24 yıldır kesintisiz olarak devam eden Bodrum Yelken Yarışları ülkemiz Turizm sektöründe çok önemli bir başlığın yer edinmesine katkı sağladı; Yat Turizmi. Ama cennet koylarımıza yakışır şekilde yapılan yat turizmi…
24 yıl önce bir avuç denizci kaput bezinden yapılmış kırk pare, cılız yelkenlerle yola çıkmışlardı. Teknolojiden, donanımdan yoksun denizci dostların kendileri için başlattıkları bu buluşma öyle bir organizasyona dönüştü ki çok geçmeden tüm dünya üzerinde denize, yelkene gönül verenlerin gözünü aldı.
Elbette bu tatlı rekabet Ahşap Yatların yarışmanın ötesine taşınması konusunda başka bir amaca hizmet etti; O adına “Mavi Tur” dediğimiz turkuvaz kıyılarımızda yapılan turların başka bir boyuta taşınmasına…

GEMİYE KADIN ALMAK UĞURDUR


Çevrecidir Bodrum Cup.
Yelkenin rüzgarla sohbeti, denizcilerin dostluk türküleridir duyulan. Yakıt kokusu yoktur. Motor sesi yoktur. Geride çöp bırakmaz.  Koylar sizi yemyeşil koynunda uyutur. Burada içinize işleyen huzur yüreğinizi titretir. Ruhunuz yıkanır. Denizcilerin şakalaşmaları aşık atışması gibidir. Ama denizin şakaya gelmediğini bilirler. O yüzden dayanışmanın en yürek kabartanı yaşanır burada.
Yatların hepsi birbirinden yakışıklıdır.
Neredeyse tamamı Bodrumlu gemi ustalarınca Bodrum tersanelerinde inşa edilen, “Bodrum tipi” ahşap yatlar her geçen yıl daha güçlü, daha donanımlı, daha konforlu, daha hızlı olmak için birbirleriyle yarışıyor. İlk yıllarla karşılaştırıldığında zaman içindeki gelişim ve değişim insanı hayrete düşürüyor.
Okuldur; denize gönül veren 7’lere 70’lere… Gemiye kadınları almak uğurdur.
Sadece nitelikli, göz alıcı yatların artan yolcu talebine orantılı artışı değil gelişen. Bodrum Kupası “Denizci” yetiştirmek için de önemli bir görev edindi. Bodrum Okul Gemisi işte tam da bu amaçla inşa edildi. Denize indirildiği günden bu yana sayısız denizci yetiştirdi. Okul Gemisi ve mürettebatı her yıl yarışların en iddialı ekiplerinden oldu. O gemide yetişen gençler sektörde yer edindi. O gemide kendilerine “Yüksek Topuklar”  diyen öyle çok kadın yelkenci yetişti ki… Kadınlar sadece Bodrum Kupası’nda yarışıp kupa kaldırmadılar. Bazıları dünyanın başka denizlerinde, başka uluslar arası yarışlarda da yelken basıp derece aldılar.
Bodrum Cup Türk Yatları-Yatçılığı için bir referans olmuştur.
Birkaç ustanın çalıştığı küçük tekne imalathanelerinin yerinde artık dünyanın dört bir denizine tekne üreten, marka haline gelen büyük tersaneler var Bodrum’da. Bazı ülkelerin ulusal değeri olarak görülüp bu tersanelere restore edilmek üzere emanet edilen tarihi tekneler bile var.

BU SUDAN BİR İÇEN KANMIYOR


Erman Aras’ın deyimiyle bu tersanelerde inşa edilen yatların görücüye çıktığı yüzen bir BOAT SHOW Bodrum Kupası. Yabancı denizciler yatlarının yelkenlerini ilk kez burada rüzgara açıyorlar. Yedi düvele, dosta düşmana burada çalım satıyorlar. Hele bir de dereceye girip kupa kaldırdılar mı rütbe yükseltip uzak denizlere doğru gururla yol alıyorlar.
Bodrum Kupası’nda her yıl katılımcı sayısı artıyor. Birçok tekne ve denizci bir sonraki yılın rezervasyonunu önceden yaptırıyor. Yabancı katılımı zincirleme artıyor. Bu sudan bir içen kanmıyor. İçtikçe içesi geliyor…
Zaman içinde basının da ilgisinin artmasıyla kıyılarımızın muhteşem güzelliği ile denizde yüzünü rüzgara vermiş yatların görüntüleri yabancı ülke televizyonlarında da yer bulmaya başladı. Türkiye kıyıları Bodrum Kupası Sevgi Çemberi ile simgeleşti.  Giderek kıyılarımızda kışlamak isteyen yatların sayısı da artt, bölgede sadece Bodrum ve Marmaris’te olan marinaların sayısı da… Marinaların da Bodrum Kupası’na ilgisi…

HER YIL BİR HAYAL KURUYORUM


24 yaşına gelen Bodrum Kupası Yelken Yarışları’nın ilk yılından bu yana izlenimlerimi paylaşıyorum. İlk kez duyup peşine düştüğümde Bozburun etabında yakalamıştım onları. Orada değildim. Ama TRT İzmir Radyosu Stüdyolarında gecenin bir vakti o zamanlar karayoluyla ulaşılamayan Bozburun’un birkaç telefonundan birine sahip sahildeki çay ocağından ulaşabilmiştim. PTT Santrala bağlatmıştım telefonu; “Basın Acil” kaydıyla! Sahilde ateşin etrafında deniz şarkıları söylüyorlardı. O şarkıların eşliğinde yayın yapmıştık. Belki devamının geleceğine kendileri bile pek inanmazken bir sonraki yıl aralarında olma sözünü koparmıştım. O gece ben de bir aşka düşmüştüm zira…
O gün bu gün o aşkın peşinden gidiyorum. Nelere katkı sağladığını gördükçe daha çok bağlanıyorum. Ve görüyorum ki bu aşkın oku onu bir kez yaşayan herkesi vuruyor. Hiç kıskanmıyorum.
Ve her yıl bir hayal kuruyorum. Bodrum’un yelkenli yatlarını İzmir’de körfezde, Seferihisar’da, Çeşme’de, Alaçatı’da, Foça’da yelken yaparken gördüğüm bir hayal bu. Niye olmasın? Böyle bir yarış örneğin EXPO 2020 için anlamlı bir fon olmaz mı?
Vakittir. 22 – 27 Ekim’de demir alıyoruz.
Vira Bismillah!