7 yıldır görev yaptığı okulda, öğrencileriyle sıcak bir bağ kuran Özgür, "Gözlerim görseydi de bu mesleği seçerdim" dedi.

Bulgaristan'ın Varna şehrinde dünyaya gelen Ayhan Özgür'ün ailesi, oğullarının 4 aylık olduğunda gözlerinin görmediğini fark etti. Burada çeşitli tedaviler uygulanan Özgür'ün, Ukrayna'nın Çernobil kentindeki nükleer güç reaktörünün dördüncü ünitesinde meydana gelen patlamanın ardından, çevreye yayılan radyoaktif maddelerin etkisiyle görme yetisini tamamen kaybettiği anlaşıldı. O dönem Türklere yönelik baskı yapıldığını iddia eden aile, iki çocuğunu alarak Türkiye'ye göç edip, İzmir'e yerleşti. Yeni hayatına zorlanmadan alışan ve eğitim hayatına Aşık Veysel Görme Engelliler İlkokulu'na başlayan Özgür, azmiyle hayalini kurduğu Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünü kazandı. 2008 yılında mezun olan Özgür, bir süre Aydın Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde, ardından ise Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Kız Meslek Lisesi'nde memur olarak görev yaptı. Burada telefonlara bakan Özgür, çalışırken sürekli öğretmen olarak atanacağı günü hayal etti. Hayali de 2012'de gerçekleşti. 2012- 2013 eğitim öğretim döneminde Gaziemir'deki Aslanlar Ortaokulu'na atanan Özgür, burada öğrencilerle sıcacık bir bağ kurdu.

'ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ BENİM İÇİN BİR TUTKU'

Lise eğitimi sırasında öğretmen olmaya karar verdiğini ve bu mesleğin kendisi için bir tutku olduğunu söyleyen Ayhan Özgür, "Okula giderken tek istediğim şeyin öğretmenlik olduğunu fark ettim. İstediğimi elde ettim. Çalışanlar her şekilde başarıyor. Bazı şeyler engel tanımıyor. Çok çalıştım ve çabalarımın karşılığını da aldım. Çok fazla uğraştım, yoruldum. Başarının verdiği mutluluk, geride kalan zorlukları gölgede bırakıyor" dedi.

Okulda olmanın, öğrencilerle ders işlemenin kendisine büyük bir mutluluk verdiğini ifade eden Özgür, mesleğini ve öğrencilerini çok sevdiğini anlattı. Özgür, "Çocuklar benim anlattıklarımı bildikleri, söylediklerimi tekrarlayıp, konuları anlayarak başarılı oldukları zaman çok mutlu oluyorum. Dönemlerini başarılı ile kapattıklarında, bu benim için her zorluğa değiyor" diye konuştu.

'GÖZLERİM GÖRSEYDİ DE BU MESLEĞİ SEÇERDİM'

Öğretmen olarak atandıktan sonra çok fazla zorluk yaşamadığını belirten Özgür, şunları söyledi: "Çocukların beni kabullenmesi zor olmadı. İlk zamanlar ayakkabılarımı nasıl giydiğimi, bağcıklarını nasıl bağladığımı soran öğrencilerim oldu. Onlara ayakkabılarımı nasıl giyindiğimi gösterdim. Okula geldiğimde ilk önce öğrencilerime kendimi tanıttım, görme engelli bir öğretmenle ders yapmanın nasıl bir şey olduğunu anlattım. Öğrencilerime, 'Bir şey sorduğum zaman parmak kaldırırsanız, ders bitene kadar beklersiniz. Ben görmem onu' dedim. Neden, çünkü onların el kaldırdığını görmeyeceğim. Bana seslenecekler. Bu şekilde anlaştık, dediklerimi yapıyorlar. Çocukların hepsini seviyorum. Burada mutluyum. Gözlerim görseydi de bu mesleği seçerdim."

Özgür ile ders işlemenin keyifli olduğunu belirten öğrenciler de öğretmenlerini çok sevdiklerini ifade etti. (DHA)