AKP'nin TBMM Başkanlığı'na sunduğu ve ekonominin birçok alanında köklü değişiklikler öngören Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki yoğun görüşmelerin ardından kabul edildi. Teklifin en çok dikkat çeken ve milyonlarca vatandaşı doğrudan ilgilendiren maddesi, hiç şüphesiz Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)'nde yapılan yeni düzenlemeler oldu.

İşçiler Yücel'e isyan etti: Maaşımızı istediğimizin için kapının önü gösteriliyor
İşçiler Yücel'e isyan etti: Maaşımızı istediğimizin için kapının önü gösteriliyor
İçeriği Görüntüle

Gelecek hafta Genel Kurul gündemine gelmesi beklenen teklifle, otomotiv sektöründe vergilendirme sistematiği önemli ölçüde değişiyor. Artık taşıtların vergilendirilmesinde, sadece motor silindir hacmi değil, aynı zamanda aracın menzili, batarya kapasitesi ve diğer teknik özellikleri de dikkate alınacak. Bu, Cumhurbaşkanı'na, piyasanın dinamiklerine ve teknolojik gelişmelere göre farklı ÖTV oranları belirleme konusunda geniş bir yetki ve esneklik tanıyor. Özellikle elektrikli ve hibrit araçların yaygınlaşmasıyla birlikte, vergilendirme sisteminin bu yeni teknolojilere uyumlu hale getirilmesi amaçlanıyor.

Kanun teklifiyle, akaryakıtla çalışan binek otomobillerde uygulanan mevcut ÖTV matrahlarının, piyasa koşullarında oluşan fiyatları etkilemeyecek ve güncel ÖTV oranlarına uygun olacak şekilde yeniden belirlenmesi hedefleniyor. Bu, matrahların zamanla enflasyon karşısında erimesi ve birçok aracın üst vergi dilimlerine girmesi sorununa bir çözüm getirme amacı taşıyor. Teklifteki değişiklikle ÖTV matrah eşikleri ve oranları, motor silindir hacmi ve elektrik motor gücüne göre yeniden düzenleniyor ve bu oranlar %80 ile %220 arasında değişiyor.

Ayrıca, yerli üretimi teşvik etmek amacıyla, milli savunma ve iç güvenlik maksadıyla alınacak ve yerli katkı oranı en az yüzde 40 olan taşıtlar ile ilgili kuruluşların ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte yerli üretimi bulunmayan arazi taşıtları ve motosikletlerin ilk iktisabında ÖTV istisnası getirilmesi hedefleniyor.

Döviz ve altına 'devlet' kalkanı: İzinsiz ticarete ağır cezalar geliyor

Teklifin en devrimci ve piyasaları en çok etkileyecek düzenlemelerinden biri de, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un neredeyse tamamen yeniden yazılması oldu. Bu değişiklikle, döviz ve kıymetli maden ticaretine yönelik devlet denetimi artırılıyor ve yetkisiz faaliyetlere ağır yaptırımlar getiriliyor.

Yeni düzenlemeye göre, ticari amaçlı döviz alım satımında bulunmak, Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası'nda üye olarak faaliyette bulunmak ve kıymetli maden rafinajı yapmak gibi kritik faaliyetler, Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan izin alma zorunluluğuna tabi olacak. Bu, özellikle "merdiven altı" olarak tabir edilen ve piyasada spekülasyonlara neden olan yetkisiz döviz bürolarının ve kuyumcuların faaliyetlerini kontrol altına almayı amaçlıyor.

Yetkisiz faaliyetlerde bulunanlara ilişkin idari yaptırımlar da netleştirilerek caydırıcı hale getirildi. Buna göre, izinsiz işlem yapanlara 50 bin TL'den 250 bin TL'ye kadar idari para cezası kesilecek. İhlalin beş yıl içinde tekrarlanması halinde ise idari para cezası üst sınırdan uygulanacak. Bu kapsamlı yetkilendirme ve cezai yaptırımlar, Cumhurbaşkanı'na döviz ve altın piyasalarını düzenleme konusunda geniş bir hareket alanı tanıyor.

