Haber/Erkan EYİGÜNGÖR - Video / Mustafa Cem ÖZER

Drone kullanımı her geçen gün yaygınlaşıyor. Drone kameraları sinema ve dizi sektörünün yanı sıra fotoğraf ve video çekimleri, tarım alanlarının kontrolü gibi yüzlerce iş kolunda kullanılıyor. Birçok mecrada geleceğin mesleği olarak nitelendirilen drone pilotluğu aslında günümüzde de hatırı sayılır derecede önem kazanmaya başladı. Bu sektörün temsilcilerinden İzmirli Çağatay Çokgenç, 19 yaşında olmasına rağmen sektörde önemli işlere imza atıyor. Özellikle geçtiğimiz ay Trabzonspor'un şampiyonluk kutlamalarında yaptığı çekimlerle gündeme gelen Çokgenç, bu alanda taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazandı. 9 Eylül Gazetesi'ne özel bir gösteri yapan Çokgenç, en büyük hayalinin 9 Eylül kutlamalarında Solo Türk uçağı ile çekim yapmak olduğunu söyledi.

Ortaokul ve lise döneminde drone tasarım yarışlarına katılan Çokgenç, mekanik ve elektrik-elektronik alanında da projeler üretti. Bu dönemde katıldığı organizasyonlarda dereceler kazanan Çokgenç, “2020 ve 2021 Türkiye Drone Şampiyonası'nda dördüncü oldum. Daha sonra bu dereceyle Milli Takım'a katılmıştım. Onun dışında Milli Eğitim Bakanlığ'nın Uluslar Arası Robot Yarışması'nın 12 ve 13'üncüsünde yedincilik ve dördüncülüğüm var” dedi.

Kendisinin de drone tasarladığını kaydeden Çokgenç, “Henüz drone teknolojisinin çok gelişmediği zamanlarda kullandığımız cihazlar çok daha büyüktü. Sinema çekimlerinde, aynasız makinelerle kullanılabilsin diye bir cihaz tasarlamıştım. Gövdesini ve yazılımını kendim yapmıştım. O cihazla fuarlara katıldım, şovlarda çekimler yaptım. Çok gelişmiş olmadığı için çok önemli işlere imza atamadım. Ama o cihaz hala duruyor” diye konuştu.

EĞİTİMİ DEVAM EDİYOR

Daha sonra drone pilotluğu ile ilgilenmeye başladığını belirten Çokgenç, “Bu alanda yeteneğim olduğunu farkettim. Sonrasında drone üzerine yoğunlaştım. Ortalama 100'ü aşkın etkinlik ve organizasyonda görev aldım. Şu anda İtalya'da Politecnico di Torino Üniversitesi'nde makine mühendisliği okuyorum” ifadesini kullandı.

Yurtdışında çekimler yaptığını belirten Çokgenç sözlerini şöyle sürdürdü: “İtalya'da katıldığım bir organizasyon sonrasında TKI Turin Indoor Go-Kart fabrikasıyla iletişime geçtim. Orada çekim yaptım ve bu çekimi satın almak istediklerini belirttiler. Sonrasında birçok çekim için birlikte çalıştık. Türkiye'de yaptığım ilk ciddi iş Avitas Motorsport Fabrikası çekimleri oldu. Kapadokya'da sıcak hava balonlarının çekimlerini yaptım. Birçok üniversitenin (İstanbul, Aydın vb) ve Demet Akalın gibi ünlü şarkıcıların çekimlerini yaptım.”

Kendisini en çok zorlayan çekimin geçtiğimiz ay Trabzonspor'un kutlamaları olduğunu kaydeden Çokgenç, “Çünkü atmosfer çok gergindi. İzin ve prosedürler zorlayıcıydı. Havada çok drone vardı. Onların ve havaifişek gösterisinin koordinasyonu, havada yayıncı kuruluşun canlı yayın yapan kamerasının sinyal kalitemi etkilemesi gibi zorluklar vardı. Bir de binlerce seyirci vardı. Ve havaifişekler için kurulan incecik, gözle görülmeyen ipler vardı. Tüm zorluklara rağmen kazasız belasız çekimi bitirdik” dedi.

