Trakya Üniversitesi’nde düzenlenen Yeşil Enerji Çalıştayı çarpıcı bir uyarıya sahne oldu. Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği Başkanı Yusuf Günay, küresel ısınmanın 1,5 santigrat dereceyi aşması durumunda, dünya çapında 1 milyar insanın iklim değişikliği nedeniyle göç etmek zorunda kalabileceğini açıkladı.
Günay’a göre bu artış, sadece iklimi değil; toplumsal, ekonomik ve jeopolitik dengeleri de sarsacak kadar güçlü bir domino etkisine sahip.
“2070'te dünyanın üçte ikisi yaşanmaz olabilir”
Sunumunda geleceğe dair karanlık bir tablo çizen Günay, küresel ısınma durdurulmazsa 2070 yılına gelindiğinde gezegenin üçte ikisinin yaşanmaz hale geleceğini ifade etti.
Sel, yangın, kuraklık ve aşırı iklim olaylarının artışı, bu öngörüyü destekleyen somut veriler olarak değerlendiriliyor. Günay, “Artık alışık olduğumuz afetler daha şiddetli, daha sık ve daha kontrolsüz hale geldi” diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti.
Fosil yakıtlar hâlâ başrolde
Yusuf Günay’ın verdiği bilgilere göre, dünya genelinde enerji tüketiminin yüzde 80’i hâlâ fosil yakıtlardan sağlanıyor. Güneş, rüzgar gibi yenilenebilir kaynakların payı yalnızca yüzde 12. Nükleer enerji ise küresel tüketimin yüzde 8’ini oluşturuyor.
Bu tablo, yeşil dönüşümün hâlâ başlangıç aşamasında olduğunu ortaya koyuyor.
Yeşil enerji: Kurtuluş anahtarı
Günay, çözüm yolunun net olduğunu vurguluyor: Yeşil enerjiye geçiş.
“Güneş, rüzgar ve özellikle yeşil hidrojen gibi kaynaklarla enerji üretimini artırmak zorundayız” diyen Günay, bu dönüşümün sadece çevresel değil, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik açısından da hayati önemde olduğunu belirtti.
Türkiye, Paris Anlaşması ve Yeşil Mutabakat’ın tarafı
Türkiye’nin de bu küresel mücadelede aktif rol aldığını hatırlatan Günay, 2015 Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi uluslararası girişimlere katılımın önemine vurgu yaptı. Ancak bu anlaşmaların etkinliğe dönüşmesi için somut adımların hızla atılması gerektiğini de belirtti.
Uzmanlar uyarıyor: “Küresel mücadele hemen başlamalı”
Günay’ın açıklamaları, bilim insanlarının uzun süredir yaptığı uyarılarla örtüşüyor. 1,5 santigrat derece, iklim bilimi açısından kritik bir eşik olarak kabul ediliyor. Bu eşik geçilirse; deniz seviyesi artışı, tarımsal üretim çöküşü, su krizleri ve toplu göçler kaçınılmaz hale geliyor.