HABER/ Gökçe ADAR

Millet İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer, Mövenpick Otel'de basın mensuplarıyla bir araya geldi. Soyer, 1 saat boyunca her soruyu tek tek yanıtladı. Bir gazetecinin, projelerini neden 3'e ayırdığını sorması üzerine Soyer, şöyle yanıt verdi: “Bu kente kazandırılacak çok fazla şey olacağını düşünüyorum. 2. cemre toplantısını 9 Mart'ta Ödemiş'te yapacağız. Ağırlıklı olarak tarım konusunu ve bu konuda yapacaklarımızı anlatacağız. 3 cemrede vizyonumuzu bir bütün halinde aktaracağız. Zaman yetersiz ama zaten nasip olursa uzun bir yolculuğa çıkacağız diye düşünüyorum."

Hükümetin sıkıntı içerisinde olduğunu belirten Soyer, "Hükümetin bir sıkıntı içinde olduğunu düşünüyorum. İzmir'deki tabloyu görüyor olmaları nedeniyle değil, Antalya'da, Ankara'da ciddi bir telaş içinde olduklarını görüyorum. Telaşlı değillerse de olmalılar diye düşünüyorum" dedi. İzmir'e ayrılan bütçe hakkında yorumunu soran bir gazeteciye ise Soyer, şöyle yanıt verdi: "İzmir'in yeterli kaynak almıyor olması meselesi gerçekten haksızlık. İzmirli bunu anlıyor, görüyor diye düşünüyorum. İzmir'e 30 bin lira bütçe ayrılıyor oluşu her türlü izahtan uzak. Proje yok elimizde o yüzden ödenek ayıramıyoruz deniliyor. Biz hepimiz vergi ödüyoruz. Sonuçta bu vergilerin adil dağıtılmasını bekliyoruz. İçinde yaşadığımız kente böyle bir ayrımcılık yapılıyor ise, o kent de bunun gereğini sandıkta yapacaktır diye düşünüyorum."

Gereğini yapın

AKP tarafından yöneltilen, "Meclis üyelerine bakın, hangi dağdan gelmişler" sözlerine tepki gösteren Soyer, "Hükumet elinizde, kolluk kuvvetleriniz var, mahkemeler var. Madem dağdan gelmişler, buyurun gereğini yapın. Bu söylemler boş. Çünkü panik içindeler" ifadelerini kullandı.

Nihat Zeybekci'nin düzenlediği bir toplantıda gençlerin haremlik selamlık oturtulmaları konusunda sorulan bir soruya ise Başkan Adayı Soyer, şöyle yanıt verdi: "İzmir'in ruhunu köklerini anlamak lazım. Bu şehirde aday olacaksanız bunu biliyor ve hissediyor olmanız lazım. Sayın Zeybekçi burada misafir. Misafire saygıda kusur etmemek istiyoruz, etmemeye çalışıyoruz."

Basın mensuplarının İzmir'in ulaşımı ile ilgili sorularını da yanıtlayan Soyer, konu ile ilgili "Sabah 06.00-07.00 ve akşam 19.00 ile 20.00 saatleri arası emekçileri düşünerek bir şeyler yapmayı düşündük. Ücretsiz değil de 1 kuruşla bir şeyler yapılabilir. Tam bir şey söyleyemeyeceğim. Sünpanse etmek lazım ama sonuçta bunu yapacağız" dedi.

Tepeden tırnağa yanlış

Zeybekci'nin "İzmir'i bir şirket gibi yönetmek gerekiyor" sözlerini hatırlatan gazeteciye ise Soyer: şöyle cevap verdi: "Böyle bakarsanız hiç bir şey anlamadınız demektir. Yerel yönetimlerde yeni gelişen bir yönetişim modeli var. O da yerel yönetimlerin irade ortaya koymamasıyla ilgili. Bu son derece yeni ve yayılan bir model. Bunun böyle olduğunu düşünüyorum. Yerel yönetimlerin tüm dinamiklerine vakıf olup kenti yönetmesi mümkün değil. Mutlaka derneklerin, sivil toplum kuruluşlarının bir çok yapının dahil edilmesi lazım. Böyle potansiyel yakalanır. Birçok imkan bu şekilde ıskalanıyor. O nedenle şirket gibi yönetemezsiniz İzmir gibi bir şehri. Benzetme tepeden tırnağa yanlış."

"İzmir Fuarı'nı özelleştireceğim" sözlerininin sorulması üzerine ise Soyer, yanlış anlaşıldığını söyleyerek "Sözlerim yanlış anlaşıldı. İzmir Fuarı'nı 12 ay çalışması lazım canlı olması lazım. Bir gününün boş geçmemesi lazım. Geçen her boş gün İzmir'e zarar yazıyor. Bizim o fuarı cıvıl cıvıl kullanılıyor olması lazım. Hatta fuarın yanına bir de Kongre Merkezi yapmak gerekiyor. Birbirine beslenerek yapılması lazım diye düşünüyorum. Bunun için profesyonel destek alınması lazım. Profesyonel hizmet almak anlamında ifade ettim. Bununda böyle olduğunu düşüyorum. Mevcut yol haritasıyla biz topu topu 2 tane uluslararası fuar düşünüyorsak orada bir yanlışlık var. Birileri rahatsız olacak diye bunları yapmamak olmaz" ifadelerini kullandı.