Vergi sisteminde ince ayar: KDV muafiyetleri ve AR-GE'ye teşvik

Torba yasa, sadece ÖTV ve finans piyasalarını değil, aynı zamanda vergi sisteminin genelini etkileyecek önemli değişiklikler içeriyor. Kayıt dışılıkla mücadele, vergi adaletini güçlendirme ve dolaysız vergilerin payını artırma hedefleri doğrultusunda, Katma Değer Vergisi (KDV) ve kurumlar vergisinde yeni düzenlemeler yapıldı.

  • KDV İstisnaları: Komisyondaki görüşmeler sırasında eklenen bir maddeyle, milli güvenlik kurumlarının (Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ve MİT) ihtiyaçları kapsamında yapacakları araç alımları KDV'den istisna tutulacak. Ayrıca, Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesindeki vakıfların mülkiyetinde bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler de KDV'den muaf olacak.

  • AR-GE ve Tasarıma Vergi Desteği: Türkiye'nin teknoloji ve inovasyon kapasitesini artırmak amacıyla, AR-GE, tasarım ve destek personelinin ücretlerine yönelik vergi istisnalarında da yeni düzenlemeler getirildi. Buna göre, bu personelin gelir vergisi stopajı ve damga vergisi istisnası kapsamında değerlendirilebilecek ücret tutarı, aylık brüt asgari ücretin 40 katı ile sınırlandırılacak. Bu düzenleme, nitelikli personelin Türkiye'de kalmasını teşvik etmeyi ve teknoloji firmalarının maliyetlerini düşürmeyi amaçlıyor.

Yatırım teşviklerinde yeni sınırlar ve fırsatlar

Yasa teklifi, Türkiye'deki yatırım teşvik sistemini de yeniden yapılandırıyor. Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında sağlanan indirimli vergi uygulamasına, etkinlik ve öngörülebilirliği artırmak amacıyla yeni sınırlar getirildi. Artık bu uygulama, en fazla 10 yıl boyunca ve yüzde 60 oranında sınırlandırılacak. Ancak Cumhurbaşkanı, yatırımın yapıldığı bölgeye, sektöre ve teknoloji düzeyine göre bu katkı oranlarını belirleme ve sınırlama yetkisine sahip olacak. Bu, teşviklerin daha stratejik ve hedef odaklı kullanılmasını sağlayacak.

Serbest Bölgeler Kanunu'nda yapılan bir diğer önemli değişiklikle ise, bölgede üretim yapan mükelleflerin, ürünlerini diğer serbest bölgelere satışından elde ettikleri kazançlar da kurumlar vergisinden istisna tutulacak. 1 Ocak 2026'dan itibaren geçerli olacak bu hüküm, serbest bölgeler arasındaki ticareti canlandırarak, Türkiye'nin bir üretim ve ihracat üssü olma hedefine katkı sağlayacak. Ayrıca, Endüstri Bölgeleri Kanunu'nda yapılan değişiklikle, bu bölgelere alan ilave etme veya mevcut alanı daraltma yetkisi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na verildi.

Kamu çalışanlarına ve milli projelere ek destek

Teklif, sadece ekonomik düzenlemelerle sınırlı kalmıyor, aynı zamanda kamu çalışanlarına yönelik iyileştirmeler ve milli projelere destek de içeriyor. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın taşra teşkilatında fiilen sahada çalışan personele ödenen fazla mesai ücretinin hesaplanmasında esas alınan gösterge rakamı 160'tan 300'e çıkarıldı ve bu ödemeden yararlanabilecek personel oranı yüzde 20'den yüzde 40'a yükseltildi.

Komisyonda kabul edilen bir diğer önemli madde ise, Türkiye Uzay Ajansı'nın faaliyetleri için Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na ödeme yapabilmesinin önünün açılması oldu. Bu, Türkiye'nin uzay ve havacılık teknolojilerindeki milli hedeflerine ulaşması için önemli bir finansal destek sağlayacak. Ayrıca, LPG piyasasında dağıtıcıların toptan satış sınırlamalarını ihlal etmelerine yönelik yaptırımların güçlendirilmesi, enerji piyasasında rekabetin korunması ve tüketicinin haklarının güvence altına alınması adına atılmış bir adım olarak öne çıkıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