Melekler Şehri olarak bilinen Los Angeles, son 48 saattir siren seslerinin, yanan araçlardan yükselen kesif dumanların ve sokakları dolduran zırhlı araçların gölgesi altında adeta bir savaş tiyatrosuna sahne oluyor. Göçmenlik ve Sınır Muhafaza (ICE) birimlerinin düzenlediği baskınlara karşı başlayan sivil itaatsizlik eylemleri, Başkan Donald Trump'ın federal güçleri devreye sokma kararıyla birlikte kontrol edilemez bir boyuta ulaştı. Trump'ın bu hamlesi, sadece sokaklardaki gerilimi tırmandırmakla kalmadı, aynı zamanda Beyaz Saray ile California'nın Demokrat liderleri arasında anayasal yetki tartışmalarını alevlendiren tarihi bir restleşmenin fitilini ateşledi. Bir yanda "isyanı bastırma" kararlılığı, diğer yanda ise "federal zorbalığa" karşı direniş çağrıları yükselirken, Amerika'nın en büyük metropollerinden biri, siyasi bir iç savaşın merkez üssü haline geldi.

Başkan'dan 'işgalci' çıkışı: Trump'tan sert mesajlar

Gerilimi en üst noktaya taşıyan ilk adım, Başkan Donald Trump'ın kendi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı açıklamayla geldi. Kelimelerini esirgemeden son derece sert bir dil kullanan Trump, Los Angeles'ın "yasadışı yabancılar ve suçlular tarafından istila edildiğini" iddia etti. Şehirdeki protestoları "göçmen isyanları" olarak tanımlayan Trump, bu durumu sonlandırmak için 2.000 Ulusal Muhafız askerinin yanı sıra diğer federal ajanların da bölgeye sevk edildiğini duyurdu.

Orta Doğu kaynıyor: İsrail, İran’ı vurdu!
Orta Doğu kaynıyor: İsrail, İran’ı vurdu!
İçeriği Görüntüle

Kararlılığını, "Los Angeles’ı göçmen istilasından kurtarmak ve bu göçmen isyanlarına son vermek için gerekli tüm adımları atıyoruz" sözleriyle vurgulayan Başkan, müdahalenin meşruiyetini kendi bakış açısından ortaya koydu. Bu açıklama, Trump'ın seçim sürecinde de sıklıkla kullandığı sert göçmen karşıtı söylemin, başkanlık yetkisiyle birleşerek nasıl somut bir askeri eyleme dönüştüğünün en net göstergesi oldu.

Belediye başkanından çaresiz itiraf: 'engellemeye çalıştım, işe yaramadı'

Federal müdahalenin doğrudan hedefi olan Los Angeles'ın Belediye Başkanı Karen Bass, yaşananlar karşısındaki çaresizliğini kamuoyuyla paylaştı. Trump'ı bu kararından vazgeçirmek için yoğun bir çaba sarf ettiğini ancak başarılı olamadığını belirten Bass, "Emrin verildiğini biliyordum, konuşlandırmayı engellemeye çalışıyordum. Açıkçası, bu işe yaramadı," ifadelerini kullandı.

Bass, Ulusal Muhafızların şehre konuşlandırılmasının kamu güvenliğine hizmet etmekten çok, toplumu daha da kutuplaştırdığını ve bir korku iklimi yarattığını savundu. "Home Depot’a ve işyerlerine baskınlar yapıp zırhlı araçlarla sokaklara çıktığınızda ebeveynleri çocuklarından ayırıyor ve halkı paniğe sürüklüyorsunuz. Bu açıkça bir politika değil, başka bir gündem," diyen Bass, Trump'ın hamlesinin siyasi bir güç gösterisi olduğunu ima etti.

'Acımasız ve hesaplı bir gündem': harris'ten trump'a yaylım ateşi

Siyasi gerilim, Demokrat Parti'nin en üst kademelerinden gelen tepkilerle zirveye ulaştı. Eski Başkan Yardımcısı ve 2024 seçimlerinde Trump'ın en güçlü rakibi olan Kamala Harris, askeri müdahaleyi "tehlikeli bir tırmanış" olarak nitelendirdi. Harris, bu adımın tesadüfi olmadığını belirterek, "Trump yönetiminin panik ve bölünme yaymaya yönelik acımasız, hesaplı gündeminin bir parçası" sözleriyle doğrudan Trump'ı hedef aldı.

