Maden ve enerji şirketlerine sınırsız yetki tanıyacak ve halkın yaşam alanlarını yok edecek “işgal yasası” Meclis gündemine geliyor. Yasa teklifine karşı Türkiye’nin dört bir yanından yükselen tepkiler, 16 Temmuz Çarşamba günü Meclis önünde bir direnişe dönüşecek.
Torba yasa teklifinin, 16 Temmuz Çarşamba günü Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesi bekleniyor. Teklif yasalaşırsa, ormanlardan meralara, tarım arazilerinden su havzalarına kadar pek çok alanın koruma kalkanları kaldırılacak; şirketlerin enerji ve maden projeleri “kamu yararı” kılıfıyla hayata geçirilebilecek.
İzmir Yaşam Alanları tarafından yapılan açıklamada, teklifin doğa, halk sağlığı ve hukuk açısından büyük bir tehdit olduğu vurgulandı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adıyla Meclis’e sunulan düzenleme; Maden Yasası, Zeytincilik Yasası, Mera Yasası, Orman ve Çevre Yasalarını hükümsüz kılacak ve planlama yetkilerini belediyelerden alarak merkezi otoriteye devretmeyi hedefliyor.
Açıklamada, enerji ve maden projelerinin “stratejik yatırım” statüsüne taşınacağı, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) muafiyeti getirileceği ve kamulaştırmalarla köylülerin topraklarına el konulacağına dikkat çekildi. Ayrıca milli parklar, sulak alanlar, yaban hayatı koruma bölgeleri, zeytinlikler ve tarım arazilerinin şirketlerin kullanımına açılmasının önü açılacak.
Ormanların Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) bedelsiz devredilmesine, enerji şirketlerine mera tahsis edilmesine, acele kamulaştırma kararlarıyla köylülerin tapularına el konulmasına dair eleştiriler öne çıktı.
Zeytinliklerin yok edilmesiyle ekosistem dengesinin bozulacağı, canlı türlerinin yok olacağı ve tarımsal verimliliğin düşeceği vurgulandı. Ayrıca, Anayasa’nın 56. maddesinde güvence altına alınan sağlıklı çevre hakkının ve 169. maddede yer alan ormanların korunması yükümlülüğünün de açıkça ihlal edileceği ifade edildi.
Açıklamada yer alan “Tasarı ile yerel halk ve uzmanların görüşlerini tamamen yok sayacaktır. Tasarı ile enerji ve maden projelerine karşı açılan davalarda idari yargının yetkisi kısıtlanacak, böylece yargı denetimi askıya alınmış olacaktır. Sermayenin işlerini kolaylaştıracak şekilde, yürütmeyi durdurma kararları, Yargı bağımsızlığı fiilen devre dışı bırakılacaktır. Tasarı ile 'stratejik yatırım' adı altında 'kamu yararı' tanımı yok edilecek, şirket çıkarları öncelenecektir.” ifadeleri de dikkat çekti.
Son olarak, İzmir Yaşam Alanları açıklamasında şunlar kaydedildi:
"Tasarı ile toplumsal muhalefeti bastırmaya, köylüleri, yerel halkı ve ekoloji örgütlerinin haklı mücadelelerinin yok edilmesi hedefleniyor. Sermayenin çıkarları, yaşam hakkının önüne geçecektir. Ekolojik dengeyi korumak, yaşanabilir bir gelecek için hepimizin sorumluluğudur. Tüm bu nedenlerle, bu yasaların hemen geri çekilmesini istiyoruz. Tarım alanları yerine maden açılmasına karşı durarak, geleceğimizi korumalıyız. Bilinmeli ki, ne pahasına olursa olsun bizler doğa talanına, hukuksuzluğa ve sermayenin tahakkümüne karşı sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Tarafız, muhatabız."
