Aysun ve Nimet Özdemir çifti, Gürçeşme Huzurevi’nde tanıştılar, evlendiler. Şimdi Büyükşehir Belediyesi’nin Sosyal Yaşam Kampüsü’nde hayatlarının en mutlu günlerini yaşıyorlar.

Röportaj / Engin YAVUZ

“Aysun hanım yürüyüşler sırasında gördüm, tanıştık. Tavla öğrenmek istiyordu, tavla öğretirken tavladım kendisini…”


Nimet Özdemir 66 yaşında. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’nden emekli. Atölyesi var, oto elektrikçiliği yapıyor. Bir evlilik yapmış, ayrılmış. Bu evliliğinden bir kızı var. Bundan dört yıl önce Gürçeşme Huzurevi’ne yerleşmiş.
Aysun Özdemir de 66 yaşında. Yıllarca Ödemiş’te, Bergama’da, İzmir’de sağlık kuruluşlarında ebe-hemşire olarak görev yapmış. Bir evlilik yaşamış, boşanmış. Sonra hayatını Gürçeşme Huzurevi’nde sürdürmeye karar vermiş.
Nimet Özdemir ile Aysun hanımın yolları Gürçeşme Huzurevi’nde kesişmiş.  Evlenmişler. Şimdi çok mutlular.
Özdemir çiftiyle, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 5 yıldızlı otelden farklı olmayan Buca’daki konforlu Sosyal Yaşam Kampüsü’nde buluştuk. Evlilik serüvenlerini kendilerinden dinledik. Önce Nimet Özdemir anlattı:

Yalnızdım, yaşamımın bundan sonrasında ne yapacağımı, nasıl yaşayacağımı düşünüyordum. Hastalansam bakacak kimsem yoktu. Sağlık çok önemli, ne yapabilirim diye düşünüyordum.  Huzurevi geldi aklıma, başvurdum kabul ettiler.  İyi ki gelmişim dedim, keşke 50 yaşındayken gelseydim diye düşündüm. Gürçeşme Huzurevi’nin bol ağaçlı, gölgeli geniş bir bahçesi vardı. Arkadaşlarımızla yürüyüş yapıyorduk, tavla oynuyorduk, TV seyrediyorduk, oyalanıyorduk. Rahatsız olsak hemen ilgileniyorlardı. Aysun hanımı bahçedeki o yürüyüşler sırasında gördüm, merhabalaştık, sohbet ettik. Tavla öğrenmek istiyordu, tavla öğretirken tavladım kendisini…

HUZUR12

GELECEĞİ DÜŞÜNDÜM

Aysun hanım, Gürçeşme Huzurevi’ne neden geldiniz, Nimet Bey ile nasıl tanıştınız, bize anlatır mısınız?

Hayatım boyunca yalnızca 1.5 yıllık bir evliliğim var. Çocuğum da yoktu. 30 yıl boyunca yalnız yaşadım. Bir arkadaş grubumuz vardı, hepimiz yaşıttık. Zaman zaman yaşımız ilerlediğinde nasıl yaşayacağımızı, hangi şartlarda yaşayacağımızı, karşılaşabileceğimiz zorlukları konuşurduk. Rahatsızlık yaşasak bizimle kim ilgilenecek, bize kim bakacaktı. Sonra aklımıza huzurevleri geldi. Başlangıçta Narlıdere Huzurevi’ni istemiştim ben ama sonradan Gürçeşme Huzurevi’ne başvurdum ve yerleştim. Diğer arkadaşlarım vazgeçtiler… Alışmak biraz zaman aldı ama sonra iyi ki gelmişim, iyi ki doğru karar vermişim dedim. Arkadaşlarımızla huzurevinin bahçesinde sabahları ve akşamüstleri dolaşır, sohbet ederdik. Nimet Bey beni uzaktan görmüş. Bir gün ben yürürken yanıma geldi ve “birlikte yürüyebilir miyiz” dedi. Sohbet ettik bir süre. Sanırım bu birbirimizi tanıma aşamasının başlangıcıydı.

222HUZUR07

PEŞİNDEN KOŞTUM

Sonra Nimet Özdemir söze girdi, “Aysun hanım beni peşinden çok koşturdu” dedi ve ekledi:

Niyetim ciddiydi, evleneceğim kadını, hayat arkadaşımı buldum diye düşünüyordum. Hatta Huzurevi yönetimine gittim, durumu anlattım, evlenmek istediğimi söyledim. Öyle bir niyeti yok Aysun hanımın, fazla ısrar etmeyin dediler. Ama ben yılmadım, ikna edinceye kadar uğraşmaya kararlıydım. Bu arada Aysun hanımın bir kadın arkadaşından rica ettim, O girdi devreye ama yine olumsuz yanıt aldım. Ama sonunda kendisine tavla oynamayı öğretirken gönlünü de kazanmayı başardım.

Altı ay nişanlı kalmışlar Nimet Bey ile Aysun hanım. Nişan yüzüklerini Başkan Aziz Kocaoğlu’nun eşi Türkegül Kocaoğlu takmış.
“Evlenmemizde İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Pervin Şenel Genç ile Genel Sekreter Yardımcısı Aysel Özkan’ın çok katkısı ve emeği var” diyen Aysun Özdemir, “Nikahımızı dostlar arasında kıydık ama nikahımızın kıyıldığı gün 301 işçinin can verdiği Soma faciası yaşandı, eğlence yapamadık” diye konuştu.

HUZUR03

CAN YOLDAŞI ŞART

Özdemir çiftine Sosyal Yaşam Kampüsü’nde nasıl yaşadıklarını sorduk, anlattılar:

“İnsana hayatta mutlaka bir can yoldaşı gerek.  Birbirimizi, aklımızdan geçenleri hissedebilecek kadar iyi tanıyoruz. Ruh ikizi gibiyiz. Burada Sosyal Yaşam Kampüsü’nde çok mutluyuz. Kendi evimiz gibi benimsediğimiz küçücük bir odamız var. Elimizin altında butonlar var. Zor durumda olsak, kendimizi rahatsız hissetsek hemen yardıma koşarlar. Huzurevi Müdürü Gülgün Yılmaz ile Kampüs İdare Müdürü Semanur Nar zaten hep yanıbaşımızdalar. Burada aile gibiyiz. Canımız isterse çıkar İzmir’i dolaşırız, istersek tatile gideriz.  Gelecek hafta Ahmetbeyli’de 10 gün tatil yapacağız. Sosyal Yaşam Kampüsü’nde zaten pek boş zamanımız olmuyor. Pek çok sosyal faaliyetler var, akşamları arkadaşlarımızla bir araya geliyoruz, tavla oynuyoruz, okey oynuyoruz. Kurslar var, kurslara katılıyoruz. Burada zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Kısacası hayatımızdan çok memnunuz. Bir gün sizi de bekleriz.”