ÖSYM, sözleşmeli sağlık personeli alımı için tercih sürecini başlattı
ÖSYM, sözleşmeli sağlık personeli alımı için tercih sürecini başlattı
İçeriği Görüntüle

Türkiye’nin yerli ve milli otomobili TOGG, ihracat serüvenine Avrupa'nın en büyük otomotiv pazarı olan Almanya'dan başlayarak tarihi bir adım attı. Eylül ayında Münih'teki IAA Mobility 2025 fuarında dünya lansmanı yapılan T10X ve T10F modelleri için Almanya'da resmi satış süreci başladı. Ancak, "Türkiye'nin gururu" olarak yola çıkan TOGG'un Avrupa fiyat listesinin açıklanması, Türkiye'deki otomobilseverler arasında büyük bir şaşkınlık ve tepki dalgası yarattı. Açıklanan listeye göre, TOGG'un T10X ve T10F modellerinin Almanya'daki başlangıç fiyatı, yüzde 19 KDV dahil 34.295 Euro olarak belirlendi. Bu rakam, bugünkü döviz kuruyla yaklaşık 1.6 milyon TL'ye tekabül ederken, Türkiye'deki başlangıç fiyatlarına kıyasla daha uygun olması dikkatlerden kaçmadı.

Vergi makası: Asıl fark nereden geliyor?

Asıl büyük tartışma ise modellerin en donanımlı versiyonlarındaki devasa fiyat farkıyla patlak verdi. Almanya'da tüm opsiyonlar eklendiğinde en üst donanım seviyesindeki bir TOGG modelinin fiyatı yaklaşık 46.190 Euro (yaklaşık 2.2 milyon TL) seviyesine ulaşıyor. Aynı özelliklere sahip en donanımlı modelin Türkiye'deki satış fiyatı ise 3 milyon lirayı aşıyor. Aradaki yaklaşık 1 milyon TL'lik bu devasa farkın temelinde ise iki ülkenin tamamen farklı vergi sistemleri yatıyor.

Almanya'da elektrikli otomobillerden sadece yüzde 19 oranında Katma Değer Vergisi (KDV) alınırken, Türkiye'de ise KDV'nin yanı sıra oldukça yüksek oranlarda Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) uygulanıyor. Özellikle, araca eklenen opsiyonlar sonrası aracın vergisiz fiyatının belirli bir limiti aşması, ÖTV oranının yüzde 25'ten bir anda yüzde 55'e fırlamasına neden oluyor. İşte bu "vergi dilimi" atlaması, Türkiye'deki nihai tüketici fiyatının, vergi yükü daha düşük olan Almanya'ya kıyasla astronomik bir şekilde artmasına yol açıyor. Kısacası, TOGG'un Almanya'da daha ucuza satılmasının nedeni, aracın fabrika çıkış fiyatının düşük olması değil, Türkiye'deki ağır vergi yükü.

Yönetim 'ucuz olmayacak' demişti

Ortaya çıkan bu fiyat farkı, TOGG Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı'nın bir süre önce yaptığı açıklamaları da yeniden gündeme getirdi. Tosyalı, o dönem yaptığı bir konuşmada, TOGG'un Almanya'daki fabrika çıkış fiyatının Türkiye'den daha ucuz olmayacağını, rekabetçi bir fiyatlandırma yapılacağını belirtmişti. Fabrika çıkış fiyatları açısından bu durum geçerliliğini korusa da, vergiler eklendiğinde son kullanıcının ödediği fiyatta oluşan büyük makas, kamuoyunda "sözlerin tutulmadığı" yönünde bir algı oluşmasına ve tepkilerin artmasına neden oldu. Bu durum, yerli bir ürüne sahip olmanın maliyetinin, o ürünün ihraç edildiği ülkelerden daha yüksek olmasının yarattığı hayal kırıklığını derinleştirdi.

Stratejik hedef: Avrupa pazarında kalıcı olmak

Tüm bu tartışmaların gölgesinde, TOGG'un Avrupa pazarına açılması, marka için stratejik bir önem taşıyor. Otomotiv devlerinin anavatanı olan Almanya pazarında başarılı olmak, bir markanın küresel arenadaki rüştünü ispat etmesi anlamına geliyor. TOGG CEO'su Gürcan Karakaş'ın da daha önce belirttiği gibi, "Almanya’da rekabetçiliğimizi gösterip başarılı olduktan sonra her ülkede başarılı olabiliriz". Bu hedef doğrultusunda, TOGG'un rekabetçi bir fiyat politikası izlemesi kaçınılmazdı. Euro NCAP güvenlik testlerinden 5 yıldız alarak kalitesini tescilleyen TOGG, şimdi de bu rekabetçi fiyatlandırmayla Avrupa pazarında kendine kalıcı bir yer edinmeyi hedefliyor. Almanya'da siparişleri alınmaya başlanan araçların ilk teslimatlarının Ocak 2026'da yapılması planlanırken, bu ülkedeki başarıyı takiben sıradaki hedeflerin Fransa ve İtalya pazarları olacağı belirtiliyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