Balıkesir'in Sındırgı ilçesini son üç ay içinde ikinci kez vuran 6.1 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki sismik hareketliliğe ilişkin endişeleri en üst seviyeye taşıdı. İzmir, İstanbul ve Bursa gibi çevre illerde dahi şiddetli şekilde hissedilen sarsıntının ardından bölgeye giden Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, yaptığı saha çalışmaları sonrası korkutan tespitlerde bulundu. Bölgede "ölü" olarak kabul edilen fayların harekete geçtiğini belirten Sözbilir, deprem fırtınasının aylarca sürebileceği ve benzer büyüklükte yeni depremlerin yaşanabileceği uyarısında bulundu. Sözbilir'in en kritik çağrısı ise hasarlı binalarla ilgili oldu: "Orta ve ağır hasarlı binalar derhal boşaltılmalı, bu binalar bir sonraki sarsıntıda yıkılabilir."
'Ölü' bilinen faylar uyandı
Prof. Dr. Sözbilir ve ekibinin arazi çalışmaları, bölgedeki deprem tehlikesinin bilinenden daha farklı bir boyutta olduğunu ortaya koydu. Sındırgı'nın güneyindeki dağlık bölgede, daha önce haritalanmamış ve "ölü fay" olarak değerlendirilen fayların deprem ürettiğini tespit ettiklerini açıklayan Sözbilir, "Bu faylar milyonlarca yıl önce çalışmış ancak son 10 bin yıldır hareket etmemişti. Şimdi bu fayların yeniden deprem ürettiğini gözlemledik. Batıdan doğuya doğru uzanan, her biri 10-15 kilometre uzunluğunda farklı fay parçaları var," dedi. Bu tespit, bölgedeki deprem potansiyelinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gözler önüne serdi.
Deprem doğuya doğru ilerliyor
Sındırgı'da yaşanan iki büyük depremin, aynı fay zonu içindeki farklı segmentler tarafından üretildiğini belirten Prof. Dr. Sözbilir, sarsıntıların doğuya doğru bir göç eğilimi gösterdiğine dikkat çekti. Sözbilir, "Bu zonun içinde birbirinden bağımsız deprem üretebilen segmentler var. Önce batıdaki fay kırıldı, yaklaşık üç ay sonra 15 kilometre doğusundaki başka bir fay kırıldı. Aynı sistem içinde doğuya doğru devam eden faylar da bulunuyor. Yakın zamanda buna benzer büyüklükte depremler gelişebilir," diyerek domino taşı etkisine işaret etti. Ayrıca, yeni tespit edilen fayların dağlık bölgeden ovaya doğru basamak şeklinde dizildiğini ve aralarında 400-500 metrelik kot farkları bulunduğunu belirtti.
Jeotermal sistem deprem fırtınasını tetikliyor
Bölgedeki sismik aktivitenin kolay kolay bitmeyeceğini öngören Sözbilir, bu durumun bölgedeki jeotermal sistemle olan ilişkisine vurgu yaptı. "Emendere bölgesinde sıcak su kaynakları var ve bu hattın altından bir fay geçiyor. Jeotermal sistem ve diri fay aynı yerde bulunduğunda, deprem aktivitesi hemen bitmiyor. Bu nedenle deprem fırtınası şeklinde sürebilir. Benzer büyüklükte depremler birkaç ay daha devam edebilir," diyen Sözbilir, bölge halkının uzun bir süre daha artçı ve potansiyel olarak ana şok büyüklüğündeki sarsıntılarla yaşamaya hazırlıklı olması gerektiğini ima etti.
Hasarlı binalar için acil tahliye çağrısı
Prof. Dr. Sözbilir, açıklamalarının en kritik bölümünü hasarlı binalara ayırdı. İlk depremde ağır hasar alan binaların boşaltılması sayesinde ikinci depremde can kaybı yaşanmadığını hatırlatan uzman isim, yeni hasarlar için de aynı hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini söyledi. "Son depremde yeni orta ve ağır hasarlı binalar oluştu. Bu binaların derhal boşaltılmasında yarar var. Gelecekte en az 5'e varan büyüklükte depremler olabileceği için bu binalar yıkılabilir. Vatandaşlarımızın kesinlikle bu tür binaların yakınlarında ya da içinde bulunmaması gerekir," diyerek can güvenliği için acil tahliye çağrısını yineledi. Bu uyarı, Sındırgı'daki yapı stokunun acilen gözden geçirilmesi ve kentsel dönüşüm adımlarının hızlandırılması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.





