Türkçede yer etmiş birçok kelimenin kökeni, binlerce yıllık komşuluk ve kültürel iç içe geçmişlikten besleniyor. Bu etkileşim en çok da gündelik konuşmalarda kendini gösteriyor. Yunanca’dan Türkçeye geçmiş olan birçok kelime, fark edilmeden kullanılıyor.
Örneğin “patates” kelimesi Türkçede de aynen yer alırken, Yunancada πατάτα (patáta) olarak geçiyor. Aynı şekilde “yoğurt”, bugün Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden biri olmasına rağmen Yunancada γιαούρτι (yaoúrti) biçiminde karşımıza çıkıyor.
Bir diğer dikkat çeken örnek, mutfaklarda sıkça kullandığımız “tava”. Yunanca karşılığı τηγάνι (tigáni) olan bu kelime, hem telaffuz hem de anlam bakımından Türkçede birebir karşılık bulmuş.
Ortak kelimeler yalnızca mutfakta değil
Yunanca ve Türkçede kesişen kelimeler yalnızca yemek kültürüyle sınırlı değil. Günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız birçok nesne ve kavramda da benzerlik dikkat çekiyor.
“Şemsiye” kelimesi Yunancada ομπρέλα (ompréla) olarak kullanılıyor. “Dolma” kelimesi her iki dilde de aynı şekilde, ντολμάς (dolmás) biçiminde yer alıyor. Türkçedeki “fasulye” ise Yunancada φασόλι (fasóli) olarak biliniyor.
Giyim alanında da benzer örnekler görmek mümkün. “Pantolon”, Yunancada παντελόνι (pantelóni) olarak kullanılırken, “gömlek” ise πουκάμισο (poukámiso) şeklinde yer alıyor.
Sadece eşyalar değil, duygular da ortak
Diller arasındaki yakınlık yalnızca fiziksel nesnelerle sınırlı değil. Duygular, düşünceler ve soyut kavramlarda da ortaklık görülüyor. “Fikir” kelimesi Yunancada ιδέα (idéa) olarak geçerken, “problem” kelimesi πρόβλημα (próvlima) biçiminde telaffuz ediliyor.
Aynı şekilde “telefon”, Yunancada τηλέφωνο (tiléfono) şeklinde kullanılıyor ve bu kelime, modern çağın evrensel simgelerinden biri haline gelmiş durumda.