Haber / M. Sait DEĞER

Suriye’de yaşanan iç savaş sonrası Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Suriyeliler'in bir kısmı Avrupa ülkelerine geçmeyi başarırken milyonlarca kişi de burada kalarak yaşama tutunmaya çalışıyor. Birçoğu yaşamını idame ettirebilmek için düşük ücret karşılığında ‘güvencesiz’ çalışarak hayatta kalma mücadelesi verirken, ekonomik koşulları elverişli olan Suriyeli gençler ise yaptıkları sportif faaliyetlerle dikkatleri çekiyor. İzmir’de, Türk insanının kültürel yapısına kısa sürede uyum sağladıklarını belirten Suriyeli gençler çeşitli sportif ve kültürel aktivitelerden de geri kalmıyor.

İzmir’in Karabağlar ilçesinde yaşayan Suriyeli gençler, kurdukları futbol takımıyla hem spor yapıyor hem de sosyal yaşama uyum sağlamaya çalışıyor.

Kendi imkânlarıyla kurdukları, tamamı Suriyeli gençlerden oluşan ve Yıldız anlamına gelen Elıncme ismini verdikleri 12 asıl, 12 yedek olmak üzere toplamda 24 futbolcudan oluşan takım, haftanın belli günlerinde halı sahada idman yaparak amatör ligde yerini alabilmek için hazırlanıyor.

3 antrenörün çalıştırdığı Suriyeli gençlerden oluşan takımın oyuncuları kendi aralarında, bazen de İzmirli gençlerle maçlar yapıyor.

Şimdilik mahalle takımı olarak top koşturan Suriyeli gençler önümüzdeki süreçte profesyonel ligde oynamak için gerekli yasal statüleri yerine getirmek için çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.

Karabağlar Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Faruk Eşlik, Suriyeli gençlerin kurdukları futbol takımının spor adına sevindirici olduğunu, kurum olarak imkanları dahilinde destek sunmaya hazır olduklarını ifade etti.

MÜLTECİ DER (Mültecilerle Dayanışma Derneği) Genel Koordinatörü Pırıl Erçoban ise sporun barış ve kardeşlik olduğuna değinerek, Suriyeli gençlerin kurduğu futbol takımını değerli bulduklarını söyledi. 

‘MANEVİ BORCUMUZ VAR’

Türkiye’ye yerleşmeden önce lisanslı futbolcu olan Suriyeli Vail Aclanı (30)  takımın teknik direktörlüğünü üstleniyor. Aclanı,  savaş esnasında kendi topraklarını terk etmek zorunda kalan gençlerin yaşadıkları psikolojik sorunlar sonucunda ağır travmalarla karşı karşıya kaldıklarına dikkati çekerek, “Bizler gençlerimiz arasında dayanışmayı sağlamak ve yaraları sarmak için sporu tercih ettik. Türkler bize her konuda yardım elini uzattı. Bizler de Türk halkına karşı manevi anlamda borcumuzu ödemek ve onlarla daha iyi kaynaşmak için futbol oynuyoruz. Bazen Türk arkadaşlarımızla maç yapıyoruz. Bundan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

‘KENDİMİ TÜRK GİBİ HİSSEDİYORUM’

Antrenör yardımcısı Mahmut Hecazi ise savaşın şiddetli döneminde daha 16 yaşındayken ailesiyle birlikte Türkiye’ye gelip İzmir’in Karabağlar ilçesine yerleştiklerini belirterek, “Çocuk yaşta İzmir’e geldim. Burada kişiliğimi kazandım, insani karakterime büründüm. Onun için Türkiye Cumhuriyeti adına daha iyi yerlerde olabilmek için mücadele etmek istiyorum. Ben sporcuyum ve spor alanında hizmet etmek istiyorum. Bizler sığınmacıyız ama yasal statümüzü ve resmi işlemlerimizin gereklerini yerine getirdikten sonra birinci ligde bile oynama şansımız olabilir. Öncellikle kalıcı Türk vatandaşı olmamız lazım. Ardından kulübümüzü resmileştirmemiz gerekiyor. Takım olarak; önce amatör ligde, daha sonra üst ligde mücadele etmek istiyoruz. Hedefimiz birinci ligde oynamak. Kendimize ve ekibimize güveniyoruz. Bunu bir gün mutlaka başaracağımıza inanıyoruz. Artık biz kendimizi Türk gibi hissediyoruz. Çoğumuz çocukken buraya geldik ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kültürüyle büyüdük. Bu inanç ve bu çalışmayla zirveye çıkmak istiyoruz” diye konuştu.

