Siyaset hayatında bulunmak istediğini belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Ömür boyu siyaset yapmak istiyorum bu doğru, ama benim için politika hayatı dönüştürme sanatı.

Siyaseti hangi koltukta yaptığınızın bir önemi yok. Kainata bakarsanız bir toz tanesi kadar değiliz, neyi ne yapacaksınız, ne kadar değiştireceksiniz ki? Bizi bir ihtimal diğer canlılardan ayıran en önemli şey iz bırakma gayesi… Bende bu memlekette iyi hatırlanası bir iz bırakabilmek için, bu yaşamı iyileştirebilecek bir şeyler yapabilirsem bundan büyük mutluluk duyarım" dedi.

Siyasete 50 yaşında başladım

Siyasetten önce gezim işi ile uğraştığını belirten Başkan Soyer, "Siyasete atılmadan önce Turizm ile uğraştım İzmir'de. Otelimiz vardı Seferihisar'da. Orta okul senelerında bu dünyayı değiştirmek olası, bu hayatı değiştirmek olası, ben siyaset yapmalıyım, bu üniversite senelerında iyice pekişti.

Sonunda İsviçre'ye Uluslar arası mastır yapamaya gitmiştim orada bir günlük tutuyordum. Orada son kararımı verdimi hatırlıyorum. Demiştim ki orada 'ben 40 yaşıma kadar ailemi geçindirecek bir iş yapacağım, ondan sonra para kazanma hikâyesini bir tarafa bir kenara bırakıp vakfedeceğim kendimi ve Türkiye ile alakalı söylemek istediklerim var onları söyleyeceğim'…

Bu 10 sene sapma ile gerçekleşti ve 50 yaşlarında gerçekleşti. Tatil köyünü 2 kardeş yapmıştık, işlettik, kiraya verdik ve nihayetinde elimizden çıkarttık. Çocuklarımız büyüdü üniversite mezunu oldular… Kısacası gençlik senelerımdan beri hayalini kurduğum şeyi 50 yaşındayken başlattım" dedi.

Bir süre sonra vazgeçme noktasına gelmiyorsunuz

Kendisine yöneltilen eleştirilerin başlarda çok kırıcı olduğunu ama sonradan kırıcı gelmediğin belirten Soyer, "Başta ilk yumruklar oldukca yıkıcıydı ve üzücüydü. Aile olarak oldukca incindik, fazlaca kırıldık çünkü devamlı bitmek bilmez bir saldırı var… Sonra sebeplerini anlamaya başladığınız zaman o saldırıların yıkıcılığı azalıyor.

Çünkü Türkiye'deki o kutuplaşma siyasetinin, Türkiye'deki bu sığ ve paçadan çekiştirmeci siyasetin ürünü bulunduğunu görüyorsunuz. Anladığınız zaman daha az yaralıyor. O vakit tüm bu saldırılar nedeniyle caymak, pes etmek noktasına gelmiyorsunuz. Doğru bildiğinizi, inandığınızı meydana getirmeye devam ediyorsunuz" ifadelerini kullandı.

Siyaset ile özel hayatımız birbirine karıştı

Ev arasında herkezin kendisini siyaset yapması mevzusunda desteklediğinin önemini vurgulayan Soyer, "Ben evde oldukca şanlıyım. Herkes bu konu da oldukça ciddi halde yardımcı veriyor bana. Bizim hayatımızın kendisi siyaset. Tamimiyle siyaseti özel hayatımızı politika ile siyaseti hususi hayatımız ile karıştırmış durumdayız" diye konuştu.

Daha fazla zaman nasıl yaratabilirim diye bakıyorum

Seferihisar Belediye Başkanlığı görevinden Büyükşehir'e aday gösterildiğinde korkup korkmadığının sorulması üstüne konuşan Soyer, "Hiç ürkmedim. İzmir'i aşkla seviyorum. Bir tutku ve bağlılık benimki...

Kendimi İzmir'e benzetiyorum. Bu sebeple yapılabilecek fazlaca şey olduğunu bilerek geldim bu noktaya. Beni heyecanlandıran oldukça plan var aklımda. Ürküntüden çok daha çok vakit iyi mi yaratabilirim de güzel bir şey yaratabilirim bu şehir için diye çalışmaktayım"

Siyaseti değiştirmeyi sanat olarak görüyorum

Hayalleri arasında siyasetçi olmanın da bulunduğunu belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Siyasetçi olmaktı. Çünkü ben siyaseti yaşamı değiştirme sanatı olarak görüyorum. Hayatı değişiklik yapmak olası diye düşünüyorum.

Çocukluğumdan beri bu şekilde düşünüyorum. Bu yüzden hep politika yapmak vardı hayallerimde ama yaş ilerledikçe gördüm ki siyasetin en güzeli yerelde meydana getirilen, mahalli yönetimde meydana getirilen, hizmet üzerinden meydana getirilen politika.

Yerel yönetime esasında insanlığın geleceğinin de kentler dünyası olacağını düşünüyorum. Yerelde akıyor hayat. İnsanların yerelde üretilen hizmet ve politika ile alakalı beklentisi var. Bu yüzden esasında yerelde hizmet üretmenin hayatı ve dünyayı değişmek olduğunu düşünüyorum. " dedi.

12-13 Yaşından itibaren hayatı sorgulamya başladım

Siyasi bir aileden gelmediğinin önemini vurgulayan Soyer, "Siyasi aile denemez. Babam askeriye hakimiydi, annem o da hukukçuydu fakat daha fazlaca yol su elektrik diye bir idaresi vardı bakanlığın orada personel müdürlüğüydü. Yani esasında siyaset ile oldukça ilgili bir hale değildik.

Ancak ben yatılı okudum ve orta ikiden itibaren de siyasetin hep siyasetin göbeğinde hissettim kendimi. Hayatı sorgulamaya başladığım seneler 12-13 yaş… O zamandan itibaren de hep yaşamı değiştirmenin olası olduğunu gördüm. Dünyadaki adaletsizliklerden rahatsız olmaya başladım ve bu tarz şeyleri değiştirmek için neler yapmam gerektiğine kafa yordum. O günden günümüze de hep bu şekilde geçti hayatım" ifadelerini kullandı.

En mutlu 7 yılımdı

Yatılı olarak okuduğu lise senelerının en güzel senelerı olduğunu belirten Soyer, "Bornova Anadolu Lisesi'nde 7 sene yatılı okudum. Benim hayatımın en güzel senelerı yatılı okuduğum 7 senedir. Hazırlıkta daha ilk gün gideceğimizde yataklar seriliyor aileler geliyor… Bir tek ben orada kendimi görmüştüm 'hadi gidin artık' diyen. Çok mutluydum o vakit, annemde bana demişti niye bu kadar mutlusun diye…" diye konuştu.