Haber / Didar DEMİRCİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz gün kabine toplantısı ardından yaptığı konuşmada, yüz yüze eğitime, kademeli bir şekilde başlanacağını vurgulayarak, köy okullarının 15 Şubat tarihinde eğitim öğretime başlayacağını bildirdi. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 ve 12’nci sınıfların ve arasında bulunan diğer öğrenci gruplarının ise 1 Mart 2021 tarihi itibariyle yeniden gündeme alınacağını açıklamıştı. Söz konusu açıklamanın ardından Eğitim İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım, salgın sürecinde alınan kararın erken olduğuna dikkat çekerek endişelerini paylaştı.

“Ancak tüm önlemler alınarak başlamalıdır”

Eğitimle ilgili alınan kararlarda Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un sessiz kalmasına tepki gösteren Yıldırım, konuya ilişkin Cumhurbaşkanı’nın kabine toplantısı sonrasında yapmış olduğu açıklamayı hatırlatarak, şu noktalara değindi:

“Aşılama için geç kalınan öğretmenlerin, öğrencilerle iç içe olması, hayati risk teşkil edecektir. Bu durum sadece öğretmenlerin ve öğrencilerin değil toplum sağlığını tehlikeye atacaktır. Öğretmenler aşılanmadan alelacele başlatılacak bir yüz yüze eğitim dönemi, Korona virüse istediği kuluçka zeminini sağlayacaktır.

LGS ve YKS'de salgına ve uzaktan eğitimdeki aksaklıklara rağmen müfredat daraltmasına gitmeyen MEB, milyonlarca öğrenciye büyük bir mağduriyet yaşatmak üzeredir. Uzaktan eğitimle konuların yetişmesi ve sağlıklı bir şekilde işlenmesi mümkün görünmezken, bu konuları çocuklara sınavda sormak, onların geleceklerinden çok önemli bir basamağı çıkarmak olacaktır. O yüzden en önemlisi sınava girecek öğrencilerin durumudur. Yüz yüze eğitime geçilmesi özellikle bu sınıflar için şarttır ama bu geçişin sağlanabilmesi için sınıflardaki sayıyı minimum tutmak, okulu düzenli şekilde dezenfekte etmek gibi hayati adımlar atılmalıdır.”

“Öğretmenlerin aşılama süreci tamamlansın”

Yüz yüze eğitimin başlaması için Eğitim İş olarak hükümetten beklentilerini sıralayan Yıldırım, “Eğitim önemli, sağlık ise hayatidir. Yüz yüze eğitime geçilmesi için aşılma sürecinin (en azından öğretmenler açısından) tamamlanması, okullara kadrolu temizlik personeli atanması, tüm okullara gerekli hijyen malzemelerinin periyodik olarak teslim edilmesi, hijyen kurallarına uyulup uyulmadığının sıkça denetlenmesi ve okulların, sınıfların, okul bahçelerinin fiziki durumları gözetilerek metrekareye düşecek insan sayısına dair düzenlemeler yapılması şarttır. Biz öğrencilerimize, öğrencilerimiz de eğitime kavuşmayı istiyor ama kimse hayatını yanlış eğitim ve sağlık politikaları yüzünden kaybetmek istemiyor” ifadelerini kullandı.