Barışçıl protesto hakkının demokrasinin temel taşlarından biri olduğunu vurgulayan Harris, "En temel haklarımızı savunan milyonlarca Amerikalının yanındayım. Protesto, adalet mücadelesinde vazgeçilmezdir" diyerek, federal hükümetin karşısında net bir duruş sergiledi. Harris'in bu çıkışı, yaklaşan başkanlık seçimleri öncesinde iki kamp arasındaki mücadelenin ne kadar sert geçeceğinin de bir işareti olarak yorumlandı.

Sokaklar savaş alanına döndü: ateşe verilen araçlar, kapatılan otoyollar

Teorik siyasi tartışmalar devam ederken, Los Angeles sokakları adeta bir kaos girdabına sürüklendi. ICE baskınlarına tepki olarak başlayan gösteriler, hafta sonu boyunca tırmanarak eyaletin en işlek arterlerini kilitledi. Pazar günü, yüzlerce protestocu 101 ve 110 numaralı otoyolları trafiğe kapatarak hayatı felç etti. Öfke, bir noktada teknoloji devlerine yöneldi ve bazı gruplar, Google'ın otonom araç şirketi Waymo'ya ait olduğu bildirilen iki sürücüsüz aracı durdurarak ateşe verdi.

Los Angeles Polis Departmanı (LAPD), Arcadia Caddesi'nde yaşanan kundaklama olaylarını doğrularken, protestoları "yasadışı toplantı" ilan ederek kalabalığa müdahale etti ve çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Şehrin dört bir yanından yükselen dumanlar ve kaos görüntüleri, uluslararası ajanslar tarafından tüm dünyaya servis edildi.

Polisten orantısız güç iddiaları: coplar ve ses bombaları devrede

Protestoların şiddetlenmesiyle birlikte polisin müdahalesi de aynı oranda sertleşti. Pazar öğleden sonra, polis hatları protestocuları dağıtmak için coplar ve ses bombaları kullanmaya başladı. Görgü tanıkları ve sosyal medyaya yansıyan görüntülerde, polisin protestocuları iterek dağıttığı ve sert fiziksel müdahalelerde bulunduğu anlar yer aldı.

Protestocular ise ellerinde "ICE topluluklarımızdan defolun" yazılı pankartlarla direnişlerini sürdürdü. LAPD, bazı göstericilerin polise taş ve şişe fırlattığını, müdahalenin bu nedenle zorunlu hale geldiğini savundu. Belediye Başkanı Bass bile, "İnsanların otoyolda olması barışçıl değil. Şiddet barışçıl değil" diyerek eylemlerin bazı noktalarında sınırın aşıldığını kabul etmek zorunda kaldı.

'Trump gelene kadar sorun yoktu': vali newsom'dan federal yönetime rest

California eyaletinin en yetkili ismi olan Vali Gavin Newsom, federal hükümete karşı en sert tepkiyi gösteren isim oldu. Savunma Bakanı Pete Hegseth'e resmi bir mektup gönderen Newsom, eyaletin komutası dışına çıkarılarak federalleştirilen Ulusal Muhafız birliklerinin derhal geri çekilmesini talep etti. Sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada kullandığı, "Trump dahil olana kadar bir sorunumuz yoktu" ifadesi, tüm sorumluluğu doğrudan Beyaz Saray'a yüklediğini gösteriyordu.

Newsom, mektubunda bu müdahalenin "devlet egemenliğinin açık bir ihlali" olduğunu belirterek, "Askerlerin uygun emirler ve eğitim olmadan sahaya sürülmesi, durumu ciddi şekilde tırmandırma riski taşır. Bu kabul edilemez," dedi. Newsom'un bu resti, federal hükümet ile eyalet hükümeti arasında potansiyel bir hukuki ve siyasi krizin kapısını araladı.

Demokratlardan ortak cephe: 'eyalet egemenliğine açık ihlal'

Vali Newsom'un başlattığı direnişe, diğer Demokrat valilerden de destek geldi. Bir grup Demokrat vali, yayınladıkları ortak bildiriyle Trump'ın askeri müdahalesini kınadı. Bildiride, "Valiler kendi Ulusal Muhafızlarının başkomutanıdır. Federal hükümetin bir eyalete danışmadan asker konuşlandırması hem etkisiz hem de tehlikelidir. Bu, anayasal düzeni baltalayan bir adımdır," denildi.

Kongre'nin tecrübeli isimlerinden Temsilci Maxine Waters da olayların merkezindeydi. Gözaltına alınan bir sendika liderinin durumu hakkında bilgi almaya çalışan Waters, federal müdahaleyi "kaos yaratma hamlesi" olarak tanımladı. "Trump, şehrimizi hedef aldı. Halk korku içinde. Los Angeles göçmenlerin şehridir ve halkının yanındayım," diyerek net bir şekilde protestocuların yanında yer aldı.

Kaynak: HABER MERKEZİ