Ege Üniversitesi’nde depremzede öğrencilere yapılan uygulama, barınma krizinin en ağır örneklerinden birine dönüştü. 6 Şubat’ta evlerini, ailelerini, şehirlerini kaybeden gençlere “ücret almayacağız” diyen üniversite, Öğrenci Köyü’nü bir şirketin işletmesine devrettikten sonra aynı öğrencilere bu kez 8 gün içinde 9 bin 500 TL, ardından 20 Kasım’a kadar toplam 19 bin TL ödeme dayattı.


Üstelik bu karar, öğrencilere resmi yazı gönderilmeden, telefonla yapılan aramalar üzerinden duyuruldu. Deprem bölgesinden çıkıp hayata tutunmaya çalışan üniversite öğrencilerine, “Bir gecede borçlandınız” denildi. Öğrenciler, bu ani ve keyfi karara karşı örgütlendi: “Yazılı resmi belge gelene kadar hiçbirimiz ödemeyeceğiz.”


Öğrenci Köyü, geçtiğimiz ekim ayında sessiz sedasız özelleştirildi. Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi (SKS) Başkanlığı bünyesinde yönetilen yurtlar, öğrencilerden habersiz bir kararla Egeliyiz Konaklama Yemek Hizmetleri Gıda Turizm İnşaat Ltd. Şti.’ne devredildi. Bu değişiklik, özellikle depremzede öğrenciler açısından bir hak gaspına yol açtı.

Whatsapp Image 2025 11 17 At 10.11.15 (1)
“Yanıltıcı mesajlar aldık, hep birlikte ödememe kararı aldık”


Bir depremzede öğrenci yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Depremzede öğrencilerden ücret alınmayacağı söylenmişti. Biz o dönem para yatırmıyorduk. Sonra yönetim değişti, yurt özelleşti. Bu sefer bütün depremzede öğrencileri arayıp ‘Depremzede öğrenciler artık ücret ödemeye başlayacak’ dediler. Bize 30 Ekim’de arayarak, 7 Kasım’a kadar 9.500 TL ödememiz gerektiğini söylediler. Yani sadece 8 günlük bir süre tanındı. Bunun üzerine biz konuyu gündem ettik.”
Öğrenciler sosyal medya ve gazetelere taşıdıkları tepkinin ardından, yurt yönetiminin WhatsApp gruplarında çelişkili açıklamalar yaptığını belirtti:

'Teknoloji ve İnovasyon'un öncü isimleri buluşacak: İzmirMeets için geri sayım başladı!
'Teknoloji ve İnovasyon'un öncü isimleri buluşacak: İzmirMeets için geri sayım başladı!
İçeriği Görüntüle


“WhatsApp gruplarının 'duyurular' kısmına iki farklı mesaj gönderildi. Bazı gruplara ‘Depremzede öğrenciler ödeme yapmayacak’ mesajı gönderilmiş. Diğer gruplara ise ‘Sadece evi yıkılanlar ve birinci dereceden kaybı olan depremzedeler ödeme yapmayacak’ denilmiş. Yani çelişkili, yanıltıcı mesajlar aldık.”
Ancak süreç bununla sınırlı kalmadı. Öğrenciler ödeme yapmamakta kararlı olduklarını vurguladı:
“Şu anda da ödeme yapmadık. Zaten hep birlikte ödememe kararı aldık. Bu mesajdan sonra depremzede öğrenciler tekrar arandı. 20 Kasım’a kadar süre uzatıldı. Hem Kasım hem Aralık ayının ücretini ödemeniz istendi. Toplam 19.000 TL. 20 Kasım’a kadar ödememiz söylendi.
Şu anda hala öğrencileri aramaya devam ediyorlar. Biz de kendi aramızda bir ağ oluşturduk ve dedik ki: ‘Yazılı bilgilendirme gelene kadar hiçbirimiz ödeme yapmayacağız.’ Bir dilekçe hazırlayıp yurt yönetimine elden teslim ettik.”


“Bu parayı ödemek imkansız…”


Öğrenciler için talep edilen ücret, ekonomik koşullar göz önüne alındığında ödenebilir olmaktan uzak:
“Bu kadar kısa zamanda bu miktarı ödemek mümkün değil. Ben ailemden belli bir destek alıyorum, bir de burs alıyorum. Ama yine de işe girmek zorunda kaldım. 9.500 TL vereceksem, üstüne 3.000 TL koyup eve çıkmayı tercih ederim. Bazı arkadaşlarımız ‘Hiç ödeyemem, keşke önceden söyleselerdi KYK’ya giderdim ama KYK başvuruları kapandı’ diyor. Yani ödeyemeyecek durumda olan çok kişi var.”


“Yurt koşulları daha da kötüleşti”


Öğrenciler yurt özelleştikten sonra koşulların daha da bozulduğunu söylüyor:
“Ayrıca yönetim değişince yurt koşulları daha da kötüleşti. Yeni yönetim hâlâ düzene oturmadığı için odalarda temizlik çok aksıyor. Kaloriferleri açtırmak isteyen öğrenciler hasta olmasına rağmen ‘Açamayız’ deyip beklettiler. Yeni açıldı ama günlerdir buz gibiydi. Tamiratlar da kötü. Mesela dün sifon bozuktu; tamirci daha da bozdu, öyle gitti.”


Çamaşırhane de aynı şekilde fiyat artışının merkezi haline gelmiş durumda:


“Çamaşırhane iyileşti ama ücret arttı. Önceden 45 TL yıkama + 45 TL kurutma, toplam 90 TL idi. Şimdi 70 + 70 = 140 TL oldu. Biz 90 TL iken bile ‘Biriktirelim, hemen yıkamayalım’ diyorduk. Çünkü KYK’larda çamaşır ücretsiz. Bu ücret bile zorluyordu.”

Kaynak: özge uyanık