O yıllarda gözlük sektörü tek bir devin gölgesindeydi. Luxottica, fiyatları belirleyen tek güç olarak piyasayı kontrol ediyor, tüketicilerin başka seçeneği olmadığı için gözlükleri fahiş rakamlara satıyordu. Dünya çapında milyonlarca insan gözlüğe ihtiyaç duyduğu halde ona erişemiyordu.
2008’de üniversite yıllarında dört arkadaş Neil Blumenthal, Andrew Hunt, David Gilboa ve Jeffrey Raider aynı sorunla karşılaştılar. İçlerinden biri seyahat sırasında gözlüğünü kaybettiğinde, yenisini almak öylesine pahalıydı ki yüksek lisansının ilk dönemini gözlüksüz, diğer arkadaşlarından bir ise numarası iki kez değişmesine rağmen pahalı camlar yüzünden aynı gözlüğü kullanmak zorunda kalır.
Tam da bu dönemde, Zappos’un internet üzerinden ayakkabı satışıyla yakaladığı başarıyı gördüler. Acaba gözlükte de aynı şey yapılabilir mi? diye düşündüler. Çevrelerinden Gözlük denenmeden alınmaz, bu iş tutmaz yorumlarını duysalar da vazgeçmediler. Amaçları basitti: mağazalarda 500 dolara satılan gözlükleri internet üzerinden yalnızca 95 dolara sunmak ve her satış için gelişmekte olan ülkelere bir gözlük bağışlamak.
2010’da Jack Kerouac’ın romanındaki iki karakterin isimlerini birleştirerek Warby Parker markasını kurdular. Başlangıçta günde bir-iki gözlük satmayı hedeflerken, GQ dergisinin onları Gözlük piyasasının Netflix’i olarak tanıtmasıyla işler değişti. Bir ay içinde bir yıllık satış hedeflerine ulaştılar. Ardından FastCompany’nin 2015 listesinde Dünyanın En Yenilikçi Şirketi seçildiler. Yıllık cirosu 100 milyon dolara ulaşan Warby Parker’ın değeri kısa sürede 1 milyar doları aştı.
Warby Parker, gözlüklerin tasarımından dağıtımına kadar tüm süreci kendi bünyesinde gerçekleştirerek aracıları ortadan kaldırdı. Üstelik müşterilere ücretsiz deneme imkânı sundular. Seçtiğiniz modeller adresinize geliyor, beğendiklerinizi satın alıyor, diğerlerini kolayca geri gönderebiliyorsunuz.
Markanın misyonu yalnızca uygun fiyatlı gözlük satmak değil; aynı zamanda dünyada fark yaratmak. “Bir Çift Al, Bir Çift Bağışla” programıyla bugüne kadar 20 milyondan fazla gözlük ihtiyaç sahiplerine ulaştırdılar. Çünkü Warby Parker’a göre herkesin görme hakkı var.
Warby Parker, yalnızca bir gözlük markası değil; sektörün kurallarını yeniden yazan, sosyal faydayı iş modelinin merkezine koyan bir girişim. Onların hikâyesi, iyi gözlük, iyi sonuç mottosunun canlı bir örneği. Ve unutmayalım, Warby Parker’ın başarısı çerçevelerinde atıyor. Klasik siyah çerçeveler, zamansız şıklığıyla markanın tercih edilen modellerinden. Siyah, sadeliği ile her yüze uyum sağlıyor. Benim de en sevdiğim renk. Bence gözlüğe yalnızca bir aksesuar değil, karakter katan bir detay.
Kaynak: web sitesi. warbyparker