Türkiye, yaz aylarının en korkulan felaketlerinden biriyle bir kez daha yüzleşiyor. Çukurova'nın bereketli topraklarının kuzeyinde, Toros Dağları'nın heybetli eteklerinde yer alan Adana'nın Feke ilçesi, bu öğleden sonra gökyüzünü kaplayan kara dumanlarla sarsıldı. İlçeye bağlı ormanlık bir alanda, henüz belirlenemeyen bir nedenle başlayan orman yangını, bölgede kırmızı alarm verilmesine neden oldu. Yüksek sıcaklık ve zaman zaman etkisini artıran rüzgarın da etkisiyle kısa sürede geniş bir alana yayılan alevler, Feke'nin yeşil dokusunu, "ciğerlerini" tehdit eden kızıl bir kabusa dönüştü. Yangın ihbarının alınmasının hemen ardından, Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı ekipler, tüm imkanlarıyla bölgeye sevk edildi.
Havadan ve karadan zamana karşı yarış
Yangın haberinin 112 Acil Çağrı Merkezi'ne ulaşmasının ardından, Adana Orman Genel Müdürlüğü (OGM) bünyesindeki tüm birimler teyakkuza geçti. Bölgenin sarp ve dağlık yapısı göz önünde bulundurularak, müdahalenin en etkili şekilde yapılabilmesi için hem hava hem de kara unsurları aynı anda harekete geçirildi. İlk etapta, yangının merkezine en hızlı şekilde ulaşabilen helikopterler ve yangın söndürme uçakları havalanarak alevlerin üzerine tonlarca su bırakmaya başladı. Hava araçları, bir yandan alevlerin önünü keserek yangının daha geniş alanlara sıçramasını engellemeye çalışırken, bir yandan da yerdeki ekiplerin güvenli bir şekilde çalışabilmesi için alan açıyor. Havadan yürütülen bu kritik operasyonla eş zamanlı olarak, onlarca arazöz, ilk müdahale aracı ve su tankerinden oluşan kara filosu da bölgeye intikal etti. Orman işçileri, itfaiye erleri ve gönüllülerden oluşan yer ekipleri, alevlerle birebir mücadele ederek yangını kontrol altına almak için cansiperane bir çaba sarf ediyor.
Sarp arazi ve rüzgar, mücadeleyi zorlaştırıyor
Ekiplerin tüm gayretine rağmen, Feke'nin coğrafi yapısı ve meteorolojik koşullar, yangınla mücadeleyi oldukça zorlaştırıyor. Toroslar'ın engebeli arazisi, özellikle kara ekiplerinin ve arazözlerin yangının kalbine ulaşmasını güçleştiriyor. Patika yolların ve sarp yamaçların hakim olduğu bölgede, ekipler hortumları kilometrelerce uzağa çekerek veya sırtlarında taşıdıkları pompalarla alevlere müdahale etmek zorunda kalıyor. Mücadeleyi zorlaştıran bir diğer kritik faktör ise hava koşulları. Ağustos ayının kavurucu sıcaklıklarının yaşandığı bölgede, nem oranının düşmesiyle birlikte ormanlık alan adeta bir barut fıçısına dönmüş durumda. Kuruyan otlar ve ağaçlar, en küçük bir kıvılcımın bile hızla büyümesine neden oluyor. Anbean yön değiştiren rüzgar ise itfaiye erlerinin en büyük düşmanı. Rüzgar, alevleri metrelerce öteye taşıyarak yeni yangın odakları oluşturabiliyor ve söndürme ekiplerinin stratejilerini altüst edebiliyor. Bu nedenle ekipler, bir yandan alevlerle boğuşurken, diğer yandan da sürekli değişen rüzgarın yönüne göre yeni pozisyonlar almak için zamana karşı yarışıyor.
Yakın köylerde endişeli bekleyiş
Feke'deki yangın, sadece bir çevre felaketi değil, aynı zamanda bölgede yaşayan yüzlerce insan için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Yangın bölgesine yakın olan köy ve mahallelerde endişeli bir bekleyiş hakim. Evlerinin pencerelerinden veya bahçelerinden yükselen dumanları ve gökyüzünde sorti yapan helikopterleri korkuyla izleyen vatandaşlar, alevlerin kendi yerleşim yerlerine, tarlalarına ve hayvanlarına ulaşmaması için dua ediyor. Jandarma ekipleri, yangın bölgesine giden yolları kontrol altına alarak, sivil vatandaşların güvenliği için bölgeye girişleri yasakladı. İhtiyaç duyulması halinde bazı evlerin tedbiren tahliye edilmesi için de hazırlıklar yapıldığı öğrenildi. Köylüler, bir yandan kendi güvenliklerini sağlamaya çalışırken, diğer yandan da söndürme çalışmalarına katılan ekiplere su ve ayran taşıyarak destek olmaya çalışıyor. Herkesin ortak temennisi, yangının can ve mal kaybı yaşanmadan bir an önce kontrol altına alınması.
Bakanlıktan teyakkuz durumu: tüm imkanlar seferber edildi
Yangının başlamasının ardından Tarım ve Orman Bakanlığı da krizi anbean takip etmeye başladı. Bakanlık yetkililerinden alınan ilk bilgilere göre, Adana'daki yangına müdahale için sadece ildeki değil, çevre illerdeki OGM birimlerinden de takviye ekiplerin yola çıkarıldığı belirtildi. "Yeşil vatan"ın her bir karışının son derece değerli olduğu vurgulanarak, yangının en kısa sürede ve en az zararla söndürülmesi için devletin tüm imkanlarının seferber edildiği ifade edildi. Yetkililer, ayrıca yaz aylarında artan orman yangını riskine karşı vatandaşları bir kez daha uyardı. Özellikle anız yakılmaması, piknik ateşlerinin tamamen söndürüldüğünden emin olunması, ormanlık alanlara cam şişe gibi yangına neden olabilecek maddelerin atılmaması ve en ufak bir duman görüldüğünde dahi vakit kaybetmeden 112 Acil Çağrı Merkezi'ne haber verilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Sadece ağaçlar değil, bir ekosistem yok oluyor
Feke'de yanan, sadece binlerce kızılçam ağacı değil. Bu alevler, aynı zamanda içerisinde sayısız canlıyı barındıran zengin bir ekosistemi de yok ediyor. Toroslar'ın bu bölgesi, birçok kuş türüne, sürüngenlere, memelilere ve endemik bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Yangın, bu canlıların ya alevler arasında kalarak can vermesine ya da yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalmasına neden oluyor. Bir ormanın kendini yenilemesi ve eski ekolojik dengesine kavuşması, onlarca, hatta yüzlerce yıl alabiliyor. Bu nedenle, kontrol altına alınmaya çalışılan her bir alev, sadece bir ağacı değil, aynı zamanda bir yaban hayvanının yuvasını, bir çiçeğin yaşam alanını ve bölgenin su dengesini korumak anlamına geliyor. Söndürme ekiplerinin verdiği bu zorlu mücadele, aynı zamanda geleceğe bırakılacak doğal mirasın korunması için verilen bir savaş niteliği taşıyor.