Ahmet Mümtaz Taylan, NTV ekranlarında yayınlanan Empati programında, ünlü sanatçı Zülfü Livaneli'yi ağırladı. Program, gerçek yaşam öykülerinin paylaşıldığı özel bir platform olup, Taylan'ın sorularıyla Livaneli'nin yaşanmış hikayelerle kurduğu empatiyi mercek altına aldı.

Dünyaca ünlü oyuncu hayatını kaybetti Dünyaca ünlü oyuncu hayatını kaybetti

atSD9AVTAUOb7cB7OdLv4Q

Sanat ve Anılar Üzerine Derin Sohbet

Taylan, sinemacı, yazar, ve müzisyen Livaneli'ye "Hatıralar anılar sana ne ifade ediyor? Anıları oluşturan temel şey nedir?" diye sordu. Livaneli, "Hatıralar çok boyutlu derin bir şey. Çünkü bazen ‘O kişi ben miydim?’ diye düşünüyorsun. Anılar buzdağının altında kalanlardır. Anılar insanın davranışlarını belirler" yanıtını verdi.

Livaneli, sanatçıların birbirini sevmediğini iddia ederek, "Türkiye’deki okur yazar çevre mi diyeceğiz, yarı profesyonel çevrenin durdurması oldu. Bir albüm yapıyorum hücumlar başlıyor. 1978’de Nazım Türküsü albümü çıktı, bir yandan Nazım Hikmet yaptım diye mahkemelerde hesap veriyorsun, bir yandan bütün aydınlar saldırıyor. Gencecik, dışarıdan gelmişsin, çocuk gibi bakıyorsun her şeye. Hayatımın en zor şeyi oydu, kendi ülkenin aydınları tarafından dışlanmaya çalışılmak, hayat boyu sürdü. Nazım’a da Yaşar Kemal’e de aynısını yaptılar. Ne kadar etki büyükse düşmanlık da büyük oluyor" dedi.

Eşya, Sanat ve Kimlik Üzerine Düşünceler

Taylan, Livaneli’ye "İnsanlar neden eşya saklar? Bir objenin bizdeki karşılığı nedir?" diye sordu. Livaneli'nin bu soruya cevabı ise "Bu çok tuhaf bir şey, benim için aynı zamanda güncel bir şey. Çünkü dün Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde bir Livaneli müzesi açılıyor. Orada eşyalarımı görünce tuhaf ama bir yabancılaşma hissi doğdu. Yaşar Kemal ile ortak anılarımı gördüm. Birçok romanımı yazdığım çalışma masamı Yaşar Kemal’e verdim" oldu.

Taylan, Livaneli'ye "Bunca eserlerin varken koleksiyonunu yaptığın bir şey var mı?" diye sordu. Livaneli "Hiç yok. Kendi eserlerimi bile biriktirmem. Ben soyut birikimler yapan bir insanım" cevabını verdi. Zülfü Livaneli uzun süre İsveç’te yaşadıktan sonra Türkiye’ye dönmesini “İnsan uzakta kalınca memleketini daha fazla kavrıyor" sözleriyle açıkladı.

Kimlikler ve Sanatçının İkinci Kez Empati Deneyimi

Livaneli, ikinci kez empati yaptıktan sonra Taylan “İki kimlikli olmak kimliksiz olmak mıdır?” sorusunu sordu. Livaneli “Evet. Önceden iki kimliğim vardı ama bir tanesini iptal ettirdim" cevabını verdi. Livaneli’nin yeni açılacak müzesinde 5 pasaportu da sergilenecektir.

Taylan “Birden fazla hayatında Zülfü Livaneli olması nasıl bir şeydi?” diye sordu. Livaneli “Ondan beteri vardı; Türkiye’ye geri döndüğümde albümlerimi korsan satıyolardı. Ben albüm kapaklarıma fotoğraf koymuyordum, benim fotoğraflarımı bulamadıkları için başka insanların fotoğraflarını kullandılar" ifadelerini kullandı.

Sanatta Özgün ve Özgür Olmanın Anlamı

“Müzik konusunda yurt dışından gelmenin faydası var mı?” sorusunu soran Livaneli'ye Taylan, "Yurt dışında insanlar her şeyi yapıyorlar biz neden yapmıyoruz dedim. Her yenilik önce itirazla karşılaşır. Sazın yanına neden keman koyulur ile karşılaştım" cevabını verdi.

Programın sonlarında Taylan, “Özgün ile Özgür arasındaki fark nedir?” diye bir soru yöneltti. Livaneli, “Her sanatçı kutulara hapsedilerek üretmeye başlar. Civcivin yumurta kabuklarını kırması gibi” cevabını verdi.

Sanatçı, “Eserlerim yaşanmasını isterim. Daha da önemlisi namuslu adamdı iyi adamdı desinler” diyerek programına veda etti.

Kaynak: HABER MERKEZİ