‘YANLIŞLARLA ANILMAK İSTEMİYORUZ’

Suriye’de profesyonel futbol oynadığını ve lisanslı oyuncu olduğunu söyleyen takım kaptanı Hasan Shwehne ise, amaçlarının İzmir’de yaşayan Suriyeli gençlerin isimlerinin kötü alışkanlıklarla değil, sportif ve kültürel faaliyetlerle anılması gerektiğini hatırlatarak şöyle konuştu:

“Türkiye’de bulunan bazı Suriyelilerin yanlışları oluyor. Kötü alışkanlıkları olanlar var. Bizler kötülüklerle değil, iyiliklerle anılmak istiyoruz. Takım olarak, bazı eksikliklerimiz var ama birbirimize destek vererek gidermeye çalışıyoruz. Kendi aramızda para toplayıp formalarımızı ve futbol toplarımızı aldık. Bu tür eksiklikler bizi yolumuzdan alıkoyamaz ancak aşamadığımız bir sorun var. O da antrenman yapacak bir sahamız yok. Haftanın bir ya da iki günü halı saha kiralayarak takımımızı çalıştırıyoruz, maalesef o da yeterli gelmiyor. Haftada en az 4 gün antrenman yapmamız lazım. Hedefimiz büyük ama sahamız yok. Şehrimizin büyükleri bu konuda lütfedip bu konuda bize destek olmak isterse memnun oluruz. Büyükşehir belediye başkanımızın spora karşı duyarlı olduğunu biliyoruz. Sayın valimiz ve Gençlik Spor yetkililerinin desteği olursa minnettar kalırız. Bu konuda kendileri uygun görürse ve lütfederlerse destek olmayı kabul ederiz.”

‘GENÇLİK SPOR, DESTEK SUNMAYA HAZIR’

Karabağlar Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Faruk Eşlik de, Suriyeli gençlerin kurmuş oldukları futbol takımını önemli bulduklarını söyleyerek, bu konuda imkanları dahilinde katkı sunmak için ellerinden geleni yapacaklarını ifade ederek şöyle dedi:

“Yasal anlamda profesyonel kulüplerin resmiyet kazanması için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak kaydıyla dernek kurmaları gerekiyor. Suriyeli gençlerin kurdukları futbol takımının şimdilik bu şekilde çalışmalarını sürdürmesini kıymetli buluyorum. Dernek kurulduktan sonra da amatör, ardından profesyonel ligde oynayabilecekler. Daha çocukluk döneminde buraya yerleşip, Türk kültürü ve gelenekleriyle büyüyen bu gençlerin kendilerini Türk gibi hissetmesi de ayrıca bizi sevindiriyor. Bu anlamda bizler de kurum olarak kendilerine yardımcı olmak için elimizden geleni yaparız.”

MÜLTECİ DER’DEN DESTEK

MÜLTECİ DER (Mültecilerle Dayanışma Derneği) Genel Koordinatörü Pırıl Erçoban ise toplumsal dayanışma için sportif faaliyetlerin ve sanatsal etkinliklerin önemli olduğunu vurgulayarak, “Sanatın, kültürün, sporun tüm insanlar için iyileştirici ve doğru bir dayanışma ağı olduğuna inanıyoruz. İnsanların birbirlerini daha iyi anlayabilmesi ve toplumsal barışın sağlanması için bu tür girişimleri destekliyoruz. Suriyeli gençlerin kurmuş olduğu futbol takımını çok değerli buluyor ve yürekten destekliyoruz. Böyle aktiviteler bir arada ve uyum içinde yaşama dair desteklenmesi gereken girişimler” şeklinde konuştu.