Röportaj: Mazlum VESEK

Gazeteci-yazar Musa Anter 20 Eylül 1992 yılında öldürüldü. Doğumunun 100. yılı olan 2020 yılında Aram Yayınları “Ape Musa 100 Yaşında” adlı kitabı yayımladı. Kızı Rahşan Anter ile babası ve kitap hakkında söyleştik.

Özgür Gündem gazetesi yazarı Musa Anter, 20 Eylül 1992’de Diyarbakır’da öldürüldü. 72 yıllık hayatına İleri Yurt, Yön, Özgür Gündem gibi yayınların yanı sıra TİP, SHP, HEP gibi siyasi partileri de sığdırdı. 2020 yılında 100’üncü yaşı pandemi koşullarında sessiz sedasız geçen Musa Anter için Aram Yayınları “Apê Musa 100 Yaşında” adlı bir kitap hazırladı. Hüseyin Aykol’un editörlüğünü yaptığı kitap için bir de yazı yazan Rahşan Anter’le babasının 100’üncü yaşını, kitabı ve Anter’e dair neler yaptıklarını konuştuk. Anter, babasının daima hatırlanacağının altını çizerek, “Babam, ışıltısıyla insanları kendine çeken birisiydi” dedi.

Musa Anter’in öldürülmesinin üzerinden 30 yıl geçmek üzere. 2020’de de 100’üncü yaşını bir kitapla hatırladık. Neler söylemek istersiniz?

Babası öldürülmüş olmanın zaman kavramı yoktur. Daima ilk duyduğunuz andaymışçasına yaşar gidersiniz. Benim gibi babasıyla çok iyi arkadaşlık eden, bir o kadar da inatlaşan; ama kuşkusuz babasını çok seven biri için büyümek diye bir şey de yok. Öldürülene kadar ben onun prensesiydim. İşte 70 yaşını geçtim, hâlâ babamın varlığını özlüyorum. Bu benimle ilgili olan kısmı. Ama bir de demokrasi, hak ve özgürlük mücadelesi verenler açısından bakacak olursak, babam hiç unutulmadı ve daima hatırlanacak. Aradan geçen 29 yıllık zaman bunu gösterdi. Hayattayken de görüşleri dost-düşman herkes tarafından takip edilen biriydi. Bugün, kitapları okunan, sözleri paylaşılan bir düşünce ve eylem insanı olarak hatırlanıyor.

Babanızın kişiliğini birkaç cümleyle özetleyecek olsanız?

Çok zarif ve yumuşak bir insandı. Işıltısıyla insanları kendine doğru çekerdi. Şüphesiz birbirimizi çok severdik; ama çok da didişirdik. Hatta bana, “Kızım biz senle iki inatçı keçiye benziyoruz. Birbirimize durmadan boynuzlarımızı takıyoruz” demişti. Etrafımızda bulunan delileri çok severdi. Onları incitmeden kollardı. Hayvanları çok severdi. Kürt halkını yüceltmek düzeyinde severdi. Nerede güzel bir ses, bir şarkı duysa; sanatçıyı Kürtlere benzetirdi.

Elimizde Aram Yayınları’ndan çıkan “Apê Musa 100 Yaşında” kitabınız var. Kardeşleriniz Anter Anter ve Dicle Anter’le beraber anılarınızla konuk olmuşsunuz. 2020 yılında Musa Anter ne derece hatırlandı ve kitap hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?

Babamın 100’üncü yaşı özellikle kardeşim Dicle Anter’in sosyal medyada ve bazı topluluklarda yaptığı paylaşımlarla gündeme geldi. Açıkçası yapmayı istediğimiz çok şey vardı; ama salgın koşulları bu planlarımızı engelledi. 70’ten fazla dostunun ve mücadele arkadaşının katkı sunduğu bir kitap görmek beni elbette mutlu etti. Ancak, kitabın aceleye geldiğini ve pandemi koşullarında telefon ve mail üzerinden insanlara ulaşma zorunluluğu açıkçası kitabın zenginliğini bir ölçüde engellemiş görünüyor. Yine de birbirinden kıymetli insanların kaleme aldığı yazıları görmek beni çok mutlu etti. Babamın yakın dostu Tarık Ziya Ekinci, bir asra yaklaşan yaşına rağmen çok güzel bir yazıyla önsöz yazdı. Düşünün 1950’lerden beri yoldaşlık yapmış Tarık Ziya Ekinci ve babam bu kitapta buluştu. Ayrıca sanat dünyasından Mazlum Çimen, Füsun Demirel, Ümit Elçi gibi çok sevdiğim dostları görmek de kıymetliydi. Siyaset dünyasından da çok değerli isimler yazı yazdı. Tabii ki yayınevi emekçilerini, başta da sevgili Hüseyin Aykol’u unutmamam gerekiyor.

