İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Bilge Özgür Yüksel, nefes darlığı konusunda açıklamalarda bulunarak, “Kalp hastalıklarında da vücuda pompalanan kan miktarında azalma olur. Tüm vücuda giden oksijen miktarı azalacağı için solunum iş yükü artar. Beyinde solunumu kontrol eden merkeze ait hastalıklar da solunum iş yükünü artırabilirler” diye konuştu.

NEFES ALDIĞINIZI FARK EDİYORSANIZ DİKKAT

Nefes darlığının kişinin normalden daha zor ve sık bir şekilde nefes alıp vermesi durumu olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Yüksel, “Normal bir insan nefes alıp verdiğinin farkında bile değildir. Oysa her insan dakikada 12-16 kez nefes alıp verir. Bireylerin nefes alma sürecinde rahatsızlık, hızlı veya zorlanma hissi yaşaması nefes darlığı olarak adlandırılır. Nefes darlığı, tıpkı ağrı gibi, sadece hasta tarafından algılanan kişisel bir belirtidir” dedi.

VÜCUDA GİREN OKSİJEN MİKTARI AZALIYOR

Nefes darlığının birçok farklı nedenden kaynaklanabileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Yüksel, “Akciğerlerin katılaşması ya da göğüs duvarının genişlemesinde azalmalar (obezite, skolyoz, akciğer zarı kalınlaşması) da solunum iş yükünü arttırır” değerlendirmesinde bulundu.

BİLİNÇ DÜZEYİNDE NEFES DARLIĞI OLABİLİR

İkinci bir nedenin de solunum kaslarında oluşan zayıflık olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Yüksel, “Nörolojik kas hastalıkları, solunum kaslarında yorgunluğa bağlı nefes darlığına yol açabilir. Diğer bir neden de psikojenik nefes darlığıdır. Hiçbir organik hastalık olmamasına rağmen normal olan solunum, bilinç düzeyinde nefes darlığı şeklinde algılanabilir” ifadelerini kullandı.

AKCİĞER VEYA KALP HASTALIĞI OLAN KİŞİLER RİSK ALTINDA

Nefes darlığının her yaştan insanda görülebileceğini dile getiren Uzm. Dr. Yüksel, “Akciğer veya kalp hastalığı olan kişilerde, astım, KOAH ve obezite gibi kronik solunum rahatsızlıkları olanlarda daha yaygın görülür. Bunun yanı sıra hipotiroidi, hipertiroidi gibi endokrinolojik hastalıklarda, nörolojik, hematolojik hastalıklarda ve böbrek hastalıklarında da oluşabilir. Anksiyete bozukluğu, panik atak veya stres durumunda da geçici nefes darlığı yaşanabilir” açıklamasında bulundu.

SİGARA DUMANI VE HAVA KİRLİLİĞİ TETİKLEYEBİLİR

Nefes darlığını tetikleyen birçok faktörün olduğuna değinen Uzm. Dr. Yüksel, özellikle astımlıların bazı faktörlerin nefes darlıklarını artırdığını söyledi. Yüksel, şöyle devam etti:

“Sigara dumanı, hava kirliliği, soğuk hava, alerjenler (polen, toz, küf mantarları, evcil hayvan tüyleri gibi), ilaçlar (ağrı kesiciler gibi) solunum yolu enfeksiyonları astım krizine yol açabilir. Ağır üzüntü, stres anksiyete veya panik atakların tetikleyicileri arasında yer aldığını ve kısa zamanda hızlı kilo alınması ya da hızlı kilo kaybı da nefes darlığına yol açabilir.”

GÖĞÜS AĞRISI VE BAYILMA EŞLİK EDERSE ACİL MÜDAHALE ŞART

Nefes darlığının, altta yatan ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Yüksel, şu bilgileri paylaştı:

“Eğer nefes darlığı aniden ve şiddetli bir şekilde ortaya çıkarsa veya eşlik eden belirtiler (göğüs ağrısı, bayılma, hızlı kalp atışları) varsa acil tıbbi müdahale gerekebilir. Ayrıca, nefes darlığı normal aktiviteleri yapmayı engelliyorsa veya uzun süre devam ederse, doktor tarafından değerlendirilmelidir. Nefes darlığı belirtilerinin ihmal edildiği takdirde, altta yatan ciddi bir sağlık sorunu tedavi edilmeyebilir. Bu durum, kalp yetmezliği, akciğer hastalıklarının ilerlemesi veya solunum yetmezliği gibi komplikasyonlara yol açabilir. Ayrıca yaşam kalitesini etkileyebilir ve günlük aktiviteleri sınırlayabilir.”

TEDAVİ HASTALIĞA BAĞLI DEĞİŞEBİLİR

Tedavi yollarından bahseden Uzm. Dr. Yüksel, “Tedavi, nefes darlığına neden olan hastalığa bağlı olarak değişir. Örneğin, astım veya KOAH için inhaler ilaçlar, kalp yetmezliği için diüretikler ve kalp ilaçları kullanılabilir. Bazı durumlarda nefes darlığı kendiliğinden düzelebilir, ancak genellikle altta yatan sorun tedavi edilmeden kalıcı bir çözüm sağlanamaz. Tedavi seçenekleri arasında ilaçlar (örneğin bronkodilatörler, kortikosteroidler, diüretikler), solunum terapisi, oksijen tedavisi, egzersiz programları, kilo yönetimi, sigarayı bırakma ve altta yatan sağlık sorununun tedavisi yer alabilir. Tedavi planı, bir doktor tarafından bireysel olarak belirlenmelidir” diyerek sözlerini noktaladı.

Kaynak: dha