Perdeler, Türk tiyatrosu için hem hüzünlü hem de gurur dolu bir an için kapandı. Yeşilçam'ın ve beyaz perdenin unutulmaz karakterlerine hayat veren, her rolüyle hafızalara kazınan büyük usta Şener Şen, tam 40 yıllık bir hasretin ardından döndüğü tiyatro sahnesine, gönüllerde taht kuran "Zengin Mutfağı" oyunuyla veda etti. 2018 yılında başlayan ve tam 8 sezon boyunca aralıksız devam eden bu büyük serüven, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda binlerce sanatseverin tanıklığında, duygu dolu bir finalle son buldu. Şener Şen'in sadece bir oyuncu olarak değil, aynı zamanda yönetmen olarak da imzasını attığı bu oyun, 400'den fazla temsil ile ulaşılması güç bir rekora imza atarken, ustanın son selamı, Türk tiyatro tarihinin unutulmaz anları arasındaki yerini aldı.

40 yıllık hasretin ardından gelen rekorlar ve alkışlar

Takvimler 2018'i gösterdiğinde, tiyatro kulislerinde ve sanat çevrelerinde büyük bir heyecan dalgası yayılmıştı: Şener Şen, 40 yıl aradan sonra sahneye dönüyordu. En son 1978 yılında rol aldığı bir oyunun ardından tiyatroya uzun bir ara veren ustanın bu kararı, onu sahnede canlı izleme şansını hiç yakalayamamış yeni nesiller ve onun sahne performansını özleyen eski tiyatroseverler için büyük bir müjdeydi. Usta oyuncu, bu büyük geri dönüş için sıradan bir oyun seçmemişti. Türk tiyatrosunun en güçlü kalemlerinden Vasıf Öngören'in ölümsüz eseri "Zengin Mutfağı"nı ve o eserin unutulmaz karakteri Aşçı Lütfü Usta'yı seçerek, bu dönüşü daha da anlamlı kılmıştı.

Yeni Proje 2025 06 11T103918771

İlk günden itibaren biletleri haftalar öncesinden tükenen oyun, tam 8 yıl boyunca bir fenomene dönüştü. İstanbul'dan Anadolu'nun dört bir yanına uzanan turnelerle, "Zengin Mutfağı" yüz binlerce izleyiciye ulaştı. 400'ü aşkın kapalı gişe temsil, sadece bir tiyatro oyununun başarısı değil, aynı zamanda seyircinin büyük bir ustaya olan sevgisinin, saygısının ve özleminin de en somut kanıtıydı. Şener Şen, bu 8 yıllık maratonda gösterdiği disiplin, enerji ve sahne hakimiyetiyle, yaşın sadece bir sayı olduğunu kanıtlarken, her akşam aynı heyecanla seyircisinin karşısına çıkarak mesleğine olan tutkusunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Aybüke Pusat, boykot sonrası ilk kez ekranda
Aybüke Pusat, boykot sonrası ilk kez ekranda
İçeriği Görüntüle

Bir mutfaktan Türkiye'nin yakın tarihine bakış

"Zengin Mutfağı", sadece bir komedi ya da dram değildi; aynı zamanda Türkiye'nin çalkantılı bir dönemine, bir köşkün mutfağının penceresinden bakan sosyo-politik bir aynaydı. Vasıf Öngören'in kaleminden çıkan eser, Cumhuriyet tarihinin en büyük ve en önemli işçi eylemlerinden biri olan 15-16 Haziran 1970 olaylarını merkezine alıyordu. Dışarıda büyük bir toplumsal dönüşüm yaşanırken, zengin bir sanayicinin köşkünde çalışanların bu olaylara verdiği tepkiler, kendi aralarındaki ilişkiler ve sınıf çatışmaları, mutfaktaki karakterler üzerinden ustalıkla işleniyordu.

Şener Şen'in canlandırdığı Aşçı Lütfü Usta karakteri, bu karmaşanın tam ortasında kalan, kendi değer yargılarıyla dış dünyadaki değişim arasında sıkışmış "küçük adam"ın trajikomik bir portresini çiziyordu. Şen, Lütfü Usta'nın naifliğini, korkularını, kurnazlığını ve en sonunda yaşadığı aydınlanmayı öylesine incelikli bir performansla sahneye taşıdı ki, seyirci her akşam onunla birlikte güldü, onunla birlikte düşündü. Usta oyuncu, bu projede sadece başrolü üstlenmekle kalmadı, aynı zamanda Doğu Yaşar Akal ile birlikte yönetmen koltuğuna da oturarak oyunun her detayına kendi imzasını attı. Ona sahnede 8 yıl boyunca Gizem Ergün, Onay Kaya, Uğur Arda Başkan ve Kutay Sandıkçı gibi genç ve yetenekli bir kadro eşlik etti. Bu genç oyuncular için, yaşayan bir efsaneyle 8 yıl boyunca aynı sahneyi paylaşmak, unutulmaz bir okul niteliğindeydi.

Harbiye'de duygu seli ve son selam

Ve o büyük gün geldi çattı. "Zengin Mutfağı"nın son temsili için adres, İstanbul'un en prestijli sahnelerinden Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'ydu. Binlerce seyirci, tarihi bir ana tanıklık etmek için Açıkhava'yı hınca hınç doldurmuştu. Oyunun son repliği söylendiğinde ve ışıklar kapandığında, kopan alkış tufanı dakikalarca dinmedi. Bütün salon, büyük bir sevgi ve saygı seliyle ayağa kalkarak ustayı selamladı.

Gözleri dolan Şener Şen, genç oyuncu arkadaşlarıyla birlikte sahnenin önüne gelerek seyircisini son bir kez selamladı. Bu selam, sadece bir oyunun bitişini değil, aynı zamanda Şener Şen'in tiyatro sahnesine de vedasını simgeliyordu. 40 yıl önce ayrıldığı sahnelere, 8 yıl önce muhteşem bir geri dönüş yapmıştı ve şimdi, yine alkışların en coşkulusuyla, zirvede veda ediyordu. O anlarda Harbiye'de sadece bir oyun bitmedi; bir usta, tiyatro sahnesindeki şapkasını seyircisine, meslektaşlarına ve geleceğin tiyatrocularına emanet ederek perdelerini kapattı. Geriye ise, yüzlerce unutulmaz temsil, milyonlarca kahkaha ve bir büyük ustanın sahneye bıraktığı silinmez izler kaldı.

Kaynak: HABER MERKEZİ