Sezen Aksu'nun kariyerinin her dönemi, sayısız hit şarkıyla dolu. Ancak 70'ler ve 80'lerde, popülerliğin zirvesine oynayan "Kaybolan Yıllar", "Sen Ağlama" gibi devlerin yanında, daha sakin, daha içe dönük ama bir o kadar da etkileyici şarkılar da vardı. Bu eserler, zamanın hızlı tüketim akışında belki bir adım geride kalsa da, Minik Serçe'nin müzikal kimliğinin temel taşlarını oluşturuyordu. Örneğin, "Firuze" albümünde yer alan ve genellikle albümün ismiyle aynı şarkının gölgesinde kalan "Ayrılıklar Bitmez" gibi parçalar, sanatçının melankolik ve derinlikli anlatımının ilk sinyallerini veriyordu. Yine aynı dönemden "Yalancı Dünya" veya "Muhabbet Kuşları" gibi şarkılar, naif sözleri ve samimi melodileriyle, o dönemin ruhunu bugüne taşıyan, ancak sadece sadık dinleyicilerin hatırladığı özel eserler olarak dikkat çekiyor. Bu şarkılar, Sezen Aksu'nun sadece bir pop yıldızı değil, aynı zamanda incelikli bir hikaye anlatıcısı olduğunun da kanıtı niteliğindedir.

Onno Tunç ve Aysel Gürel imzalı unutulmaz klasikler

Türk pop müziğinin altın çağı olarak kabul edilen dönemde, Sezen Aksu'nun dehası, Onno Tunç'un yenilikçi aranjeleri ve Aysel Gürel'in dahi sözleriyle birleştiğinde ortaya unutulmaz eserler çıktı. "Hadi Bakalım", "Şinanay" gibi şarkılar listeleri alt üst ederken, bu efsanevi üçlünün imzasını taşıyan daha niş, daha sanatsal parçalar da müzikseverlerin kalbinde özel bir yer edindi. "Kalp Unutmaz" bu şarkıların belki de en bilinen örneklerinden biridir. Zamanla bir kült klasiğe dönüşse de, çıktığı dönemde hak ettiği popülerliğe ulaşamamıştır. Benzer şekilde, "Deli Kızın Türküsü" gibi çığır açan bir albümün içinde yer alan "Aşkları da Vururlar", sofistike altyapısı ve şiirsel sözleriyle, ticari kaygıdan uzak, tamamen sanatsal bir arayışın ürünüdür. "Bu Gece" veya "Kırık Vals" gibi şarkılar ise, yine bu dönemin ürünü olan, dinleyicisini hüzünlü bir dansa davet eden, karanlık ama büyüleyici melankolik eserlerdir. Bu saklı kalmış şarkılar, Aksu-Tunç-Gürel ekolünün ne kadar geniş bir müzikal yelpazeye sahip olduğunu göstermesi açısından paha biçilmezdir.

Bakan Uraloğlu: 509 tarihi köprü kültür mirasına kazandırıldı
Bakan Uraloğlu: 509 tarihi köprü kültür mirasına kazandırıldı
İçeriği Görüntüle

'Deli Kızın Türküsü' ve sonrasının entelektüel derinliği

1993 yılında yayınlanan "Deli Kızın Türküsü" albümü, Sezen Aksu'nun kariyerinde bir dönüm noktasıdır. Bu albümle birlikte Aksu, pop müziğin sınırlarını zorlayarak daha entelektüel, daha cesur ve deneysel bir alana adım atmıştır. Albümdeki "O-Kudum-Da" şarkısı, eğlenceli ve kıpır kıpır melodisinin ardında, toplumsal eleştiriyi ve ironiyi barındıran derin sözleriyle dikkat çeker. Bu şarkı, Sezen Aksu'nun gözlem gücünü ve toplumsal meselelere olan duyarlılığını en net şekilde ortaya koyan, ancak az bilinen eserlerinden biridir. "Düğün ve Cenaze" albümünde yer alan ve Goran Bregoviç bestesi olan "Ayışığı" da benzer bir kategoride değerlendirilebilir. Balkan ezgilerinin hüznünü taşıyan bu parça, dinleyiciyi anında saran atmosferik yapısıyla öne çıkar. Yine "Adı Menekşe" veya "Son Sardunyalar" gibi şarkılar da, edebi derinliği olan sözleri ve özgün besteleriyle, Sezen Aksu diskografisinin en kıymetli ama en az bilinen parçaları arasında yer almaktadır.

2000'ler ve dijital çağın keşfedilmeyi bekleyen modern klasikleri

Sezen Aksu, 2000'li yıllarda da üretkenliğinden hiçbir şey kaybetmeden yoluna devam etti. Ancak dijital müziğin yükselişi ve dinleme alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte, albüm bütünlüğü yerine tek tek şarkıların öne çıktığı bir döneme girildi. Bu durum, albümlerin içinde yer alan bazı harika şarkıların gözden kaçmasına neden oldu. Örneğin "Bahane" albümündeki "Tebdil-i Mekan", Yıldırım Türker'in etkileyici sözleriyle birleşerek dinleyene derin bir sorgulama sunar, ancak albümün diğer hitlerinin gölgesinde kalmıştır. "Öptüm" albümündeki "Köz", yine az bilinen ama dinleyenlerin vazgeçemediği, yoğun duygusal bir eserdir. "Yeter", "İkili Delilik" ve "Gamsız" gibi şarkılar da 2000'ler sonrası dönemin, enerjisi yüksek ama popüler listelere girmemiş, keşfedilmeyi bekleyen Türk pop müziği cevherleridir. Bu eserler, Sezen Aksu'nun kendini tekrarlamadan, her dönemde ne kadar yenilikçi ve taze kalabildiğinin en güzel ispatlarıdır.

Sadece sadık dinleyicilerin bildiği demolar ve özel kayıtlar

Bir sanatçının müzikal yolculuğunu tam anlamıyla anlamak için sadece resmi albümlerine değil, aynı zamanda demolarına, konser kayıtlarına ve özel projelerine de kulak vermek gerekir. Sezen Aksu'nun "Demo" albümü, bu anlamda bir hazine niteliğindedir. "Begonvil" gibi daha sonra popüler olan bir şarkının ilk, en ham halini dinlemek, şarkının doğuşuna tanıklık etmek gibidir. Spotify gibi platformlarda müzikseverler tarafından oluşturulan "Az Bilinen Sezen Aksu Şarkıları" listeleri de bu konuda önemli bir kaynak teşkil eder. Bu listelerde "İçime Sinmiyor", "Geçen Yaz", "Alev Alev" gibi resmi albümlerde yer alsa da geniş kitlelere ulaşmamış pek çok şarkıya rastlamak mümkündür. "Lâl" gibi bazı şarkılar ise neredeyse bir şehir efsanesi gibi, sadece en sadık hayranlar arasında kulaktan kulağa yayılarak yaşamaya devam eder. Bu gizli hazineler, Sezen Aksu'nun yaratım sürecinin en mahrem anlarına tanıklık etme imkanı suna

Kaynak: haber merkezi