Nihat Zeybekci'nin, 'Adayımız sonradan coştu' sözünü hatırlayan basın mensubuna ise başkan adayı Soyer, "İzmir'de aslında bir coşku var. Evet İzmir'in coşkusunu görüp coşmamak mümkün değil. Olağanüstü bir coşku var görüyorum. Olağanüstü bir heyecan var. Müthiş bir iklim var. Onu da anlıyorum öyle bir coşku görmediği için kendisi coşmuyor olabilir fakat benim gördüğüm coşku karşısında coşmamam mümkün değil" dedi.

İzmir basınını destekleyeceklerinden bahseden Soyer, "Salona sığacak kadar bir topluluğuz. İzmir halkının haber alma teminatınısınız. Yerel basın olarak sizin mevcuduyetiniz ve ayakları üzerinde duruyor oluşunuz son derece kıymetli. Bu yolculuk sırasında bizim birbirimize ihtiyacımız var. Şu nedenle var; Siyaset dilinde şikayet ediyoruz. Türk insanlarının böyle bir kültüre layık olmadığını düşünüyoruz. Paçadan çekiştirici kırıcı bir üslup değil başka bir şeyin mümkün olduğunu biliyoruz ve bunu İzmir'den kurmanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Türkiye'de şikayet ettiğimiz şeyler siyasi iktidar olarak söylemiyorum. Bu varolan şeyleri değiştirecek şeyler İzmir olacak. Dolayısıyla bizim buradaki birlikteliğimizin önemli olduğuna inanıyorum. Bu iletişimin çok canlı çok dinamik ve çok samimi olması lazım. Çok sıkı bir iletişim içinde olacağız. Hiçbir yolu yok başka. Bunu birlikte yapıp birlikte bulacağız. Bunları masaya yatırıp birlikte değerlendireceğiz. Bu ileitişim meselesi çok ciddiye alacağımız bir şey olacak. Seferihisar'daki ilişkiyi kıstas almayınız. Oradaki imkanlar nedeniyle yapmak istediğimiz kıstasları yapamaz durumdaydık" şeklinde konuştu.

Seçim stratejisi

Aziz Kocaoğlu ile yan yana gelmediklerinin bir seçim stratejisi olduğunu söyleyen Soyer, "Aziz başkan rahat ettiği daha çok etki yapacağını düşündüğü yerlere gidiyor. Kendi yollarımızı ayırmış olmamız daha pozitif etki edecek diye düşündük. Çok daha sağlıklı çok daha birbirimizi iyi anladığımız bir süreci yaşıyoruz" dedi

İzmir'de 11- 12 ilçede oy kaybının yaşandığı söylemlerini hatırlatan gazeteciye Soyer, şöyle yanıt verdi: "Kayıp yaşayacağımızı düşünmüyorum. Dün tam gün Buca'nın yoksul bölgelerindeydik. İnanılmaz bir heyecan ve umut var. Üstelik Ak Parti'nin CHP'den daha çok oy aldığı mahalleler bunlar. CHP'nin yüzde 18 oy aldığı mahalleler. Gördüğüm tablo çok şaşırtıcıydı."

Çöp sorununa da değinen Soyer, "Konuyla ilgili 3 noktada mutabık kaldık. Aynı zamanda enerji üretecekler. Bunların yaklaşık kapasiteleri ve yatırım miktarları belirlendi yer konusunda çalışıyoruz en doğrusunu yapmak zorundayız. Nerede yapacağız nasıl yapacağız o konuyla ilgili bir nokta belirlemedik. Londra'da şehrin merkezinde var. Ne koku yaratır ne bir şey. Herkes önünden geçer. Bunu gerçekten sağlıklı bir iletişim içinde yapmak lazım. Doğru yeri doğru anlatmak lazım" diye konuştu.

İzmir'in cıvıl cıvıl bir kent haline geleceğini söyleyen Soyer, tarımın çok önemli olduğunu söyledi. Soyer, "Bizim için tarım çok öncelikli. Bu Türkiye'nin meselesi. Bu tarımdaki durum çok önemli. İZBB, bu meseleye el atmak ile ilgili çok önemli çalışmaları oldu. Yepyeni hedefler ve projeler hayata geçirmek gerekiyor. Özetle burdan yola çıkan ve başka ufka doğru yola çıkan bambaşka bir yol olacak. Sadece İzmir'i değil Ege Bölgesi'ni hedef alıyoruz" dedi. Gökçe ADAR

İçime sinen durum değil

Bir gazetecinin İZFAŞ binasının 3 yıllığına Tınaztepe Üniversitesi'ne tahsis edilmesini hatırlatması ve tavrının ne olacağını sorması üzerine Soyer, "İnanın bu benim çok içime sinen bir hareket değil. Çok fazla bir şey demeyeceğim ama size açık ve net bir şekilde söyleyeyim. Tahsis kararı benim içime sinen bir durum değil" açıklamasında bulundu. İzmir projelerinin mutlaka ciddiye alınacağını söyleyen Soyer, "İzmir vizyon ortaklığı kurmak istiyorum. Bunu oluşturmaya gayret edeceğiz. Kavga etmeye gelmeyeceğim. Böyle bir hedefim yok. İzmir'in projelerinin mutlaka çok ciddi alınacağına inanıyorum. Yumuşak ve anlayışlı bir uslüpla bu diyaloğu kurmaya gayret edeceğim. Yutmam gereken şeyi yutacağım. Ana kriterim İzmir'in menfaatleri olacak" dedi.