Haber / Mustafa OĞUZ
Ege Denizi’nde 30 Ekim 2020’de meydana gelen ve İzmir'de de ağır şekilde hissedilen 6.9 şiddetindeki depremin üzerinden 3 yıl geçmesine karşın evleri yıkılan depremzedelerden bazıları hala evlerine yerleşemedi. En büyük sorun rezerv alanı olarak tespit edilen binalarda yaşanıyor. Müteahhitlerle anlaşmakta zorlanan hak sahipleri, kirada oturmaya devam ediyor. 16 saniyelik depremle hayatlarının değiştiğini söyleyen depremzedeler, “35 yıllık birikimimizle aldığımız evimiz, 16 saniyede yıkılıp yok oldu” dedi.
İzmir’deki depremzedelerin acısı ve mağduriyeti aradan geçen 3 yıla rağmen hala sona ermedi. Bayraklı ilçesindeki 8 bina yıkılırken 9 bin 49 bina da hasar aldı. 117 kişi yaşamını yitirirken bin 34 kişi de yaralandı. Depreme, Bayraklı ilçesi Manavkuyu Mahallesi Demirkent sitesinin 7’nci katında 2 çocuğuyla yakalanan PTT emeklisi Enver Özonay (64) ve eşi Meral Özonay (61) çifti yaşadıkları kabusu unutamadıklarını belirtti. Aradan 38 ay geçmesine karşın depremin üzerlerindeki etkisinin hala geçmediğini aktardı. Her an deprem olabileceği endişesiyle adeta diken üstünde bir yaşam sürdüklerini kaydeden Enver Özonay, “Hayatımızda deprem sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmadı ve olmayacak da… Ben 35 yıl çalışıp ev sahibi oldum. 35 yılda edindiğim mülküm 15-20 saniyede ellerimin arasından gözlerimin önünde yok oldu gitti. Yaklaşık 11 ay kayınvalidemin evinde barınmak zorunda kaldım. Eski evimizin yani yıkılıp arsa halinde olan evimizin ne zaman, hangi koşullarda, ne kadar sürede yapılacağını bilmiyorum” dedi.
MUHTAÇLIK ÜZÜYOR
Oturdukları evin penceresinden yıkılan evlerinin gözüktüğünü söyleyen Enver Özonay, şunları söyledi: “Yıkılan evimize her baktığımızda içindeki anılarımızın, hayallerimizin olduğu, geride kalan boş bir arsaya bakıyoruz. Biri yüksek lisans, diğeri üniversitede okuyan 2 evlat sahibiyiz. Onların da bütün çocukluk hayalleri, yıkılan binanın ardından geriye kalan o bomboş arsada. Oraya gittiğimde her yeri dümdüz görünce eski komşularımız, selamlaştığımız insanlar, parkta oynayan çocuklar aklıma geliyor ve gözlerim doluyor.”
ÇANTACI MÜTEAHHİTLER
Evlerinin ne zaman yapılacağını sürekli düşündüklerini ve bu konuda endişeli olduklarını aktaran Özonay, “Şu anda yediğimiz her lokmayı, aldığımız her giysiyi hesaplayarak alıyoruz. Öte yandan biz acılarımızla uğraşırken, bozuk bir psikoloji içindeyken depremzedelere kartvizit bırakan çantacı müteahhitler bizi çok üzdü. İzmir’de tek bir bina yapmamış olan, ofisi bile bulunmayan kimi müteahhitlerle depremzede dostlarımızın sözleşme imzalayıp peşinat verdiği fakat şimdi mağduriyet yaşadıklarını duyuyoruz. O firmaların yetkilileriyle sadece telefonla ya da e-posta ile görüşüyorlar. Çünkü yüz yüze gelme şansınız yok” dedi.
FIRSATA ÇEVİRDİLER
Benzer çıkarcı grupları depremden hemen sonra evlerini boşaltırlarken de gördüklerini belirten Özonay, “Taşınma sürecinde de aynı sorunlar yaşandı. Yani 3 bin liraya taşınacak eşyaları ‘fırsat bu fırsat’ deyip 10 bin liraya taşıdılar. Bunların akbabalardan farkları yok. İnsanlar yakınlarını enkaz altından çıkarmadan İzmir dışı plakalı araçlar buralarda dolaşıp nereyi ucuza kapabiliriz diye uğraşırken insanlar can derdindeydi” diye konuştu.
5 SANİYE FARKLA
Deprem mağduru 61 yaşındaki Meral Özonay ise yaşadıklarını şöyle anlattı: “Deprem olmadan önce eşimle dışarı çıkmak üzereydik. Kızım içeride ders çalışıyordu. Bir an başım dönüyor sandım ama eşim deprem olduğunu söyledi. Çocuğa seslendik ama gelemiyordu çünkü sarsıntıdan yere düşüyordu. Eğer 5 saniye önce evden çıkmış olsaydık depreme 9’uncu katta asansörde yakalanacaktık ve belki de çok daha kötü bir durumla karşılaşacaktık.”
SÖZLER YALAN OLDU
Bugüne kadar sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden 2 kez 5 bin liralık yardım aldıklarını söyleyen depremzedeler devletten ise hiçbir destek alamamaktan şikayetçi. Devlet yetkililerinin o dönemde vatandaşlara ‘evinize girip eşyalarınızı almayın, biz size eşya yardımı yapacağız’ dediğini aktaran depremzedeler, fakat vaat edilenlerin neredeyse hiçbirini alamadıklarını, verilen sözlerin yalan olduğunu vurguladı. Depremzedeler, kendilerine yüzlerce vaatte bulunulmasına karşın çoğunun yerine getirilmemesi nedeniyle hala kızgın ve kırgın olduklarını da sözlerine ekledi.
