Ramazan ayının ardından gelen üç günlük bayram coşkusu, her yıl milyonlarca insanı bir araya getiriyor. Bayramlaşmalar, tatlı ikramlar ve aile ziyaretleriyle kutlanan bu özel dönem, toplumda çoğunlukla "Ramazan Bayramı" olarak biliniyor. Ancak bazı kesimler ise bu bayramı "Şeker Bayramı" şeklinde isimlendiriyor. Peki, bu isimlendirmedeki farklılık nereden kaynaklanıyor ve doğru kullanım şekli hangisi?

Ramazan Bayramı: Dini Kaynağa Dayalı Adlandırma

Ramazan Bayramı'nın asıl adı, dini kaynaklarda geçen "İd-ül-Fitr" ifadesinden türetilmiştir. "Fitr" kelimesi, Arapçada "bozulmak, ayrılmak" anlamına gelir. Bu bağlamda, Ramazan Bayramı, Ramazan ayında tutulan orucun bozulduğu ve şükür edilen bir bayram olarak nitelendirilir.

Dini terminolojide yer alan bu isimlendirme, Türkiye'de de resmiyet ve dini açıdan daha uygun kabul edilir. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınlarında, hutbelerde ve resmi yazışmalarda hep "Ramazan Bayramı" tabiri kullanılır. Bu kullanım, bayramın özüne ve dini anlamına vurgu yapar.

Zübeyde Anne'nin akıbeti belli oldu Zübeyde Anne'nin akıbeti belli oldu

Şeker Bayramı: Geleneksel ve Halk Kültüründe Kullanım

"Şeker Bayramı" tabiri ise daha çok halk arasında ve geleneksel söylemde karşımıza çıkar. Bu adlandırma, bayramın kutlanma biçimiyle ilişkilidir. Bayram günlerinde tatlı ikramı geleneğinin yaygın olması nedeniyle, Şeker Bayramı ismi zaman içerisinde benimsenmiştir.

Şeker Bayramı kullanımının yanlış olduğu söylenemez. Ancak daha ziyade bayramın dışavurumuna ve coşkulu kutlama şekline gönderme yapar. Dini açıdan bakıldığında ise "Ramazan Bayramı" tabirinin daha kapsayıcı ve doğru olduğu ifade edilebilir.

Kaynak: HABER MERKEZİ