Drone pilotluğuna yeni başlayacaklara önerilerde bulunan Çokgenç, “Drone ile ilgili simülatörler var. Bunlar bire bir canlı uçuşlarla aynı. Bu tarz simülatörlerle başlayıp, ortalama 4-5 ay kendilerini deneyip, yeteneklerinin olup olmadığını görebilirler. Sadece yeteneğinizin olması da yetmiyor, çok pratik yapmalısınız. Daha sonra ilk cihazlarını toplayabilirler. Çekim yapmak isteyenler 5 inch (pervane boyutu) diye adlandırdığımız bir cihazın üzerine go-pro kamera ile güzel çekimler yapabilirler. Tabii ki bunun için özel izinler alınması gerekiyor. Prodüksiyon firmalarıyla da iletişime geçmeleri gerekiyor Çünkü kendi başlarına bir şey yapmak isterlerse hem pilotajın verdiği acemilikle bir takım sorunlar olabilir hem de yasal mevzuatı dikkate almazlarsa ceza alabilirler” ifadesini kullandı.

Kullanılan cihazların evrim yaşadığını kaydeden Çokgenç, gelişmeleri şöyle anlattı: “Cihazları kendimiz topluyoruz. Ayarı ve malzemesi kişiden kişiye değişiyor. Herkeste aynı cihaz yok. Kullandığımız motor, pervane ve pervane açısı bile fark yaratıyor. Bir kişi daha agresif tepki isterken bir başkası daha yumuşak ayarlar istiyor. Benim cihazım HD görüntü aktaran bir cihaz. Bundan önce 5.8 GHZ üzerinden analog yayınlar yapan vericiler kullanıyordum. Şu anki cihazımın içindeki yazılım sayesinde görüntü çok daha kaliteli oluyor. Benim kullandığım kumanda Tbs markasının crossfire diye adlandırılan bir vericisini içeriyor. Bu verici 40 kilometre menzil verebiliyor.”

9 EYLÜL VE F1 HAYALİ

Hayallerini de anlatan genç drone pilotu, “Geçtiğimiz yıl 9 Eylül'de İzmir'in kurtuluşu kutlamalarında drone ile görüntü almıştım. Canlı yayında ekranlara verilmişti. Kuralları ya da fiziki koşulları bilmiyorum ama burada Solo Türk uçağıyla birlikte uçmak istiyorum. Böyle bir imkan yakalarsam çok mutlu olurum. Çünkü İzmir'i çok seviyorum. Diğer hayalim ise formula drift veya direkt Formula 1 çekimlerinin havadan drone ile canlı yayınında görev alan pilot olmak” ifadesini kullandı.

Hedefim prodüksiyon şirketi kurmak
Gelecekteki kariyer hedefleriyle ilgili konuşan Çokgenç, “Büyük bir prodüksiyon şirketi kurmak istiyorum. Büyük firmalara ve sinema çekimlerine katkı sunmak istiyorum. Ama aynı zamanda devam eden bir eğitimim var. Üniversite diplomamı kesinlikle almak istiyorum” dedi.

'Mesleğin geleceği parlak'
Drone pilotluğunun gelecekte çok daha iyi yerlere geleceğini belirten Çokgenç, “Şu an dünyaca ünlü filmlerde çekim yapan Johnny Schaer (Johnny fpv) adında bir pilot var. Bu pilot 2017'de amatör olarak başlayıp, kendi cihazını topladı. Çoğu kişinin izlediği Hızlı ve Öfkeli filmlerinin çekimlerinde görev aldı. Drone birçok çekim için çok daha ekonomik ve kullanışlı oluyor. Gelecekte çok daha fazla sektörde droneları göreceğiz. Askeri alanda kullanılan cihazlarda da büyük bir gelişim var. Hep birlikte sektörün nereye geleceğini göreceğiz” dedi.

Çekimden önce yapılan hazırlıklar

Yapacağı çekim için belli bir hazırlık aşaması olduğunu belirten Çokgenç, “Önce çekim yapılacak ortama gidiyorum. Analiz yapıyorum. Gözümüzle göremeyeceğimiz bazı teller ya da kablo hatları oluyor. Onları dikkate alarak uçuş rotası hazırlıyorum. Ufak bir storyboard oluşturuyorum. Nereden, hangi açıyla çekeceğimi ayarlıyorum. Eğer yanımda bir editör ya da organizasyon sorumlusu varsa bu bilgileri ona aktarıyorum. O da bana istediklerini söylüyor. Tüm bunlardan sonra pervane, vida, parça kontrolü yapıyorum. Antenlerimin pozisyonu, benim çekim yapacağım yerin konumunu ayarlıyorum. Kamera ayarlarımı da ışığa göre yapıyorum ve uçuşa başlıyorum” dedi.