Anter ailesi olarak Musa Anter’in adının yaşatılması adına neler yapıyorsunuz?

Şu anda abim Anter, Nusaybin’de köyümüzde Musa Anter Müzesi’nin sağlıklı bir şekilde oluşturulması için uğraşıyor. Babam öldürüldüğünde ayağında olan çoraptan kalemlerine, not defterinden üzerinde çalıştığı kitaplara varana kadar her şeyi orada sergileyeceğiz. Gazeteci, araştırmacı dostlarımızın danışmanlığında fotoğraflarından bir derlemeyle yaptık. Bir salonda fotoğrafları sergilenecek. Kendisinin ve bizim kurtarabildiğimiz kadar kitapları da yer alacak; ama ayrıca müzede bir kütüphane kuruyoruz. Kitap bağışlarıyla burayı güçlendiriyoruz. Bu arada İzmir Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi’ne bazı belgeleri bağışladık. Orada da adının yaşatılması beni ayrıca mutlu edecektir.

Gelecekte en çok görmek istediğiniz nedir, babanıza dair?

Açıkçası 30 yıla yakındır sürekli yapmak istediğimiz; ama bir türlü yapamadığımız benim babam bundan çok mutlu olur dediğim, babamın da istediği bir şey vardı. Bir Musa Anter Vakfı kurmak. O vakıfta çocukların okutulması, çevreyle ilgili kursların açılması, kooperatif benzeri bir ekonomik örgütlenme olması. Abim Anter köyde şu anda hayvancılık da yapmaya çalışıyor; ama kimsenin hayvancılıktan anlamadığını da söylüyor. Maalesef Türkiye’de herkeste bir “hallederiz” hali var. Bu nedenle de vakıf, kooperatif hayallerimiz ilerlemedi.

Musa Anter Kimdir?

Türkiye kamuoyunda “Ape Musa” (Musa Amca) olarak bilinen Musa Anter, 1920 yılında Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Zivinge (Eskimağara) köyünde doğdu. İstanbul’da hukuk eğitimini tamamlayan Anter, 1940’lardan öldürüldüğü güne kadar Kürt sorununu gündeme alan faaliyetleriyle öne çıktı. “İleri Yurt” adlı gazete yer alan Kürtçe “Kımıl” şiiri nedeniyle 1959’da “49’lar Davası” olarak bilinen davada idamla yargılandı.

Çeşitli siyasi oluşumların içinde de yer alan Anter, Halkın Emek Partisi (HEP) kurucuları arasında yer aldı. Ayrıca Devrimci Doğu Kültür Ocakları, Mezopotamya Kültür Merkezi ve İstanbul Kürt Enstitüsü'nün kurucularındandı. Anter, sonraki yıllarda yasaklı olan Türkiye Komünist Partisi içinde de faaliyet gösterdiğini açıkladı.

Anter, 20 Eylül 1992'de Diyarbakır'ın Seyrantepe mahallesinde uğradığı silahlı saldırıda sol bacağına iki, kalbi ve kafasına birer kurşun sıkılarak öldürüldü. 2004 yılında eski JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan; Anter'in, kendisinin de içinde bulunduğu tim tarafından JİTEM için öldürüldüğünü söyledi. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın isteği üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk Raporu'nda, Anter cinayetinin Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından planlanıp uygulandığı yer aldı.

Mezarı, Nusaybin ilçesine bağlı Akarsu Bucağı Eskimağara (Zivingê) köyündedir.

Rahşan Anter Kimdir?

Musa Anter’in tek kızı olan Rahşan Anter 1948’de doğdu. 1980 sonrasında Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldı. 30 yıl boyunca İsveç’te yaşayan Anter, bu süre boyunca down sendromlu çocuklara eğitim verdi. 2000’li yıllarda Türkiye’ye daha sık gelmeye başlayan Anter son 10 yıldır Türkiye’de yaşıyor. Babasının adına Eskimağara köyünde kurulan Musa Anter Müzesi’nin çalışmalarını sürdürüyor. Ayrıca faili meçhul cinayetlerde öldürülen gazeteci, yazar ve aydınların ailelerinin kurduğu Toplumsal Bellek Platformu’nda da yer alıyor.

Babasının öldürülmesiyle ilgili de kamuoyuna açıklamaları yansıyan Anter, eski JİTEM mensubu ve babasının öldürülmesinde yer aldığını söyleyen Abdülkadir Aygan’la 2006 yılında İsveç’te buluştu. İsveç’in oturma izni verdiği Aygan’la konuşan Anter, “Seninle ilk kez karşı karşıya geliyorum. Bu benim için çok zor. Babamı öldüren şebekenin üyesi ve o katillerden birisin” sorusuna Aygan, “Doğrudur” cevabını vermişti.