Siyasi partiler demokrasimizin vazgeçilmez kurumlarıdır.

Her siyasi partinin, ülkenin sorunlarına bakış açısını özetleyen, siyasi bakış açısını anlatan, nasıl bir işleyişle yönetildiğini belirleyen tüzüğü vardır.

Partilerin tüzüğü, kendi anayasaları sayılır.

***

Siyasi parti üyesi olmak isteyen kişi, o partinin anayasası sayılan tüzüğünü okumuş ve onaylamış sayılır.

Üyelik ancak böyle gerçekleşir.

Sadece üye olmak bile pek çok sorumluluğu kabul etmek anlamına gelir.

Bu sorumlulukların arasında, parti tüzüğünün verdiği görevleri yerine getirmek de vardır.

***

Ancak, siyasi parti üyesi robot değil insandır.

Keza siyasi parti tüzükleri de değiştirilemez kurallar içermez.

Her parti üyesinin mevcut tüzüğü eleştirme hakkı olduğu gibi, o tüzüğü uygulamak yükümlülüğündeki yöneticileri de eleştirme hakkı bulunur.

***

Genelde sağ partilerde görünen eleştirmeme özelliği, sol ve sosyalist partiler için geçerli değildir.

Tam aksine sol partilerde parti içi tartışmalar yoğunluktadır.

Hatta sol partilerin sürekli değişim ve dönüşüm içinde olmasının temel nedeni, parti içindeki bu tartışmalardır.

Bu yüzden de sol partilerde biat kültürü yoktur.

Sol partilerde şef, reis bulunmaz.

Sol partilerde yöneticilerin ağzından çıkan her kelime uyulması gerekli bir zorunluluk değildir.

***

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Örgütü, bir süredir eleştiri sınırlarında kalan görüşler için bile disiplin mekanizmasını işletmektedir.

Seçim sürecinde ilçelerde gösterdiği bu tavır, seçim sonrasında eski il başkanlarından Kemal Karataş başta olmak üzere, Çeşme eski Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu ve aynı zamanda akademisyen olan Doç. Oktay Gökdemir için başlatılmış görünmektedir.

***

Özellikle de eski il başkanı Kemal Karataş'ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in halk arasında Şato diye bilinen yerle ilgili görüşlerine hiç katılmasam bile, sırf bu yüzden disipline gönderilmesine evet diyemem.

Eğer Karataş suç işlemiş ise bunun tartışılacağı yer CHP disiplin kurulu değil, adliyedir.

Verirsiniz mahkemeye, eğer hakaret varsa adalet gereğini yapar.

Diğer eleştiriler için de öyle.

Eğer hukuki bir sıkıntı olduğunu düşünüyorsanız bunu çözecek olan adalet kurumlarıdır.

“Parti üyeleğine aykırı hareket etmek” ne demek?

Tüzükte suç olarak gösterilmesine rağmen, son yerel seçimlerde CHP adaylarının dışındaki ittifak adaylarına destek vermek parti suçu değil midir?

Ya da il başkanının bazı aday adaylarının ellerinden tutup genel merkezde oda oda gezdirmesi parti suçu değil midir?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin öyküsünü yazmayı başarmış Doç. Oktay Gökdemir'i disipline, hem de “üyelikle bağdaşmayan hareketlerde bulunmak” suçlamasıyla yargılamaya kalkmak ne demek?

CHP'nin onlarca yıl belediye başkanlığını yapmış Faik Tütüncüoğlu'nu disipline vermek ne demek?

***

Herkes benim gibi, sizin gibi düşünmeyebilir.

En aykırı fikri dile getirebilmek demokrasi demektir.

Ona katlanmak da demokratlığın gereğidir.

Sopa ile siyasi parti yönettiğini düşününler, demokrasiden zerre kadar nasibini almamış olanlardır.

Onlara da Atatürk'ün partisinde demokrat değil, olsa olsa faşist derler.

İsimleri isterse okyanus olsun, derede boğulup giderler...