerimin yüzde 70’i lise ve üniversite talebesi. Z kuşağı özüne döndü. Bu beni çok sevindiriyor. Gençleri çok seviyorum.

“Korhan kendi kasetini aldı”

Meslek hayatınızda yaşadığınız sıradışı bir olay veya unutamadığınız anınız var mı?

Sıradışı çok olay var. Mesela bundan 4-5 yıl önce bir yaşadığım bir anım var. 90’lı yılların başında bir Korhan rüzgarı vardı. Nasıl Tarkan popüler olduysa Korhan bir dönemler çok popülerdi. Bir akşam dükkanı kapatmak üzereyken “Dur Ahmet abi” diyerek iki kişi geldi yanıma. 'Plak alacaktık, bir zahmet açar mısın' dediler. İki kişiden biri Devrim Zeyrek, bilmiyordum o zaman için. Yanındaki “Ahmet Baba sizde Korhan’ın kaseti bulunur mu” diye sordu. “Olacak 2-3 tane” dedim. Sonra bir döndüm baktım Korhan’ın kendisi. 'Korhan sen değil misin' dedim, 'Benim Ahmet Baba' dedi. En son köşede artık miadı dolmuş kasetleri koyardım. Orada 3 tane kasetini buldum. '3’ünü de alalım' dediler, 'Yok 1’i bana kalsın' dedim. Onlar mutlu, ben mutlu. Hatıra fotoğrafı çekildik, onlar paylaştı ben paylaştım. Sonra veda ettik. Bir gün de Milhan Müzik firmasının sahibinin oğlu var. Senede bir gelir. Firmanın köklü müşterilerini ziyaret eder. Yüklü de mal alırım onlardan. Bir gün turneye çıkıyormuş, amatör bir sanatçıyla çıkmaya karar vermiş. Birinci kasetçiye giriyorlar, örneğin 'Ferdi Tayfur’un kaseti var mı' diye soruyorlar. Sırasıyla o şehir, bu şehir her yerde soruyorlar. Firmanın sahibinin oğlu da diyor ki, 'Hiç arama boşuna Nazilli’de Efes Plak’ta buluruz'. Ondan sonra aradıkları kaseti bizde bulup bulamayacağına dair iddiaya giriyorlar. Kaybeden, kazanana tepeden tırnağa kıyafet alacak ve boğazda yemek ısmarlayacak. Bir süre sonra Nazilli’ye geliyorlar. Neyse geldiler sordular bana. Aradıkları kaseti verdim. O zamanın parasıyla 10 bin lira kaybetti bizim amatör sanatçı.

1 Hafta misafiri oldum

Bunun yanında Zeki Müren’in 1983 yılında ‘Gitme Sana Muhtacım’ kasetini Ege Bölgesi’nde en çok ben sattım. Zeki Müren’in 1 hafta davetli misafiri oldum. Bülent Ersoy, Barış Manço, Ümit Besen, Edip Akbayram, İlhan İrem, Yeşim, Nil Burak, İzzet Yıldızhan, Neşe Karaböcek gibi ünlü sanatçılarla bir araya geldim. Mahmut Tuncer’le aramız çok iyi.

Yerini hiçbir şey tutmaz

Eski ve yeni dönem baskı plaktan bahsettiniz. İkisi arasındaki fark nedir, neden eski dönem baskı plaklara talep daha fazla?

Mesela şöyle bir örnek vereyim. Yeni basılan bir plak 100 lira. Bir de 40-50 yıl önce basılan bir plak 500 lira. Aradaki farka rağmen, yeni plağı değil de neden eski ve kullanılmış plağı alıyorlar. Çünkü yeni basılan plaklar dijital kayıt. Bizim meslek tabirimize göre ‘teneke’ gibi ses çıkarır. Eski dönem baskı plaklar ise analog kayıt. Onda aldığın hazzı, müzik ve kulak zevkini yeni baskı plaktan alamazsın. Arada dağlar kadar fark var. Sanatçı yanındaymış gibi hissettirir.

Plak alırken nelere dikkat edilmesi gerekiyor?

Sıfır plak (yeni baskı) alırken dikkat edilmesi gereken bir şey yok. Çünkü hepsi aynı firmanın, aynı kalıpta çıkan plaklar. Ama eski dönem plak alırken, aldığınız plağın kondisyonu çok önemli. 7.5-8-8.5-9 kondisyonunda olması lazım. Zaten 9’u bulunca plağın fiyatı tavan yapar. Bunlara çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bir de bazıları, kondisyonu 6-6.5 olan plağa, kondisyonu 8.5 diyor. Her şeyden önce plak alacağınız kişiyi tanımak gerekir. Tanımasanız da araştırmak lazım. Karşılıklı güven duyulması önemli.